Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugüne kadar Kıbrıs hakkında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yabancıların artık gerçekleri görmekten başka çareleri yok. Tabii iyi niyetliyseler. Türk düşmanlığı bazılarında o kadar yer etmiş ki, onlar bu önyargılarını beslemeye devam edecekler. Ancak onların da gidebilecekleri bir yer yok. Tercihlerini gerçeklerden yana kullananlara gelince, onlar için durum artık çok farklı. Onlar için kimin "uzlaşmaz" olduğu, kimin çözümden yana olduğu bu aşamada daha net görülüyor. Bunu iyice anlamaları için Güney Kıbrıs'ta yapılan son parlamento seçimleri de yararlı olmuştur. Kıbrıs meselesi sabır istiyor. Zira Türk tarafına karşı yığılmış olan ve yıllara dayanan önyargılar var. Bunların çoğu tabii ki bilgisizlikten kaynaklanıyor. Türk tarafının "uzlaşmaz" olduğuna ilişkin "şayia" gibi. Neyse ki bu algılama da Annan Planı süreciyle kırılmaya başladı. Bu elbette ki her şeyin hızla değişeceği anlamına gelmiyor. Dediğimiz gibi, Kıbrıs meselesi sabır istiyor. Öte yandan bazı şeylerin değiştiğini gösteren gelişmeler de yok değil. Ertuğrul Özkök'ün dün Hürriyet'in sürmanşetinden duyurduğu haber gibi. Almanya'nın, Dışişleri Bakanı düzeyinde olsa bile, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile doğrudan temas kuracak olması hiç de azımsanacak bir gelişme değil. Bunun arkası da gelecektir. Zira Avrupalı liderler Rumları üyelikle ödüllendirmekle başlarına açtıkları işi anlamaya başladılar. İşin ilginç yanı, gerçekleri daha net görenlerin arasında Yunanistan'ın da olmasıdır. Nitekim, Atina'nın Kıbrıs için ortaya yeni öneriler atacağı haberleri bile Rumları çileden çıkarmaya yetti. Gerçi bu haberlerin arkası gelmedi. Ancak, Rumlar da biliyorlar ki Yunanistan gerçekten yeni önerilerle ortaya çıkacaksa, bunların iki tarafı gözetiyor görünmesi gerekiyor. Yoksa diğer AB üyelerini ikna edemez. Gelişmeler de var Oysa Rumlar şu anda AB üyelikleri sayesinde gücün kendilerinde olduğunu düşünüyorlar. Kendilerine bu cesareti veren bazı AB üyeleri de var tabii. Bu sayede Türkleri azınlık statüsüne indirip istedikleri çözümü dikte edebileceklerini sanıyorlar. Fakat bunun böyle olmadığını görecekler. Şu anda AB açısından sarılabilecekleri tek koz "limanların açılması" meselesidir. Türk tarafı ise bu konuda "olmaz" demiyor. AB'ye, "Verdiğiniz sözleri tutun ve iyi niyetinizi gösterin, arkası kolay gelir" diyor. Bu son derece makul bir yaklaşımdır. Kısacası top bu kez kesinlikle Türk tarafında değil. Fakat, AB, Rum şantajına boyun eğip sırf limanlar meselesi yüzünden müzakere sürecimizi sekteye uğratmaya hazır ise, bize de "Ne haliniz varsa görün" demekten başka bir şey kalmaz. Zira AB karşısında tümüyle haklı olduğumuz bir konu varsa o da Kıbrıs konusudur. Cesareti kim veriyor? AB de o durumda kendi Kıbrıs açmazını iyice derinleştirmiş olur. Bu arada Rumların da Türk tarafı üzerinde AB yoluyla baskı kurma olanakları da buharlaşmış olur. Onun için Kıbrıs konusunda heyecana gerek yok. Sadece sabra gerek var. semihi@cnnturk.com.tr Sadece sabır gerek