Dün; barış sürecinde, elini taşın altına koymamakla ve tavrını net olarak açıklamamakla eleştirilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla sohbet olanağı bulduk.
CHP lideri, her şeyden önce, bu karmaşık sorunun çözümüne dönük önerilerinin sırf “CHP söyledi diye” gözardı edildiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında madde madde anlattığı demokratikleşme paketini işaret ederek, iki kriter sağlanmadan kalıcı bir barışın oluşturamayacağını anlattı. CHP liderine göre, öncelikle demokratikleşmenin sağlanması ve Türkiye’nin rahatlatılması gerekiyor. İkinci olarak da “hukuk dışına çıkılmaması.”
Hukuk devleti vurgusu
Kılıçdaroğlu, PKK’lıların sınır dışına çekilmesi süreci ve bu konuda İmralı ve BDP’nin istediği yasal güvenceyi anımsatmamız üzerine, “Yanıtını Başbakan’a sormak gerekiyor. Görüşmenin tarafı olarak geri çekilmeyi yürütmenin güvencesinde sağlayacağını ifade etti. Bir başbakanın bu görüşe varmasının temel hukuki normu nedir ben bilmiyorum. Hukuk devletinde bu nasıl olacak onu da bilmiyorum. Bilen varsa açıklasın” dedi.
CHP lideri, bu argümana karşı sıklıkla dile getirilen, “PKK ile görüşmeden PKK’nın silah bıraktırılmasının formülü var mı?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Hakikatleri Araştırma Komisyonu gider herkesle görüşür. Öcalan’la, Kandil’le Avrupa’yla. Biz orada devletin tüzel kişiliğinin terör örgütü ile muhatap olmaması gerektiğini söylüyoruz. Samimi söylüyorum, bilmiyoruz. Sizin yazılarınızı okuyoruz. Biz de oradan öğreniyoruz.”
Önerimiz farklı
CHP lideri, hükümetin tasarladığı Akil Adamlar Komisyonu’nun ise kendi önerilerinden farklı olduğunu söyledi ve özellikle yürütmeye bağlı bir komisyon oluşturulmasıyla ilgili endişelerini aktardı.
CHP lideri, “Bizim teklifimiz Parlamento’da Uzlaşma Komisyonu’na bağlı çalışacak bir komisyondu. Hükümetin emrinde olan bir akil adam olmaz zaten. Yargı da hükümetin elinde ama yasalara göre bağımsız” dedi.
Peki, hükümet, Meclis’teki bir komisyona, bu tür bir hukuki yapı kazandırmak için tasarı getirirse CHP destekleyecek mi? Kılıçdaroğlu, bu soruya “İçeriğine bakmak lazım” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, “Biz baştan beri sorunun çözüm yeri olarak parlamentoyu gösterdik zaten. Her partiden eşit sayıda milletvekili katılsın dedik. Demokrasi bir bölgenin değil bütün Türkiye’nin ihtiyacıdır” dedi.
CHP lideri, başta CHP olmak üzere, siyasi partilerle görüşeceğini açıklayan BDP’den ise henüz bir çağrı gelmediğini de söyledi.
Adalet Bakanına eleştiri
Sürecin Kasım ayında tamamlanacağına ilişkin bir hükümet yetkilisinin açıkladığı takvime onay verip vermediğinin sorulması üzerine CHP lideri, “Bilmediğimiz bir süreç. Bir yetkili açıklamış. O yetkili kim bilmiyoruz. Benim bildiğim 5 kişi var. Adalet Bakanı bu sürecin çok içinde değil. Bildiğimiz kadarıyla talimatları yerine getiriyor” dedi.
MİT’ten verilen bir bilgi olup olmadığı konusunda “Hayır” diyen CHP lideri MİT’ten gelecek olası bir görüşme talebine ise “Yetkili organlarımızda görüşür, değerlendiririz” diyerek açık kapı bıraktı.
CHP lideri; hükümetin, BDP ve MHP’nin duruşlarına karşılık CHP’nin sürecin neresinde olduğunu sormamız üzerine “CHP demokrasi ve özgürlük tarafında” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin duruşunu neden daha fazla dile getirmediği eleştirilerini şöyle yanıtladı:
Hayal kırıklığı derin olur
“Getirdik. Dedik ki düşüncelerimiz var, raporlarımız var. Dediler ki görüşünüzü beyan etmeyin, bir partiyle olmuyor. O zaman beraber çözelim. Onu da kabul etmediler. Biz hiçbir zaman sorun çözülmesin demedik. Batıda kurumsal uzlaşma gerektiren kronik, arka planı karmaşık, derinliği olan sorunlar, toplumsal uzlaşma ile çözülür. Siyaset kurumu, sivil toplum, bir araya gelip sorun çözüyorlar. Yaratılan, oluşacak hayal kırıklığının topluma maliyeti çok ağır olur. Bu konuda da Erdoğan’ın dikkatini çekiyoruz. 2004’te AB örneği var. Birinci sayfalarda övgüden geçilmiyor. Geldiğimiz noktada müthiş bir hayal kırıklığı var. Benzer bir hayal kırıklığı AB sürecinde yaşanandan çok daha derin olacaktır. Çıta çok daha yüksektedir.”
Kılıçdaroğlu hayal kırıklığı oluşmaması için uğraştıklarını belirterek, “Hayal kırıklığı yaşanmadan, başarıyla sonuçlansın. Kim istemez? Seçim barajından başlayıp bütün demokratikleşme paketi gelebilir. Gelsin, göreceksiniz, Türkiye’de bir özgürlük ortamı oluşacak. Doğusuna ya da batısına yönelik değil, Türkiye’nin bütününe yönelik bir demokratikleşme paketi öneriyoruz” dedi.
Silah tutan söylüyor
PKK’ya yönelik olası bir af için “Ne olup biteceğini bilmiyoruz. Erdoğan tavrını net ortaya koydu. ‘Af kesinlikle olmayacak’ dedi” yorumunu yapan Kılıçdaroğlu, çatışma yaşanmamasının kazanç olup olmadığı yönündeki sorumuza karşılık, “Elbette ki çatışmaların olmaması her zaman bir kazançtır. Kalıcı olmasını herkes paylaşıyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Böyle mi gidecek? Hiçbir aşamada siz iktidarla çözüm konusunda bir araya gelmeyecek misiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu sorunun çözümü demokratikleşmekten geçiyor. Saydım tek tek. Getirin yasaları, Türkiye bir rahatlasın. Bunların hiçbiri olmadan çözmeye çalışıyorsunuz. Ağırıma giden şu: Biz söylüyoruz olmuyor, gazeteci yazıyor olmuyor ama elinde silah tutan söylüyor ‘başüstüne’ deniyor. Bu olmaz. Böyle olmaz.”