Meğerse, Türkiye, kısa bir süre önce, "Okesa-Bergo" adlı Ege hava koridorunu Güney Kıbrıs'a uçan taşıyıcılara açmış. Rum uçakları buna dahil değil tabii. "Avusturya Havayolları'yla daha yeni Türk hava sahasından uçtum" diyen Rum lideri Papadopulos da, büyük olasılıkla, bu koridordan geçti. Özetle, Türkiye artık Yunanistan üzerinden gelen taşıyıcılara Kıbrıs Rum kesimi için avantajlı bir bağlantı sağlıyor. "Olympic Airways" de buna dahil. Tabii, Metin Münir'in dediği gibi, bu karar aynı zamanda Rumları "rekabeten" ve dolayısıyla "maddeten" sıkıştırıyor. Hava sahamızı Güney Kıbrıs'a uçan Kıbrıs Havayolları dışındaki taşıyıcılara açtığımızı yazmam ortalığı karıştırdı. Dışişleri bunun 1974'ten bu yana zaten mümkün olduğunu söyleyerek hatamı ortaya çıkardı. Ancak önemli bir hususu söylemedi. Bunu da Metin Münir ortaya çıkardı. Bu da, KKTC'nin üzerindeki ambargonun kalkması için Ankara'ya ek bir "enstrüman" sağlıyor. Ankara, nedense, bazı şeyleri açıklamıyor. Oysa burada, olumlu bir durum söz konusu. Öte yandan, "Tazmin Komisyonu" konusunda da olumlu gelişmeler görüyoruz. Kuzey'de kalan malları için Türkiye'yi AİHM'de dava eden Mira Ksenides-Arestis ile Ankara şu anda, garip bir şekilde, aynı safta görünüyorlar. Çünkü iki taraf da KKTC'de kurulan ve AİHM'nin onayını bekleyen bu komisyonun işlemesini istiyor. Oysa hem Kuzey'de, hem Güney'de buna karşı olanlar var. KKTC'de, muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi, komisyonun lağvedilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Güney'de ise, bir grup avukat, komisyonun kurulmasına neden olan kararını iptal etmesi için AİHM'ye başvurdu. Ankara açıklamıyor Ancak her iki girişimin sonuçsuz kalacağı ortada. Geçen hafta KKTC'yi ziyaret eden Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Tazmin Komisyonu'nun Anayasa Mahkemesi'ne şikâyet edilmiş olmasını "tasvip etmediklerini" açıkça söyledi. Şener, Başbakan Erdoğan'ın UBP Başkanı Hüseyin Özgürgün'ü, Dışişleri Bakanı Gül'ün de UBP eski genel başkanı Derviş Eroğlu'nu arayarak benzeri bu konuda uyarıda bulunduklarını açıkladı. Bunlar Ankara'dan gelen ve kolay göz ardı edilemeyecek "ağır telkinler"dir. Ankara bu komisyonun işlemesini istiyor çünkü bu seçeneğin ortadan kalkmasının Türkiye'ye ağır bir fatura getireceğini biliyor. KKTC'nin iç işlerine müdahale anlamına gelse de, bu "ağır telkinleri," kuşkusuz, bu nedenle yaptı. Ankara'nın telkinleri Adanın Güney'ine gelince, Ksenides-Arestis'in avukatı Achilleas Demetriades, Tazmin Komisyonu kararının iptal edilmesi için başvuran Rum avukatların sonuç alamayacaklarını açıkladı. Bu tür bir başvurunun sadece davaya taraf olanlar tarafından yapılabileceğini belirten Demetriades, "Adaleti, dolayısıyla istediğiniz tazminatı, sağlayacak bir mahkemeyi şikâyet etmenin anlamı yok" diye konuştu. Kısacası, Güney'dekilerin derdi de, ya evlerini, ya da paralarını bir an evvel almak. Kıbrıs gerçekten ilginç bir yer. Kendinizi karşı tarafla, ansızın ve hiç beklemediğiniz bir "koridor"da bulabiliyorsunuz. Çözüm de herhalde sonunda bu koridorlardan gelecek. semihi@cnnturk.com.tr Çözüm bu koridorlarda