Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Akil İnsanlar heyetiyle dün Dolmabahçe’de yaptığı final toplantısının iki ana mesajı var.
Birincisi, çözüm sürecinde ilk adımı atarak siyaseten büyük bir riski göğüslemeyi göze alan hükümetin, sürecin tamamlanmasındaki kararlılığı.
İkincisi ise, “demokratik siyaset kanallarının açılması konusunda PKK’ya artık bir karşılık verilmesi gerekir” tezine hükümetin yaklaşımı. Toplantıdan yansıyan bilgiler, Başbakan Erdoğan’ın, iniş-çıkışlarla sürmesi doğal olan süreç konusundaki kararlığını toplantıyı açış konuşmasında özellikle vurguladığını gösteriyor.
Erdoğan, terörün, bir daha canlanmayacak şekilde sonlanması konusunda kararlı olduklarını özellikle söylemiş.
İşin ikinci boyutuna gelince...
Başbakan; 1. aşama olarak nitelenen silahlı PKK’lıların sınır dışına çıkış sürecinin, karşı taraftan yansıtıldığı gibi tamamlanmak üzere olduğu yolundaki bilgilerin doğru olmadığını aktarmış.
Yaz sonuna işaret etmiş. Akil heyetten bir ismin, “PKK’lılar çekildi, şimdi hükümetin demokratikleşme konusunda atacağı adımlar bekleniyor” değerlendirmesi üzerine, “Tam da öyle değil” diyerek çekilme sürecinin beklenenden daha yavaş gittiğini, henüz içerideki PKK’lıların yüzde 15’inin çekildiğini söylemiş.
Son vakalar araştırılıyor
Son dönemde; iş makinelerinin yakılması, adam kaçırma, komutanları taşıyan helikoptere ateş edilmesi ve Cizre’de örgütün Öz Savunma Timleri’nin tören ritüeli konusunu “her şeyin güllük gülistanlık olmadığına” örnek göstermiş.
Bu noktada, hükümetin, yukarıdaki sıraladığım olayların tamamını aynı sepete koyup değerlendirme hatasına düşmediğini de not etmeliyim.
Aldığım bilgilere göre, güvenlik ve istihbarat birimleri, bu vakaların hangisinin provokatif amaçlı, hangisinin münferit, hangisinin doğrudan PKK’lılarca gerçekleştirildiği konularında detaylı bir çalışma yapıyor. Dünkü final toplantısının Gezi Parkı meselesiyle gölgelenmesini istemeyen Başbakan Erdoğan’ın, “Bugün konumuz çözüm süreci” dediğini de not edelim.
Bu yaklaşım doğru değil
Hükümet, PKK’nın silahlı mücadelenin artık sona erdirilmesi, demokratik siyasetle yola devam edilmesi noktasına gelmesini çok önemli buluyor.
Ancak hükümet, “biz çekiliyoruz, sözümüzü tutuyoruz, hadi siz de şu yasal düzenlemeleri yapın” yaklaşımını doğru bulmuyor.
Hükümet, “Eğer, siz dağa çıkma gerekçesi olarak ‘demokratik ortam yok, dilimi konuşamıyorum, ötekileştiriliyorum, şiddet ve ayrımcılık görüyorum’ diyorsanız, Ak Parti iktidar olduğu günden bu yana, bu gerekçeleri çürütmek için radikal reformlara imza attı ve atmayı sürdürecek, ancak bu bir süreçtir” görüşünde.
Başbakan Yardımcılığı ve Adalet Bakanlığı bir çalışma yürütüyor ancak BDP’nin “bu yaz yasal düzenlemeler yapılmalı” ısrarı karşılık bulacak görünmüyor.
Çelik’in değerlendirmesi
Dün konuşma olanağı bulduğum Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, süreçte temel bir tıkanma ve sorun yaşanmadığını özellikle vurguladı. “Bu bir onarım sürecidir. Konunun siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik hatta dini boyutları var” dedi.
“PKK çekilme sürecini ağırdan alıyor, o nedenle hükümet bazı adımları atmıyor” yaklaşımının doğru olmadığını söyledi. Çelik, “Akil adamlar, ‘sadece Kürtlerin değil kendisini mağdur hisseden herkesin mağduriyetini ortadan kaldıralım’ diyor. Bu çok önemli. Bizim yaklaşımımız şudur; bir salonun içini herkesin rahat nefes alabileceği kadar oksijenle dolduralım” dedi.