Gezi Parkı protestosuyla başlayan, resmi kayıtlara göre 700 bine yakın kişinin katıldığı eylemler ve olası sonuçları hükümet ve Ak Parti cephesinde soğukkanlılıkla analiz edilmeye başlandı.
Polisin nispeten geri çekilmesi ve tansiyonun biraz da olsa düşmesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devreye girmesi, ana muhalefeti de içine katan bir harekât tarzını tercih etmesi, Başbakan Vekili Bülent Arınç’ın da toplumun sinir uçlarına dokunmaktan özenle kaçınan bir açıklama yapmasının etkisi büyük.
Bütün bunlar, bugün yurda dönecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında gelişen süreçler değil. Önceki gün Arınç tarafından yapılan açıklamanın hazırlanması ve satır başları da buna dahil.
İki merkezdeki tespitlerBaşbakanlık’ta ve Ak Parti Genel Merkezi’nde, hafta başından bu yana, uzun toplantılar yapılıyor. Başbakanlık’taki toplantılara, İçişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı da dahil. Başbakanlık cephesinde, “protestoların boyutlanmaması, bundan sonra kimsenin burnunun kanamaması ve provokasyonların önlenmesi” üzerinde çalışılıyor. Ak Parti merkezli toplantılar ise, daha çok eylemlerin olası siyasi sonuçları ve çıkarılacak derslere ilişkin. İki cephedeki değerlendirmeleri şöyle özetleyebiliriz:
1 Hükümet ve Ak Parti, Gezi protestosuyla başlayan bu kitlesel hareketin kısa sürede sona ermesini beklemiyor. Eylemlerin, yoğunluğunu kaybetse de dağınık biçimde bir süre daha devam edeceği hesaplanıyor.
2 Renk değiştiren protestoların hedefinin Başbakan Erdoğan olduğu, bu protesto eylemi sona erse bile 2014 Mart’ındaki yerel seçimlere ilerleyen süreçte, farklı gerekçelerle yeni eylemler organize edilebileceği değerlendiriliyor. Bu eylemlere neden olabilecek gerekçelerin minimize edilmesi planlanıyor.
3 Polisin sert müdahalesiyle 75 kente yayılan protestoların önlenebileceği, başlangıçtaki, “marjinal grupların işi” tespitinin olayın büyüklüğünün görülmesini engellediği düşünülüyor.
4 Protestoların, Ak Parti hükümetinin kuruluşunu izleyen yıllarda gerçekleştirilen kitlesel eylemlerden farklı nitelikler taşıdığı, protestocu gençlerin yoğunluğunun dikkate alınması gerektiğinin altı çiziliyor.
5 Polisin toplumsal olaylara müdahalesi konusunda yeni bir konseptin devreye gireceği konuşuluyor. Özellikle öğrencilerle polislerin karşı karşıya gelmesinin önlenmesi hedefleniyor.
6 Halkın karar alma süreçlerine katılımı konusunda özeleştiri yapılıyor. Merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin, önemli uygulamalar öncesinde vatandaşın “bilgilendirilmesinde” daha özenli olması gerektiği üzerinde duruluyor.
BDP ve MHP’nin rolüYansıyan bilgiler, hükümetin BDP ve MHP’nin, protestolar konusundaki tutumunun kıymetinin çok iyi anlaşıldığını da gösteriyor. İmralı sürecinin en kritik aşamalarından biri geçilirken, PKK’nın son silahlı güçleri de şu sıralarda sınır dışına çıkarken, konunun protestoların bir unsuru olmasının, BDP ve MHP’nin tutumuyla engellendiğinde herkes hemfikir. Aksi durumda, protestoların çok farklı bir boyuta sıçrayacağı endişesi dile getiriliyor.
Gül-Erdoğan ilişkisiAnkara’da, Cumhurbaşkanı Gül’ün, görev süresince aldığı en kritik inisiyatiflerden birinin son olayda üstlendiği rol olduğu konuşuluyor. Bu durumun 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde alevleneceği öne sürülen Gül-Erdoğan çatışmasını ne ölçüde tetikleyeceği de gündem maddesi. Ak Parti kaynakları, Gül-Arınç arasında kurulan köprünün Başbakan Erdoğan’ın bilgisi ve talimatı doğrultusunda oluştuğunu vurguluyor. Ak Parti kulislerinde, bu konunun, kimi çevrelerce kaşınmak istenebileceği, buna meydan verilmemesi gerektiği değerlendirmeleri yapılıyor.
“Paniğe gerek yok”Hükümet ve Ak Parti’ye “ne oluyoruz” dedirten Gezi protestoları, önceki akşam Ak Parti’nin başbakansız toplanan MYK’sında da ana gündem maddesiydi. Toplantıda kimi üyeler, kitlesel hareketlerin boyutu ve devam edebileceği konusunda kaygılar dile getirmiş. Buna karşın, “Paniğe gerek yok” telkini yapılmış. Ankara’da panik havası yavaş yavaş dağılıyor.
‘Müsaade edin çelişsinler’Önceki gece, TRT Haber’deki İnce Çizgi programında Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik ile birlikteydik.
Çelik, Gül ile Erdoğan’ın protestolar konusunda farklı üsluplar kullandığı tespitlerini şöyle yorumladı:
“Konumlarının tabiatı gereği. Sayın Cumhurbaşkanı devletin, Sayın Başbakan hükümetin başı. Sayın Başbakan icraatın sahibi, Sayın Cumhurbaşkanı bu icraatı gözlemleyen birisidir. Ülkeyi bir aileye benzetirsek Sayın Cumhurbaşkanı yasama, yürütme ve yargı erklerinin de cumhurbaşkanıdır. İki kardeş arasında ihtilaf olduğu zaman babanın yaptığı yorumlarla iki kardeşin kendi arasında yaptığı yorumları birbirine karıştırmamak lazım. Dolayısıyla bundan farklı manalar çıkarmamak lazım. Bırakın arada bir de Cumhurbaşkanı ile Başbakan çelişsin. Müsaade edin arada bir farklı görüşleri olsun.”
“Başbakan’ın haberi var”Çelik, Arınç’ın “özür” de içeren ifadelerinin Başbakan adına söylendiğini de belirterek, “Sayın Bülent Arınç bir şey söylemişse hükümet ve Ak Parti adına söylemiştir. Tabii ki Sayın Başbakan’la temas oldu. Sayın Arınç’ın açıklamalarından Sayın Başbakan’ın haberi olmadan olur mu?” dedi.
‘2 milyon 765 bin takipçi’Çelik’e göre, Erdoğan twitter konusunda töhmet altında bırakılıyor. Başbakan’ın dün akşam itibariyle twitter hesabının 2 milyon 765 bin 166 takipçisi varmış.