Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Kodu mu oturtmak" isteyenlerin kulağına hoş gelen "sert mesajlar" da aslında yeni bir şey getirmiyor. Zira, "Vatanı böldürmeyiz, irticaya geçit vermeyiz" yabancısı olduğumuz bir söylem değil. Ordudaki nöbet değişimleri de bu mesajların geleneksel olarak verildiği ortamlardır. Onun için bu mesajların verilmesi değil, verilmemesi garip olurdu. Nüfusun çoğunluğu da zaten bu sözlere katılıyor. Cumhuriyet tarihimizin en ilginç askeri nöbet değişimlerinden birini yaşıyoruz. Ortalık "mesaj"dan geçilmiyor. Bazıları "yumuşak." Bazıları "sert." Bazıları ise "tatlı sert." Buna karşılık, görevini Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a devredecek olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün "veda sözleri"nde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin genç kademeleri açısından olduğu kadar, halen gelişme sürecinde olan toplumumuz açısından da dikkate alınması gereken mesajlar var.Hilmi Paşa, özetle, TSK'nın çağdaş ortamda etkin olmasını sağlayacak "olmazsa olmaz" koşulları ortaya koyuyor. Modern dünyada genç subayların "düşünsel yetenekleri"ni geliştirmelerinin önemine işaret ederek, "Bunu yapabilecek çok elit ve iyi yetiştirilmiş subay kitlesine sahibiz" diyor. Dikkate değer mesajlar Hilmi Paşa, "yönlendirilenler"in değil, "yönlendirenler"in safına geçmenin ancak bu yoldan mümkün olabileceğini belirten ifadeler kullanıyor. Bu sözlerden, TSK'nın modern dünyadaki saygınlığının, dünya gerçeklerini kavrayarak ona göre hareket edilmesini sağlayan entelektüel kapasitenin geliştirilmesinden geçtiğini anlıyoruz.Hilmi Paşa'nın TBMM Başkanı Bülent Arınç'a yaptığı -ve karşılıklı iltifatların biraz abartıldığı veda ziyareti sırasında, "askeri alan"dan ayrılarak "sivil alana" girip söyledikleri de çok önemliydi. Özkök sivil alana girdi Hilmi Paşa'ya göre, Türkiye'nin daha da güçlenerek bölgesinde örnek bir ülke olmasını sağlayacak tek şey demokrasidir. Türkiye'nin dünyada ağırlığına yakışan yerini almasını arzulayanlar açısından bu son derece olumlu bir mesajdır. Bu mesajın kimlerin hoşuna gitmeyeceğini ise son dönemde tanık olduğumuz tartışmalardan biliyoruz. Hızlı bir değişim sürecinden geçen Türkiye'de kimlerin "vizyoner", kimlerin "reaksiyoner" olduğu da böylece daha net bir şekilde görülüyor. Vizyoner ve reaksiyoner Yıkık bir imparatorluğun harabelerinden modern bir cumhuriyet olarak doğmamızın ilk etapta aydın bir askeri sınıf tarafından sağlandığını unutmamalıyız. Cumhuriyeti daha da ileri bir aşamaya götürme sorumluluğuyla karşı karşıya olduğumuz şu günlerde Hilmi Paşa'nın sözlerini iyi değerlendirmeliyiz.Bu sözlerin 2000'lı yılların TSK'sında anlaşılacağını düşünüyorum. Ancak, Hilmi Paşa'nın işaret ettiği gerçeklerin toplumun her kesiminde coşkuyla karşılanacağından pek emin değilim. Buna karşılık, bu nöbet değişimiyle TSK'da daha sert bir havanın esmesini bekleyenlerin -ki tam olarak ne bekledikleri de belli değil- yanılacaklarına inanıyorum. Çünkü TSK'da "yap boz" zihniyeti değil, "devamlılık" esastır. Hilmi Paşa'nın sözleri ise TSK'da gelinen "düşünsel nokta"yı çok güzel bir şekilde yansıtmaktadır. semihi@cnnturk.com.tr TSK'da düşünsel nokta