Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Örneğin İngiltere, Fransa ve Hollanda'da referandum yoluyla reddedilen anayasa taslağının yeniden canlandırılmasına karşı. Polonya ise ulusal egemenlik haklarını fazla sulandırmayan basitleştirilmiş bir metin istiyor. Fransa'ya gelince, reddedilen ilk metni değişik bir isim altında bu kez kabul edecek gibi. Ancak Brüksel'den yansıyanlara bakılırsa, yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy buna önemli bir önkoşul getirmeye hazırlanıyor. Yapılan çeşitli açıklamalar Sarkozy'nin anayasa taslağında Avrupa'nın sınırlarının açık bir şekilde belirtilmesini istediğini gösteriyor. Türkiye'nin bu sınırların dışında kaldığını tahmin etmek ise güç değil. Almanya'nın en büyük arzusu, AB dönem başkanlığı sırasında ölmüş gibi görünen "Avrupa Anayasası"nı yeniden canlandırmak. AB içinde bu konudaki görüşler ise muhtelif. Kendisi zaten seçim kampanyası sırasında -ve çok öncesinde- Türkiye'yi Avrupalı bir ülke olarak görmediğini, bu yüzden de AB'ye üye olamayacağını net bir şekilde duyurdu.Bu yüzden, işbaşına geldikten sonra Sarkozy'nin, Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi, Türkiye'ye aleyhindeki söyleminin tonunu düşüreceğini belirtenler ciddi bir yanılgı içindeler. Zira kendisi, Türkiye karşıtlığını ideolojik dünya görüşünün odağına oturtmuş bulunuyor. Yakın çevresinden olan Avrupa Parlamentosu üyesi sağcı Alan Lamassoure de zaten bu konuda yanlış anlamalara mahal vermeyecek açıklamalarda bulunuyor. Yakında Fransa'nın AB işlerinden sorumlu bakanı olması beklenen Lamassoure'e göre, Avrupa'nın üyelik konusunda Ankara'ya artık "yalan söylemekten vazgeçmesi" gerekiyormuş. Çoğu Avrupalının Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu belirten Lamassoure, Fransa'nın, "bir Ortadoğu ülkesi olan Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerine müdahale edip bunlara yeni bir yön verilmesi için çalışacağını" açıkça söylüyor. Türkiye'yi Avrupalı görmüyor Sağa kayan Fransa'dan yansıyan bu kararlı Türkiye aleyhtarlığı aslında Avrupa'da da tepkiyle karşılanmaya başlandı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrosso'dan İtalyan Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano'ya, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu Başkanı Martin Schultz'dan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodrigues Zapatero'ya kadar birçok önemli şahsiyet Sarkozy'yi bu konuda sert bir şekilde eleştiriyorlar. Avrupa artık tepkiyle karşılıyor Ancak Sarkozy ve Lamassoure gibi, yandaşları genişlemiş AB'nin işleyebilmesi için tercihen bir anayasaya, bu olmazsa en azından yeni bir yasal yapıya ciddi şekilde ihtiyacı olduğunu biliyorlar. Onun için bazı yorumculara göre Paris, "Ya Türkiye, ya anayasa" şantajını çekmekten geri kalmayacak. Fransa'nın onayı olmadan AB için ne bir anayasanın ne de yeni bir yasal çerçevenin kabul edilebileceğini ise herkes biliyor. Kısacası Avrupa Türkiye konusunda ciddi bir kavgaya hazırlanıyor. Sarkozy'nin, Türkiye'nin de içinde bulunduğu ve AB ile "özel ilişkisi" olan "Stratejik Akdeniz Havzası" fikrine gelince, bu bir kandırmacadan ibaret. Son derece tartışmalı olan bu konuya da ileride değinmeyi umuyoruz. sidiz@milliyet.com.tr 'Ya Türkiye ya anayasa' şantajı