‘Daha fazla güç değil daha iyi bir sistem’

17 Nisan 2016

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik’le, yeni anayasa ağırlıklı bir söyleşi için buluştuk.
Çelik, aynı zamanda “Erdoğan ile Başkanlık” konusunu 18 yıl önce ilk kez ifade eden isim.
Gündemin sıcak konuları olan Cumhurbaşkanı-Başbakan diyaloğu, AP’nin son raporu ve terörle mücadele konularındaki görüşlerini de kaydettim.
Çelik’in değerlendirmeleri özetle şöyle:
RAPOR YENİ İVMEYE SET ÇEKTİ: Avrupa Parlamentosu raporunda beklentimiz her zaman Türkiye ile AB arasında stratejik bir bakış açısı geliştirmesi olur. Ama siz katılım süreci ifadesini bile kaldırıp müzakere süreci ifadesini koyduğunuz andan itibaren Türkiye’ye dönük bir önyargı ve ideolojik yaklaşım yüklemiş oluyorsunuz. Türkiye-AB ilişkilerinde ortaya çıkan yeni ivmenin önünü açmak yerine, buna set çeken bir rapor. Cumhurbaşkanımıza dönük değerlendirmelerle, PYD’yi himaye eden değerlendirmelerle, sözde Ermeni soykırımına atıfla bölgedeki tansiyonu devam ettirmeye dönük değerlendirmelerle bir raporun ortaya çıkmasının, bu ilişkileri teşvik edici, ifade özgürlüğü ve demokratik değerler konusunda hassasiyetle yaklaşan bir değerlendirme olduğunu düşünmüyoruz. İfade, basın hürriyeti ve yargı konusunda

Yazının Devamı

Başkanlık ‘olgunlaşırken’ tarihten bir yaprak

14 Nisan 2016

Yeni anayasanın kaldıracı olan başkanlık sisteminin Amerika’yı yeniden keşfetme tarzı bir konu olmadığı her fırsatta vurgulanıyor.
Türkiye’de gündem oluşturması 1960’ların sonlarına kadar giden başkanlık meselesinin ilk kez Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından arzulanmadığı da kesin.
Turgut Özal, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş hatta Bülent Ecevit’in bile ciddi tezlerle bu sistemi, istikrara dayalı bir siyasal dönüşümün manivelası olarak akıllarında tuttukları biliniyor.
“Erdoğan ve başkanlık” konusunun ilk ne zaman birlikte geçtiğine dair bir arşiv çalışması yaptığınızda ilginç verilerle karşılaşıyorsunuz.
Örneğin, tarih 15 Haziran 1998.
Milliyet’in Entellektüel Bakış köşesinde, Naki Özkan imzasıyla yayımlanan bir röportaj.
Röportajı veren isim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Ömer Çelik.

Yazının Devamı

‘Yerli ve milli başkan’ nasıl atandı?

13 Nisan 2016

Murat Çetin-kaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son imzayı atmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yeni başkanı oluyor.
Cumhur-başkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın politikası konusunda faiz odaklı ciddi rahatsızlığı herkesin malumuydu.
Erdoğan, bu konudaki eleştirel yaklaşımını zaman zaman sert ifadeler de kullanarak, sık sık dile getirdi.
Bu nedenle, görev süresi dolan Erdem Başçı’nın yerine kimin bu koltuğa oturacağı büyük merak konusuydu.
Doğrusu, Merkez Bankası’nın politikalarına dönük rahatsızlık yaratan sürecin uzun bir geçmişe sahip olmasının aksine, yeni Merkez Bankası Başkanı’nın atanmasına ilişkin prosedür aşaması sancısız ve kısa oldu.
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı görevinden aktif siyasete geçiş aşamasında Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan gerilim ya da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bazı kilit bürokratların atanması konusunda engellemeyle karşılaştığı yolundaki iddialar, kafalarda bazı tortular bırakmış olacak ki, “Acaba Merkez Bankası Başkanı’nın atanmasında bir sorun baş gösterir mi?” çengeli de Ankara kulislerinde kafalara takılmıştı.
Öğreniyoruz ki Murat Çetinkaya’nın başkanlık koltuğuna atanması süreci bu pek de iyi

Yazının Devamı

‘Bizim aramızda milim fark yok’

