Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Lipponen soykırım tasarısını eleştirdi: Ankara'dan ayrılmadan önce kısaca görüştüğümüz Lipponen bu tasarının fikir özgürlüğü açısından olduğu kadar, Türk-Ermeni diyaloğu ve Türk-AB ilişkileri açısından da büyük sakıncaları olduğunu belirtti. "Sözde Ermeni soykırımı" ifadesini de çekinmeden kullanan Lipponen, Ermeni tasarısını hazırlayan Fransız Sosyalistleriyle görüşüp kendilerini "makuliyetten yana" ikna etmeye çalışacağını da belirtti. Aynı zamanda Finlandiya Meclis Başkanı olan Lipponen'in sorularımıza yanıtları şöyleydi: Türkiye'yi bu hafta ziyaret eden Avrupa Sosyalist Partisi heyetinin başkanı Paave Lipponen, Avrupa'nın "akil adamlar"ından sayılıyor. Fransız Parlamentosu'nun bugün ele alacağı "Ermeni tasarısı" konusundaki tavrını ise "Fransız sosyalistleri veya Ermeni lobisi ne der?" türünden kaygılara kapılmaksızın ortaya koyuyor. 'Küçük Avrupa' - Türkiye'ye olumsuz sinyaller gönderen Avrupa değil. Dönem başkanlığı ve AB Komisyonu bu tür sinyaller göndermiyor, yol alınması için Türkiye'yi teşvik ediyorlar. Olumsuz sinyaller bazı ülkelerden geliyor. Ne yazık ki bazı ülkelerde milliyetçilik artıyor ve "küçük Avrupa" düşüncesi ön plana çıkıyor. Bunlar endişe veren sinyallerdir. Burada Avrupa'nın gerçek çıkarlarının ne olduğu konusunda bir bilgisizlik söz konusu. Bu yüzden ortak çıkarlarımızın ne olduğunu ortaya koyan bir politika oluşturmamız gerekiyor. Türkiye'nin Avrupa için olan önemini iyi anlayan olumlu bir yaklaşım içinde olmalıyız. Avrupa'da Türkiye'yi tahrik etme furyası var. Krizi kaldıramayız - Güvenlik, terör, uluslararası suçlarla mücadele, enerji yolları, Ortadoğu sorununa çözüm arayışları, ki Türkiye'nin Lübnan'ın istikrarı için yaptığı askeri katkı bunun son örneğidir; tüm bu açılardan bakıldığında bu görülüyor. Yalnız bunu anlayabilmek için Avrupa'da daha geniş bakış açılarına ihtiyaç var. Nedir bu önem? - Bu tür bir krizi kaldıramayız. Avrupalı liderlerin bu olasılığın olumsuz sonuçlarını anladıklarını düşünüyorum. Türkiye'de gerçekleşmiş olan büyük ilerlemeyi anlamak ve takdir etmek zorundayız. Ancak şunu da söylemeliyim. Türkiye'nin temel bazı konularda ilerleme sağlanmasına yardımcı olmasının da çok yararı olacaktır. Burada özellikle fikir özgürlüğü ve Kıbrıs konularını kastediyorum. Türk-AB ilişkilerinde bir "tren kazası" olursa ne olur? Türkiye hazır - Kıbrıs sorununun çözümü BM Güvenlik Konseyi'nin elindedir. Annan Planı sürecinde biz de hayal kırıklığına uğratıldık. Ancak üyelik olacaksa Türkiye tüm AB üyelerini tanımak zorunda. Ben şahsen pragmatizmden yana çağrıda bulunuyorum. Finlandiya'nın dengeli adımları içeren önerilerinin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu önerileri değerlendirmekten yana bir hava olduğunu da seziyorum. Fakat Türkler sizin Sayın Ecevit'e 1999 Helsinki zirvesi sırasında gönderdiğiniz, ancak, havada kalan yazılı güvenceyi de gözeterek Kıbrıs'ta haksızlığa uğradıklarını inanıyorlar. AB'nin ise çözümü zorlaştırdığını düşünüyorlar. - Türkiye önemli ilerlemeler sağlıyor ama Avrupa'da bazıları bunu takdir etmeyip sert yaklaşımlara yöneliyorlar. Hükümetinizin tarihçilerden oluşan bir komisyonun kurulması önerisi, Türkiye'nin bu konuya açık bir şekilde bakmaya hazır olduğunu gösteriyor. Her yerde söylediğimiz de budur. Fransa Ermeni tasarısı yoluyla özel bir gündemi mi izleniyor sizce? CHP yapıcı olmalı - Kendilerine, yapıcı olmaları ve ilerleme sağlanması için hükümete destek vermeleri çağrısında bulunduk. Burada özellikle fikir özgürlüğü ve Kıbrıs konularını kastediyoruz. Çağrımızın etkili olmasını ummaktan başka bir şey yapamayız. sidiz@milliyet.com.tr Avrupa'da artan milliyetçilikten söz ettiniz. Birçok gözlemci Türkiye'deki karşıtınız olan CHP'nin de milliyetçiliği körüklediğini düşünüyor. Sayın Baykal ile görüşmenizde bu konuya değindiniz mi?