Stefanopulos'un Türkiye'nin başından beri savunduğu "paket çözüm" fikrine yakınlaşmış olması, bu nedenle, göz ardı edilebilecek bir gelişme değil. Türkiye bugüne kadar Atina'ya, "Gelin Ege'deki sorunları bir paket halinde görüşelim" diyordu. Atina ise bunu reddediyor, "Sadece kıta sahanlığı meselesi var ve bu da Lahey Adalet Divan'ında çözülmeli" diyordu. Yunan adalarının antlaşmalara aykırı olarak silahlandırılması konusunun dile getirilmesine ise tahammül edemiyordu. Oysa, Stefanopulos'a göre Ege ile ilgili olarak ele alınması gereken meseleler arasında bu da var, ki bu çok önemli bir itiraftır. Türkiye'ye karşı sert tutumuyla tanınan Yunanistan'ın eski cumhurbaşkanı Konstantin Stefanopulos'un Ege konusundaki gerçekleri görmeye başlaması olumlu bir gelişmedir. Yunanlılar da Ege'deki sorunun sadece kıta sahanlığı meselesinden ibaret olmadığını anladılar artık. Şunu da hatırlamakta yarar var. AB adaylığının tescil edildiği 1999 Helsinki zirvesinde, Ankara, Ege konusundaki ikili görüşmelerin sonuç vermemesi halinde Lahey'e gidilmesini ilke olarak kabul etmişti. Bu da, daha önce Lahey'e soğuk bakan Türkiye açısından bir ileri adımdı.Ancak bu gelişme, "Ege'de tek bir sorun mu var, yoksa bir dizi sorun mu var" tartışmasını çözememişti. Ege konusunda iki ülke arasında yürütülen "yaklaştırıcı görüşmeler" de bugüne kadar sonuç verebilmiş değil. Üzücü bir ölümle neticelenen Ege'deki son "it dalaşı" hadisesi, "tehlikeli ortamın" sürdüğünü göstermeye de yetti zaten. Stefanopulos'un sözlerindeki tuzağı da görmek gerekir tabii. Kendisi, sonuç itibariyle, "İkili görüşmeler netice vermedi, onun için, hemen Lahey'e gidilsin" diyor. Ancak, sözünü ettiği görüşmeler "paket çözüm" anlayışı çerçevesinde cereyan etmedi. Ege'de tehlikeli ortam sürüyor Stefanopulos'un gösterdiği yeni yol ise ikili görüşmelerin çerçevesini değiştiriyor. Bu durumda yeni bir süreç gerekiyor. Ancak o zaman "ikili görüşmelerin başarılı olup olmayacağını" görebiliriz. Türkiye'nin, "son seçenek" olarak olsa da, Lahey seçeneğini ilke olarak kabul etmesinin ardından, Atina'nın "paket çözümü ikili düzeyde görüşme" seçeneğini kabul edip etmeyeceğini göreceğiz.Ederse, bu elbette ki önemli bir gelişme olur. Lahey seçeneğini de ortadan kaldırabilir. Zira, "paket çözüm" anlayışı çerçevesinde yürütülecek görüşmeler, paketin farklı unsurları arasında, iki tarafın da işine gelecek, bir "al ver" sürecini devreye sokacaktır.Bu da sonuç vermezse, o zaman Lahey yolu açılır, ki o zaman Ankara'nın da bu mahkemeye duyduğu antipatiyi yenmesi gerekir. Ancak, bu antipatiyi yenmesi için koşullar da gelişmiş olur, zira Lahey'e gidecek olan tek sorun değil, adaların silahlandırılması meselesi dahil, tüm sorunlar olacaktır. O halde ne olur? Kuşkusuz iki tarafın da bazı kazanımları ve bazı kayıpları olur. Burada söz konusu olan "sıfır yekûnlu bir oyun" değil. Yani, bir tarafın her şeyi kazanıp diğer tarafın her şeyi kaybedeceği bir durumdan söz etmiyoruz. İki tarafın da Ege'de huzurun sağlayacağı kazanımlardan yararlanacakları bir durumdan söz ediyoruz. semihi@cnnturk.com.tr İki taraf da kazanmalı