Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İngiliz hükümetlerinin her zaman ciddiye aldıkları Chatham House'a göre, Bağdat'taki yönetimin de bu aşamada fazla bir kıymeti harbiyesi kalmadı. Zira Irak'taki gelişmeler artık kendi dinamikleri içinde ve kontrol dışında bir seyir izliyor. Söz konusu olan da, "savaş içinde bir dizi küçük savaş." Nispeten güvenli sayılan Kuzey Irak'ın Mahmur kentinde birkaç gün önce patlayan ve 50 kişinin öldüğü belirtilen intihar saldırısı ise karışıklığın ülkenin her yerine yayılma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İngiltere'nin en önemli dış politika düşünce kuruluşu Chatham House, yeni yayımladığı bir raporda -aslında herkesin bildiği bir gerçeği etkin bir şekilde telaffuz ederek- Irak'ın dağılma aşamasına geldiğini belirtiyor. Chatham House'ın "savaş içinde savaş" teorisini besleyen unsurlar arasındaysa, Kürt kaynakların Mahmur'daki saldırının "Ankara güdümündeki Irak Türkmen Cephesi'ne bağlı eylemciler tarafından düzenlendiğini" yaymaları gibi faktörler de var. Chatham House'ın, Irak'taki istikrarsızlığın artmasında komşu ülkelerin şu veya bu şekilde bir parmağı olduğunu açık açık ima etmesi ise bu tür kanıtlanmamış iddiaların savrulması için uygun bir ortam sağlıyor. Türkiye açısından tehlike de işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Zira Irak'ın dağılması süreciyle birlikte Kuzey Irak'ta ortaya çıkacak karışıklık karşısında uluslararası projektörlerin döneceği ilk ülke Türkiye olacak. Komşu ülkelerin parmağı Gece gündüz sınır ötesi operasyonların tartışılması ve siyasi çevrelerden gelen "Kerkük'e müdahale" çağrıları ise bu süreci hızlandıracaktır. Hal böyle olunca, Ankara'nın Irak'ın dağılması karşısında Kuzey Irak'a dönük politikasının ne olacağı sorusu önümüzdeki dönemde büyük önem kazanacaktır.Dışarıdaki basit varsayımlar TSK'nın müdahale edeceği şeklindedir. Türkiye'de de, yukarıda belirtildiği gibi, bu beklentiyi sürekli besleyen bir ortam var. Ancak bunun ne denli gerçekçi bir varsayım ve beklenti olduğuna ilişkin pek az analiz görüyoruz. Ciddi tespitler ile afaki temenniler de bu yüzden birbirine girmiş bulunuyor. Ankara'nın bu konudaki suskunluğu ve ileride büyük olasılıkla şu veya bu şekilde işbirliği yapmak zorunda kalacağı yerel güçlerle bir türlü köprü kuramaması ise, Türkiye'nin, Irak'ın dağılması olasılığı karşısında belirlenmiş bir politikası olmadığını çağrıştırıyor. Ankara'nın suskunluğu sürüyor Bu belirsiz ortamda konuyla yakından ilgili iki üst düzey diplomatımızın haftaya Bağdat'a gitmeleri bekleniyor. Irak Özel Temsilcimiz Büyükelçi Oğuz Çelikkol ile yardımcısı Murat Özçelik'in Irak yönetimine Türkiye adına bazı önemli telkinlerde bulunacakları kuşkusuz. Ancak gelişmeler Çelikkol ve Özçelik'in misyonlarının daha çok olup bitenleri ilk elden anlamaya çalışıp geri geldiklerinde esas Ankara'ya bazı önemli telkinlerde bulunmaya dönük olacağını gösteriyor. Zira, Chatham House'ın da belirttiği gibi, Irak'taki gelişmeler ne ABD ve İngiltere'nin ne de Bağdat'taki yönetimin kontrolünde artık. İleride bir şekilde Türkiye'nin kontrolünde olacağını düşünenler ise maalesef hayal görüyorlar. sidiz@milliyet.com.tr İki diplomat Bağdat'a gidiyor