8 Nisan 2016

Başbakan Davutoğlu, Finlandiya gezisinde, aralarında Ankara Temsilcimiz Serpil Çevikcan’ın da bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu Finlandiya gezisi sırasında benim de aralarında bulunduğum bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Davutoğlu’na yöneltilen soruların büyük bölümü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bazı temel konularda bir ayrışma içinde olup olmadığına yönelikti.
Başbakan, Erdoğan ile arasında özellikle terörle mücadelede kararlılık konusunda en küçük bir fark olmadığını vurguladı.
Yeniden çözüm sürecine dönülebilmesi için yerine getirilmesi gereken “silahların gömülmesi” konusundaki ön koşulun yanı sıra PYD’nin konumu ve faaliyetlerini de ikinci şart olarak dile getirdi. Davutoğlu’nun açıklamaları şöyle:
NÜANS DAHİ YOK: (Çözüm süreciyle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı ile sizin açıklamalarınızın birbiriyle çelişkili olduğu yönünde bir algı var. Bu konuya açıklık getirir misiniz?) Birileri böyle bir algı yaratılmasını özellikle istemiş ve göstermeye çalışmış olabilir. Bu algının doğru olduğu kanaatinde değilim. Terörle mücadele konusunda benim ifade ettiklerimle Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiklerini yan yana koyarsanız

Yazının Devamı

Davutoğlu: Namus meselesi

7 Nisan 2016

Helsinki
Salı günleri parlamentonun en hareketli olduğu günler, malum.
Meclis’e grup toplantısı için akın eden yüzlerce kişi, partililer, aradıkları bakanı, vekili bulmak isteyenler ve kalabalık kulis.
Partilerin grup toplantılarında liderlerin yaptığı konuşmalar, bu konuşmalardaki ton siyasetin akış yönünün en önemli göstergesi.
Önceki gün de gündeme CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile ilgili açıklamaları damga vurdu.
Sosyal medyadan yayılan tepki büyüdü.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, önce Twitter’dan sert bir açıklamayla kınadı CHP liderini, sonra da takibi bıraktı.

Yazının Devamı

Anayasada muhalefet ne yapıyor?

6 Nisan 2016

Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacının olduğu, darbe anayasasının siyasi ve toplumsal krizlere yol açtığı, yapılan değişikliklerin anayasayı yamalı bohçaya çevirdiği, maddeler değişse de anayasanın ruhunun “darbeci” olduğu ifadelerine hepimiz fazlasıyla aşinayız.
1980’li yılların ikinci yarısından bu yana siyasetçilerin, sivil toplumun anayasaya yönelik ortaklaşan eleştirileri bunlar.
Bu eleştiriler, özellikle geçtiğimiz parlamento döneminde dört partili bir anayasa masası kurulmasına ve aylarca süren çalışmalar yürütülmesine altyapı hazırladı.
Ancak toplumsal beklenti ve iyi niyet partilerin kırmızı çizgilerinin bir noktada yumuşamasına yetmedi.
1 Kasım sonrası için bu nedenle beklenti büyüktü.
Ama yine olmadı.
Başkanlık ve rejim tartışmalarına odaklanan partiler için diğer maddeler çok geri planda kalmıştı.

Yazının Devamı

Anayasada tartışılan çok kritik maddeler

5 Nisan 2016

Anayasa yazımının bitmesinin ardından önce millete götürülecek daha sonra Meclis’e sunulacak. Ak Parti teklifinin başkanlık sisteminin ABD’deki versiyonuna yakın olacağı kesin

İktidar partisinin yeni anayasa konusundaki çalışması son sürat devam ediyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, anayasa hukukçusu akademisyenlerden oluşan bir heyetle, daha sonra da geçmişte Meclis Anayasa Komisyonu’nda çalışan AK Partili vekillerle toplantılar yapmaya başladı.
Bunlar sürecek.
Başbakan teori ile pratiği birleştirerek ideal bir anayasa yapımından yana.
Anayasa yazımının önümüzdeki 1-1.5 ay içinde tamamlanması talimatını vermiş durumda.
Ardından parti kurulları ve kamuoyunun görüşlerine başvurulacak.

Yazının Devamı

Davutoğlu izin vermez

2 Nisan 2016

Başbakan Ahmet Davutoğlu dün Diyarbakır’da, Sur’daydı.
Sur; son operasyonlarda 63 şehit verilen, 296 terör örgütü üyesinin etkisiz hale getirildiği, 205 barikatın açıldığı, 7 hendeğin kapatıldığı merkez.
Ağır darbe yiyen tarihi dokusuyla, operasyonların yarattığı tahribatla özdeşleşen 7 bin yaşındaki ilçemiz.
Sur, hükümetin teröristle değil terörle mücadele konsepti çerçevesinde ikinci aşamayı oluşturan, “rehabilitasyon” sürecinde sembol olacak ilçelerin başında yer alıyor.
Kuşku yok ki Başbakan “Sur yeniden” sloganıyla gerçekleştirdiği bu bahar ziyaretine, önceki gün yaşanan terör saldırısında şehit olan 7 polisin cenaze töreniyle başlamak istemezdi.
Maalesef öyle oldu.
Bir yandan Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak’ta da operasyonlar bütün hızıyla sürüyor.

Yazının Devamı