Malum, bazı CHP’lilerin askerlere isim takma merakı önce Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum’la gündem olmuştu. Yargı süreçleriyle art arda darbe yiyen askerler için, “Meğer kağıttan kaplanmış. O koca ağacı hop diye yıktılar” demişti Batum.
Önceki gün de, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, komuta kademesinin, BDP’lilerle aynı çatı altında olmamak için geçen yıla kadar boykot ettikleri 23 Nisan resepsiyonuna bu yıl katılmalarını eleştirirken yeni bir isim daha taktı:
“Yalova’dan light komutanlara ve NATO paşalarına selam söylüyorum.”
TSK’ya güven ne düzeyde?
İnce’nin kinayesi, Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (BİLGESAM) Nisan 2013 olarak tarihlediği “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Toplumsal Bakış” araştırmasının sonuçlarını yeniden gözden geçirmeye itti beni.
Dr. Salih Akyürek ve Mehmet Ali Yılmaz tarafından hazırlanan çalışmanın sonuçlarına göre, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne güveniyorum” diyenlerin oranı yüzde 63,9’du.
Bu oran, polis teşkilatı için sorulduğunda yüzde 50, hükümet için yüzde 43,9. Parlamentoya güvenenlerin oranı yüzde 39,2. “Yargıya güveniyorum” diyenler ise yüzde 38,5’i ancak buluyor.
Araştırma sonuçlarına göre, 2011 seçimlerinde Ak Parti’ye oy verenlerin yüzde 64,5’i TSK’ya güveniyor. CHP seçmeninin yüzde 68,6’sının, MHP seçmeninin yüzde 75,4’ünün, BDP seçmeninin ise yüzde 18,3’ünün TSK’ya güveni var.
Bu sonuçlar, muhalefet tarafından “askerin yıpratılması ve itibarsızlaştırılması” olarak özetlenen sürece rağmen TSK’nın halen en güvenilir kurumların başında olduğunu gösteriyor.
TSK-hükümet ilişkisi
Araştırmanın, “TSK-hükümet ilişkisi” başlığı altındaki bazı sonuçları da dikkate değer.
Askeri vesayetle mücadele konusunda hükümetin izlediği radikal politika ve başta Ergenekon olmak üzere süregelen davaların yıpratma payına karşın kişilerin yüzde 44,6’sının TSK ile ilgili görüşlerinin değişmediği, yüzde 29,3’ünün görüşlerinin olumsuz yönde, yüzde 26,1’inin ise olumlu yönde değiştiği görülüyor.
“Ordunun son dönemde siyasetten uzak durmasını ve kendi alanı dışındaki konularda açıklama yapmamasını doğru buluyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 75,5. Bu oran, Ak Parti seçmeni arasında haliyle yüzde 88,7’ye, BDP seçmeninde yüzde 81,1’e çıkıyor. MHP’li seçmenlerin yüzde 73,3’ü de bu görüşü destekliyor.
CHP seçmeninin ise yüzde 59,3’ü ordunun siyasetten uzak durmasından yana.
Ak Partililerin yüzde 88,5’i, MHP’lilerin yüzde 55,7’si, “TSK-hükümet ilişkilerinin son dönemde daha uyumlu olmasını olumlu buluyorum” diyor. CHP’lilerin ise sadece yüzde 32,9’u TSK-hükümet ilişkilerinin son dönemde daha uyumlu olmasını olumlu buluyor.
Askere baskı
Raporun girişindeki kısa analizde, “TSK’ya güvenin yüksek sayılabilecek düzeyde olması, tüm eleştirilere rağmen kurumun görüldüğü değil görülmek istendiği yeri daha fazla işaret ediyor” ifadesi yer alıyor. Yani TSK, halkın gözünde her şeye rağmen özel bir yerde.
Bilinen sır şu cümlenin içinde:
“Görüldüğü gibi değil görülmek istendiği gibi...”
Kimi CHP’lilerin, kritik dönemeçlerde, üzerinde çok yönlü baskı hisseden askerlere dönük isim takma merakı da bu cümlede gizli.
Öyle ya da böyle, İmralı sürecinde gözüne uyku girmeyenlerin başında silahlı kuvvetler ve komuta kademesi geliyor.
İktidarın ayrı, muhalefetin ayrı, çözüm yanlılarının ayrı, ulusalcı kitlelerin ayrı şeyler beklediği, üzerlerinde bu kadar baskı olan askeri, adeta pamuklara sararak yürütülen bu zorlu süreçte isim takıp tahrik etmek neyi kolaylaştıracak?
Hiçbir şeyi.
Oysa, askeri light bulanların çözüm meselesine nasıl baktıklarını tam bir anlasak işler daha kolaylaşacak.