Her şeyden önce, haberde maddi hatalar var. Önce bunları düzeltmem lazım. Dışişleri'ndeki arkadaşlar haklı. Her zamanki gibi bu sefer de kendilerine sormalıydım. Oysa, haberi KKTC'de üç dilde yayımlanan saygın ve barışsever bir gazetede okuduğumda "doğrudur" diye bunu yapmadım. Açıkçası "varsayım tuzağına" düştüm. Gazetecilik insanı bazen ilginç durumlara düşürür. Yıllardır var olan fakat kamuoyunun bilincinde olmayan bir şeyi ortaya çıkarmanız ortalığı ansızın karıştırabilir. Hatta, başka gerçeklerin ortaya çıkmasına vesile olabilir. Hafta içinde kaleme aldığım ve Türk hava sahasının Rum Kesimi'ne uçan yabancı ülkelerin uçaklarına açıldığını bildiren yazım böyle bir etki yarattı. Gerçek durum şöyle: Türk hava sahası 1974'ten beri Kıbrıs'a uçan yabancı havayollarına zaten açıkmış. Yani bunun, yazdığım gibi, "son haftalarda açılması" söz konusu değilmiş. Öte yandan, hava sahamız Rumlara ait "Kıbrıs Havayolları"na kapalıymış. Kıbrıslı Türklerin üzerindeki ambargo kalkana kadar da kapalı kalacakmış. Türkiye'nin BM Genel Sekreteri'ne sunduğu "Kıbrıs Eylem Planı" da zaten bunu açıkça belli ediyor. Özetle, hava sahasının açılması konusu, KKTC rahatlatıldıkça, Rum Kesimi'ne dönük olarak devreye sokulacak "jestler" listesinde yer alıyor. 1974'ten beri açık Eylem Planı'nın 2'nci maddesi, Rumlardan gelecek olumlu açılımlara karşılık olarak, "Kıbrıs Rum havayolu taşıyıcılarının üst uçuşlar için Türk hava sahasını kullanmalarına ve Türk havaalanlarını kullanmalarına, ilgili uluslararası kurallar ve usuller çerçevesinde izin verilmesi"ni öngörüyor. Ancak, Ankara şu aşamada tek taraflı bir jesti düşünmüyor. Her şeyden önce Genel Sekreter'in "Kıbrıs Eylem Planı"na yanıtını bekliyor. Rumlardan da bazı "iyi niyet" adımları bekliyor, ki bunları henüz göremiyor. Tek taraflı jest yok Kısacası, Ankara burada bir strateji izliyor. Onun için tüm faktörleri kontrol altında tutmak istiyor. Eylem Planı'nın sadece bir maddesi kontrolsüz bir şekilde ortaya çıktığında işler, haliyle, karışıyor.Buradaki sorun galiba teknisyenler için malum olan temel bazı hususların, dünyayı takip eden kişiler tarafından bile bilinmemesinden kaynaklanıyor. Örneğin, birçok kişi Türk hava sahasının Kıbrıs Rum Kesimi'ne giden hava trafiğine açık olduğunu bilmiyordu. Tabii, insanın normal koşullarda durup dururken düşüneceği bir şey değil bu. Fakat dün bazı arkadaşlara sordum. "Bize sorulsaydı herhalde hava sahamız bu trafiğe kapalıdır derdik" dediler. Böylece "hatalı haberim" bir şeyin öğrenilmesine vesile oldu. Bu da, doğal olarak, beraberinde bazı soruları gündeme getiriyor. Ankara'nın stratejisi Örneğin şu soruyu:Rumlar, "Türkiye bize ambargo uyguluyor" diye yaygara koparıp AB'de taraftar toplarken, bizde niçin hiçbir yetkili, "Bu doğru değil. Rum Kesimi'ne giden turistler bizim hava sahamızı kullanıp geçiyorlar" demedi bugüne kadar?Ancak, hava sahası ile ilgili hatamı bu soruyla örtbas etmeye çalışıyorum sanılmasın. Hata her şeye rağmen hatadır. Bundan dolayı zorda kalan varsa kendilerinden özür dilerim. semihi@cnnturk.com.tr Hata hatadır