Finansbank'ın Yunanistan Ulusal Bankası (NBG) ile "evliliğini" bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Karşılıklı güven olmasaydı NBG'nin Türkiye'ye 2.3 milyar euro enjekte etmesi düşünülemezdi. Finansbank da, doğal olarak, böyle bir izdivacı göze alamazdı. Demek ki, ortak bir paydada birleştiler. İnsan ilişkilerinde de durum pek farklı değil. Daha düne kadar hasım gördüğünüz birisiyle önemli bir ortaklığa giriyorsanız, bu bir şeylerin köklü bir şekilde değiştiğini gösterir. Ortaya konan para göz kamaştırıcıysa, bu da değişen yeni durumun odağında artan karşılıklı güvenin yattığını gösterir. Oysa bundan sadece 15 yıl öncesine kadar iki ülkenin birbirine bakışını hatırlayalım. Türk tarafında "Domuzdan post, Yunandan dost olmaz", Yunan tarafındaysa "Kalos Turkos, nekros Turkos" (En iyi Türk, ölü Türktür) yaklaşımı geçerliydi. Her iki ülkede aslında suçlananı değil, suçlayanı küçük düşüren bu algılamayı sürdürmek isteyen çağdışı kafalar elbette ki hâlâ mevcut. Ama gün onların günü değil. Geçerli algılama hâlâ böyle olsaydı ne Finansbank'ın sahibi Hüsnü Özyeğin, ne de NBG'nin "Ceo"su Takis Arapoglou riske girebilirlerdi. Büyük yatırımcıların en ihtiyatlı kişiler arasında yer aldıklarını unutmayalım. Gün çağdışılık günü değil Özetle, güven bunalımı bugün aşılmış durumdadır. Eski kötü günlere dönülmesi ise pek olası görünmüyor. Türk ve Yunan hükümetleri de zaten Finansbank-NBG birlikteliğini alkışlamakla kalmadılar. Daha fazlası için yatırımcılarını teşvik ediyorlar. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen bu amaçla gittiği Atina'dan daha yeni döndü. Üstelik son derece olumlu izlenimlerle. Önemli Türk şirketleri ise Yunan pazarına girmeye başladılar bile.Tabii burada akla hemen Ege ve Kıbrıs sorunları geliyor. Bunlar elbette ki hâlâ çözüm bekleyen sorunlardır. Ancak, ortak çıkarın büyümesiyle bu sorunların çözümü açısından daha verimli bir ortamın ortaya çıkacağını anlamak için dâhi olmak gerekmiyor. Kötü günlere dönülmez Evet, doğrudur. Yunanistan'ın yeni ve sevecen Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, Güney Kıbrıs'a yaptığı ziyareti sırasında Rumları memnun edecek ifadeler kullandı. Örneğin, sık sık "Annan Planı ölmüştür" dedi ki bu herhalde bizde de birçok kişiyi memnun etmiştir.Fakat Bakoyannis, "içe dönük" olan bu sözleri söylerken, Yunanistan'ın en önemli politikacılarından olan babası, eski başbakanlardan Kostas Mitçotakis, acı gerçeği gazeteci dostumuz Yorgo Kırbaki'ye yansıtıyordu. Kırbaki'nin konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan Mitçotakis'e göre Kıbrıs sorununun çözümü bu aşamada Rumlara bağlı. Mitçotakis'ten acı gerçek Oysa Rum lideri Tassos Papadopulos oralı değil. Tespitten çok temenni kokan bir şekilde, Türk-AB ilişkilerinin yıl sonunda Kıbrıs nedeniyle krize gireceğini söyleyip duruyor. Peki, Türkiye'de ekonomik çıkarı giderek büyüyen bir Yunanistan, Türk ekonomisine olumsuz yansıyacak, dolayısıyla kendi yatırımcılarını da zora sokacak olan bu tür bir krizi ister mi? Bu sorunun yanıtı için de dâhi olmak gerekmiyor. semihi@cnnturk.com.tr Papadopulos oralı değil