Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tahmin edileceği gibi, Daşnaklar, Petrosyan'ın Ermenistan'ı "Türkiye'nin kucağına oturtacağını" iddia ederek kirli bir kampanya yürütüyorlar. Bu arada Ermeni medyasında "Daşnak zihniyeti"nin "yüksekten uçuşa geçtiğini" görüyoruz. Bunu ortaya koyan kişilerden biri ise, "tarihçi ve diplomat" diye lanse edilen Ara Papian. Kendisinin ülkesinde ne denli önemli bir şahsiyet olduğunu bilemeyiz. Ancak özgeçmişinden Ermenistan'ın eski Kanada Büyükelçisi olduğunu öğreniyoruz. Bu arada Ermeni medyası kendisiyle uzun söyleşiler yaptığına göre Ermenilerin kanaat önderlerinden biri olduğunu varsayıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ermenistan'da siyaset kızışıyor. Türkiye ile uzlaşma yanlısı eski Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan'ın adaylığı ise ortamı iyice gerdi. Papian'ın söyledikleri, Ermenistan'da göz ardı edilemeyecek bir kesimin ülkenin geleceğini hayal âlemine teslim ettiğini gösteriyor. PanArmenian.Net adlı internet gazetesine konuşan Papian'a göre, Sevr Antlaşması ve buna bağlı olan ABD Başkanı Wilson'un "Batı Ermenistan" için çizdiği sınırlar hâlâ geçerliymiş. Bu durumda Kuzey Doğu Anadolu Ermenistan'a ait oluyor. Antlaşmanın 62'nci maddesine de işaret eden Papian'a göre, Ermenistan'ın gerçek sınırları da "Kuzey Kürdistan"a dayanıyormuş. Yani Güneydoğu Anadolu da "Kürdistan" oluyor.Papian ayrıca Sovyetler Birliği döneminde 'Kemalist yönetim' ile imzalanan ve bugünkü sınırları belirleyen Moskova ve Kars antlaşmalarının da geçersiz olduğunu iddia ederek şunları söylüyor: Hayal âlemi "1991'de bağımsız olmasıyla birlikte Ermenistan uluslararası sisteme döndü. Sevr onaylanmadı ama hâlâ geçerli. Uluslararası hukuka göre Van, Bitlis, Erzurum ve Trabzon Ermenistan'a ait. Ermenistan ile Ermeni diyasporasının başlıca görevi, Birinci Dünya Savaşı'nın galiplerine Sevr Antlaşması'nın yerine getirilmesinin bir vicdan meselesi değil, bir yükümlülük olduğunu anlatmalarıdır."Papian'ın "fantezisi" burada kalmıyor. Kendisine göre, Türkiye'nin Ermenistan sınırını açması da yeterli değilmiş. Zira bu kez "güvenlik sorunu" gündeme gelecekmiş. Bu nedenle Ermeni sınırına yakın Türk birliklerinin geri çekilmesi ve bölgeye uluslararası gözlemcilerin yerleştirilmesi gerekecekmiş.Papian tabii ki yalnız değil. Daşnak partisinin Siyasi İşler Dairesi Başkanı Kiro Manoyan da, Novosti Armenia ajansına verdiği demeçte, "Wilson düzenlemesinin zaman aşımına tabii olmadığını" söylemiş. Manoyan'a göre, Türkiye'de hâlâ süren "Sevr sendromu" da bu antlaşmanın geçerliliğini kanıtlıyormuş. Vicdan değil yükümlülük Birisinin bu kişilere "Birinci Dünya Savaşı'nın galipleri" ile imzalanan Lozan Antlaşması'na giden yolu iyi anlatması gerekiyor. Bu arada, Sevr'de kendilerine dünyaları vaat ettikten sonra Lozan'da Ermenileri yok sayan bu "galip ülkeler"den medet ummanın bugüne kadar kendilerine fazla bir şey sağlamadığını da anlamaları gerekiyor.Biz gene de Ermenistan'da önümüzdeki dönemde aklın üstün geleceğini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeleceğini umuyoruz. Ama bunun, görüşlerini aktardığımız kişilerin gösterdiği yoldan olamayacağı kesin. sidiz@milliyet.com.tr Birileri anlatmalı