Gözlemciler de, "Oylansaydı, tasarı geçerdi" diyorlar. Meclis Başkanı Debre'nin tasarıyı oylatmamasının bunu engellediğini belirtiyorlar. Şimdi, tasarının yıl sonunda tekrar gündeme getirilmesinden söz ediliyor. Konuyla ilgili son yazımda Ermeni soykırımı iddiasının reddini cezalandırmayı amaçlayan tasarının Fransız parlamentosundan geçeceğini belirtmiştim. Ortaya çıkan görüntü "geçmedi" dememize el vermiyor. Özetle, Fransa'da "aklıselimin" hâkim geldiğini henüz söyleyecek durumda değiliz. Ancak, mevcut durumdan Fransız Ermenilerinin de memnun olmadıkları görülüyor. Onlar tasarının genel kuruldan geçip yasal prosedür çerçevesinde sürüncemede kalmasını tercih ederlerdi. Gönüllerinde yatan "Demokles'in kılıcı" buydu.Fransız Ermenilerinin sıkıntısını Halk Hareketi Birliği (UMP) Milletvekili Patrick Deveciyan açıklamalarıyla zaten dışavuruyor. Deveciyan, her şeyden önce, Dışişleri Bakanı Douste-Blazy'ye ateş püskürüyor.Douste-Blazy'nin parlamentoda yaptığı konuşmasında Fransa'nın Türkiye ile olan çok büyük ekonomik ve siyasi çıkarlarına işaret ederek Ermeni tasarısının reddini istemesini "ahlaksızlık" olarak niteliyor. 'Demokles'in kılıcı' Ancak, Fransızların şu andaki başlıca kaygıları ekonomiyle ilgili. Akıllı olanları da dış ticaret ile dış yatırımların ekonominin lokomotifi olduğunu biliyor. Yani Douste-Blazy'nin uyarılarının "kurusıkı" olmadığının farkındalar.Deveciyan'ın "ahlak simsarlığı"na gelince, Fransa'nın Cezayir konusuna yaklaşımı ışığında, kimi Fransız milletvekillerinin gündeme getirdikleri Ermeni soykırım tasarısının fazla "ahlaki" olmadığını aslında o da bilecek akla sahip. Zaten, "tarih" konusundaki sıkıntısını kendi sözleriyle ortaya koyuyor. Ülkenin en önemli tarihçilerinin Ermeni tasarısına karşı çıktıklarının hatırlatılması üzerine "Tarih, tarihçilerin özel malı değil" gibi anlamsız ifadeler kullanıyor. Kurusıkı değil Bu tasarı konusunda önde gelen Fransız Ermenileriyle yapılan kimi söyleşilerde de, meselenin Ermeniler açısından bir "tarih" meselesinden çok, bir "siyasi mesele" olduğu ortaya çıkıyor.Ermeniler, Türkiye'nin, -Douste-Blazy'nin dahi "iyi bir öneri" diye lanse ettiği- "Tarihçiler Komisyonu" teklifine de bu yüzden karşı çıkıyorlar. Konuyu "demagoji" ile boğmaya çalışıyorlar. Türkiye bu öneriyi bu nedenle sürekli ön planda tutmalı. Ama bunu da pek yaptığı görülmüyor. Sadece "ihtiyaca" göre bir "diplomatik araç" olarak gündeme getiriyor. Kanımca, nedeni bu kez bizdeki "demagog"lar. Nitekim, bundan birkaç yıl önce Ankara'nın, bilinen, "Tarihi tarihçilere bırakalım" söylemine karşı çıkan önemli bir köşe yazarımız, "Ortaya ya istemediğimiz bir tarih çıkarsa" demişti. Diplomatik araç Öyle anlaşılıyor ki, "demagoji" her iki tarafta geçer akçe olmaya devam ettikçe bu konu Türkiye'nin başını ağrıtacak. Ermenilerin, istedikleri "siyasi sonuçları" elde etmelerinin bu aşamada imkânsız olması ise bu durumu pek değiştirmiyor. Çünkü bu konuyu kendi çıkarları için kullanmak isteyen üçüncü taraflar var. semihi@cnnturk.com.tr Geçer akçe