Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Danimarka parlamentosunu barındıran Christianborg Sarayı'ndaki bir günlük konferans, karikatürleriyle İslam âlemini karıştıran sağ eğilimli Jyllands Posten gazetesi ile "Danimarka Özgür Basın Cemiyeti" tarafından düzenlenmişti. Konusu ise "Türkiye'de fikir özgürlüğü"ydü. Oysa tartışma hep karikatür krizi etrafında döndü. Bu arada, "düzenleyici" olmasına rağmen Jyllands Posten'den bir konuşmacının olmaması dikkat çekti. Bizi karşılayan ve bizimle ilgilenenlerin arasında yabancı düşmanı diye bilinen Danimarka Halk Partisi mensuplarının olması da gözden kaçmadı. Jyllands Posten'in yaklaşımı malumken, Danimarka Özgür Basın Cemiyeti'in ne olduğunu öğrenmek için internet sayfalarına girmek yetiyor (www.trykkefrihed.dk). Danimarka kendisini uygar ve hoşgörülü sayar. Ancak, Kopenhag'da cumartesi günü konuşmacı olarak katıldığım konferansta Danimarkalıların pek de güzel olmayan bir yanını gördüm. Cemiyetin başkanı Lars Hedegaard Jensen de zaten konferansta yaptığı konuşmada hiçbir şeyi gizlemedi. Jensen'e göre Müslümanlar uygarlıktan, bilim, felsefe ve kültürden nasiplerini alamamışlar çünkü kendilerini sorgulama yeteneğinden yoksunlar. Bu arada Türkler -ki o 'Müslümanlar' dedi- Anadolu ve Mezopotamya'daki kadim kültürlerin köklerini kurutmuşlar. Bunu 18'inci yüzyılda bir Danimarkalı gezgin "görerek tespit etmiş." Kadim kültürleri yıkmışlar Bu "cesur" görüşlerin dinleyiciler tarafından da kabul edildiğini, Jensen'in aldığı uzatmalı alkıştan anladık. İnanması zor ama "okumuş" geçinen insanların "Ama siz de kabul edin ki İslamiyet ilkel bir din" şeklindeki çıkışları gerçekten ibretlikti.Yaptığım konuşmada da belirttiğim gibi, karikatür krizi Danimarkalıların 11 Eylül'ü olmuş. İslam âlemindeki gösteriler bu toplumu ciddi şekilde "travmatize etmiş." Ancak bu, en azından konferansa katılanlardan gördüğüm kadarıyla, özeleştiri veya nesnel sorgulamaya neden olacağına, Müslümanlara karşı düşmanlığı ciddi şekilde körüklemiş. "Kabul edin, ilkel bir din" Dayanamadım ve konuşması sonunda Jensen'e sordum:"Geniş bir tarihi perspektifi içinde Batı'nın mutlak üstünlüğünden söz ettiniz. Avrupa'nın göbeğinde bundan sadece 50 yıl önce gerçekleşen Yahudi soykırımının ne tür bir 'uygarlık' alameti olduğunu, Danimarkalıların o sırada ne yaptıklarını ve bunun gibi bir ilkelliğin Avrupa'da tekrar yaşanıp yaşanamayacağını söyler misiniz?"Hem dinleyiciler, hem de Jensen sorudan rahatsız olduklarını belli ettiler. Jensen'e göre söylediğim dönem "Batı uygarlığının çöktüğü an"mış. Danimarkalılar Yahudiler için parmak kaldırmamışlar. Ve, evet, aynı şeyler Avrupa'da tekrar olabilirmiş. Yahudi soykırımı neredeydi? Yani Avrupa'da uygarlık "yeniden çökebilir." Peki, bu çöküşün kurbanları bu kez kim olacak? Bu soru doğal olarak akla geliyor. Fakat kendilerini bu kadar açığa vurarak pek de güzel olmayan yüzlerini ortaya koyan bu insanları daha fazla "travmatize" etmek istemedim. Anlayan da zaten anladı.Şunu da belirtmeliyim: Söylenene göre, o kişilerin Danimarkalıları temsil etme iddiaları da kuşkuluymuş. Herhalde öyledir. Çünkü tanıdığım güzel Danimarkalıların bu insanlarla pek ilgileri yok. semihi@cnnturk.com.tr Bu sefer kurban kim olacak?