Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nitekim, AB'nin Türkiye Temsilcisi Hans-Jörg Kretschmer de arkadaşımız Utku Çakırözer'e verdiği demeçte bunu ortaya koydu. Özetle, DTP, "PKK ile aramıza mesafe koymamız mümkün değil" derken, Avrupa'nın da bu sözleri kabul etmesi mümkün değil. Değil, çünkü PKK'nın bir terörist örgüt olduğu artık Avrupa genelinde kabul edilen ve resmi belgelere geçmiş olan bir husustur. AB'nin çeşitli düzeydeki yetkilileri de zaten buna binaen hem Leyla Zana ve arkadaşlarına, hem de DTP'ye, "PKK ile aranıza mesafe koyun ve bunu açıkça belli edin" çağrılarında bulunuyorlar. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) terörle bağlarını net bir şekilde ortaya koyması "Kürt sempatizanı" olarak bilinen Avrupalıları bile kızdırdı. Bunu, yokladığım, Ankara'daki AB'li diplomatlarda açıkça görüyorum. Bu nedenle DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk'un PKK ile ilişkileri konusundaki sözleri AB tarafından hem bir "itiraf," hem de bir "meydan okuma" olarak algılandı. Türkiye'deki "Kürt sorununa" ilişkin değerlendirmelerinde AB'nin bundan böyle bu hususu da dikkate almaktan başka bir çaresi yok.Kısacası, DTP Avrupa açısından kendisini köşeye sıkıştırdı. Avrupa'nın teröre pembe gözlüklerle bakmasının mümkün olmadığı bir sırada "Avrupa'dan gelecek sempati" beklentisine kendi eliyle ölümcül bir darbe vurdu. DTP'nin, IRA ve ETA benzetmelerine sarılarak kongresine bu örgütleri temsil eden kişileri davet etmesine gelince, bu da Avrupalı diplomatların, "Ne İrlanda ve İngiltere'de, ne de İspanya'da yaşananların farkındalar" değerlendirmelerine neden oldu. Avrupalılar, "Terör nedeniyle teröristlerle masaya oturdular" söylemini kesinlikle reddediyorlar. Burada bu konuya uzun uzun girecek yerimiz yok. Ancak konuyu takip etmiş olanlar, IRA ve ETA'nın geldikleri noktanın terörün iflası noktası olduğunu bilirler. Çok sayıda masum insanı öldürmüş olan her iki örgüt, yetkili mercilerle herhangi bir şekilde görüşme sözünü aldılarsa, bunu sadece ve sadece tek taraflı olarak terörden vazgeçmeye ve silahlarını teslim etmeye razı olduktan sonra aldılar. DTP kendini köşeye sıkıştırdı Yoksa ne İngiltere, ne İrlanda, ne de İspanya, saldırılarını sürdürdükleri bir sırada bu örgütlere veya yan kuruluşlarına herhangi bir taviz vermiş değil. Kaldı ki, "Sonunda masaya oturuyoruz" şeklinde yarattıkları havaya rağmen, IRA ve ETA'nın masadan önemli bir şey alarak kalkacaklarını gösteren en küçük bir delil de yok ortada.Gözlemcilere göre o da "barış ve huzur uğruna" -olsa olsa, cinayet işlemiş olanları için ceza indirimi ve geriye kalan militanları için de kısmi af sağlayabilirler. Bu arada "siyasi kanatları" da seçimlere girerek halk nezdinde aslında ne denli marjinal olduklarını kanıtlama hakkını elde ederler. Şu anda DTP'nin kendi eliyle bozduğu Avrupa'daki imajını kurtaracak tek şeye gelince, o da üstüne gidilerek bu partinin dünya gözünde tekrar "mazlum" duruma düşürülmesidir. DTP yöneticilerinin bunun olmasını hararetle bekledikleri kesin. "PKK ile bağımızı koparmayız" çıkışlarının içe dönük "tahrik boyutu"nun altında bu hesabın yattığı apaçık ortada. semihi@cnnturk.com.tr Teröre taviz vermiş değiller