Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Vatikan'dan yansıyan sert açıklamaları ise, "Saldırı Türkiye düşmanlarına fırsat sağladı" diye küçümseme eğilimindeler. Ancak, Batı basınını takip edenler bunun küçümsenecek bir konu olmadığını görürler. Yetkililer, İtalyan Rahip Andrea Santoro'nun Trabzon'da öldürülmesinden sonra, bu kez Fransız rahip Rene Brunissen'in Samsun'da bıçaklanmasını "bir meczup saldırısı" diye geçiştirmeye çalışıyorlar. Papalığın Anadolu temsilcisi Piskopos Luigi Padovese'nin İtalyan ANSA ajansına söyledikleri, aslında Ankara'daki Batılı diplomatların söylediklerinin aynısı. Bu diplomatlar da, Türkiye'deki genel atmosferin bu saldırılara zemin hazırlayacak nitelikte olduğunu belirtiyorlar. Mesele tekrar, daha önce burada ele aldığım ve Türkiye'de sorgulanan kişilerden sadece yüzde 16'sının Hıristiyanlar hakkında olumlu görüş bildirdikleri "Pew Global Tavırlar Projesi"ne geliyor. Yüzde 16 Türkiye'nin bu konuda yansıttığı görüntü, kendisine biçtiği "başka inançlara karşı saygılı" imajına uymadığı gibi, meseleye nesnel bakanları da şu malum sorulara yöneltiyor:- "Medeniyetleri barıştırma" konusunda kendi içinde çaba harcamayan AKP hükümeti, dışarıda bu konuda başarılı olmayı nasıl umuyor?" - Hükümet, "Medeniyetler İttifakı" adına Rahip Brunissen'le niçin dayanışma sergilemiyor? - Avrupa'daki 'İslamofobi'den haklı olarak sürekli söz eden hükümet, Türkiye'de Hıristiyanlığa karşı duyulan fobinin üzerine niçin gitmiyor? Buradaki sorun, laikliğin Türkiye'de uğradığı erozyona dayanıyor. Mesele sadece "Hıristiyan düşmanlığı" değil. Mesele, kişisel inançların tapusunu elde tutma çabası. Fakat bunu sadece AKP'ye mal etmek yanlış olur. "Laik" olduğunu iddia eden kesime de sirayet etmiş olan bir olgudan söz ediyoruz. Rahşan Ecevit bile, "İslamiyet elden gidiyor" diye ortaya çıkıp tedbir alınmasını isteyebiliyor. İçine düştüğü çelişkiden ise hiç rahatsız olmuyor.Gücünü Anayasa'dan alan ve milyonlarca vatandaşımızı dışlayan tekdüze "zorunlu din dersi"ne gelince, bunun da AKP'nin değil, kimin icadı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. İmaja uymuyor Şimdi bu derse, başta Alevilik olmak üzere, diğer inançlara da yer verilmesi için adımların atılacağı belirtiliyor. Ancak, bunların "kozmetik" olacağı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in Hürriyet'e dün verdiği demeçten bile anlaşılıyor. Çelik, "Laik bir ülkeysek din dersi 'zorunlu' değil, 'seçmeli' olmalıdır" diyemiyor. "Kendini Müslüman saymıyorsan girme bu derse kardeşim!" çıkışıyla milyonlarca vatandaşımızı rencide etmekten çekinmiyor. Türkiye'nin "laik olma" iddiasını böylece elinin tersiyle itmiş olmaktan da rahatsızlık duymuyor. AB müzakereleri için hazırlanan "Pozisyon Belgesi"nde, "Türkiye'de eğitimin laik olduğuna" dair basit fakat çok önemli bir cümleyi koyma girişiminin, bizzat "AB Başmüzakerecimiz" tarafından niçin "işgüzarlık" diye reddedildiği de böylece daha iyi anlaşılıyor. Uzun lafın kısası, rahiplere karşı artan bu saldırıların altında soruşturulması gereken çok şey yatıyor. semihi@cnnturk.com.tr 'Girme kardeşim!'