Ankara, siyasette ayarları bozan Gezi protestolarının dumanı dağılırken kendisini çözüm süreci krizinin içinde buldu.
Kuşkusuz, eylemlerin iktidar kanadında bozduğu moral yapının, barış sürecini olumsuz etkilemesinin maliyeti Gezi’nin maliyetinden çok daha fazla olur. Gezi protestolarından alınan mesajların, iktidarın muhafazakar-milliyetçi tabanını tahkim etmek amacı üzerine inşa edilmesinin ilk zarar göreni de 30 yıldır ilk defa bu kadar yaklaşılan barış umudu olacaktır. Olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa hafta sonundan itibaren Meclis tatile girecek. Aslında, Meclis’in tatile girmesi Ankara siyasetinin düşük yoğunluklu bir atmosfere sahip olması anlamını taşır. Ancak çözüm sürecindeki gelişmeler ve beklentiler buna izin vermeyecek.
Ankara’daki manzaraya bakalım:
Güven bunalımı
HÜKÜMET CEPHESİ: İktidar kanadında, sürecin başında “PKK’ya güvensizlik” olarak odaklanan kuşku ve endişenin cephesi BDP’yi de içine alarak genişlemiş durumda. Hükümet, çekilme konusunda ayak sürüyen, sınır dışına hareket etme dışında örgütsel faaliyetlerinin tamamını yürüten, bölge illerinde “ikinci bir devlet” oluşturma hedefini alttan alta dizayn etmeye çalışan örgüte ve siyasi kanadına artık daha az güveniyor. İmralı, Kandil ve BDP’nin 1. aşamanın sona erdiğine tek taraflı olarak karar verip bunu kamuoyuna dayatmaya çalışmasından rahatsız olan hükümet, BDP’nin “hükümet adım at” temalı mitingler yoluyla baskı kurmasını da samimiyetsizlik olarak değerlendiriyor.
Hükümet cephesi, baraj ve kalekol yapımı gibi, düne kadar gündeme getirilmeyen konuların gerekçe gösterilerek halkın sokağa dökülmesinde de BDP yönetimini sorumlu tutuyor.
Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın dünkü yazısındaki şu cümlelerin altı çizilmeli:
“Çekilme aşamasında olan örgüt, silahlı saldırı dışında tüm illegal eylemlerine devam ederek nüfuzunu korumaya çalışıyor... BDP’nin organize ettiği gösteriler süreci destekleyen bir duyarlılık üretmek yerine süreci riske atan bir kırılganlık üretiyor... Marjinal sol örgütlerle aşılanma, BDP’yi büyütecek bir etki yapmaz, aksine marjinal alana daha da sıkıştırır... BDP; kendisini eski rolüne mahkum etmeye çalışanlara fırsat vermemeli.”
Hükümet bir yandan da Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın koordinasyonunda, demokratik siyaset kanallarının açılmasına dönük yasal düzenleme demeti üzerinde çalışıyor. Atalay’ın “beklentilerin de üzerinde” bir demokratikleşme paketinin ortaya çıkacağı yolundaki mesajı bu anlamda önemli.
Demokratikleşme paketinin, BDP’lilerin 25 maddede sıraladığı taleplerinin ne kadarını, ne ölçüdekarşılayacağı tartışmalı. Örneğin seçim barajı konusunda taban tabana zıt görüşler hakim. Ancak; TMK, TCK ve Toplantı ve Gösterisi Yürüyüşleri Kanunu’na dönük taleplerden bir kısmını karşılayacak düzenlemeler gündemde.
Bu durumda, önümüzdeki haftadan itibaren tatile giren Meclis’in, yaz bitmeden olağanüstü toplanması ve yasal düzenlemelere geçit vermesi gündeme gelebilir. Ayrıca süreçteki gelişmeler de bunu dayatabilir. BDP kanadında da ağustosun ikinci yarısında Meclis’in olağanüstü toplanması beklentisi yüksek. Hatta bu konuda yeşil ışık yakıldığını söylüyorlar.
Yüzler yorgun ve gergin
“Tıkanma” açıklamalarına karşın Başbakan Erdoğan’ın, dünkü grup toplantısında çözüm sürecine ilişkin verdiği, “bu işten geri dönüş yok” mesajının altını çizmek gerekiyor. Başbakan’ın yakın kurmaylarında da aynı düşüncenin hakim olduğunu söylemek gerekiyor. Gezi olaylarının analizinin sürdüğü iktidar cephesinde, hükümet üzerine oynandığı düşünülen oyunun çözüm sürecini sabote etmesine izin vermeme kararlılığı hakim. Ancak yüzler yorgun ve gergin görünüyor.
Oyalamaya tepki
BDP CEPHESİ: BDP cephesi ise çözüm sürecini “Gezi öncesi-Gezi sonrası” diye ikiye ayırmış durumda. Gezi protestolarına tepki gösterilirken oluşan sert üslup, kalekol ve baraj inşaatlarının kesilmemesi, korucu alımının sürmesi, son BDP heyetinin İmralı’yı ziyareti konusunda hem süre hem de isimlendirmeye ilişkin ayak sürüme hali BDP’de yaşanan güven sorununun ana kaynakları. Erdoğan’ın, seçim barajının düşürülmeyeceği, anadilde eğitim ve adı demokratikleşme paketi olan bir paketin gündemde olmadığına dönük sözleri bu sorunu derinleştirmiş görünüyor.
BDP kanadı, hükümetin seçimleri esas aldığını ve oyalama taktiği yürüttüğünü düşünüyor. BDP Eşbaşkanlarının ‘tıkanmaya’ işaret eden ve hükümeti adım atmaya zorlayan açıklamalarının ardından, Abdullah Öcalan da, kardeşi aracılığıyla dün şu mesajı verdi: “Bu şartlar içinde yapacağım bu kadardır. Birinci aşama benim için 1 Haziran’da tamamlanmıştır. Başkaları için bitmemişse de birinci aşama benim açımdan bitmiştir. İkinci aşamaya da başlamak üzereyiz, ama fazla gelişmeler olamıyor. Bu süreç tek taraflı da yürütülmez.”
BDP-İmralı teması
BDP heyetinin, İmralı’ya bir sonraki ziyaretinin önümüzdeki hafta gerçekleşmesi bekleniyor. Bu ziyaret, sürecin kritik bir aşamada olduğu bu dönemde büyük önem taşıyor.
BDP-hükümet teması
Ankara koridorlarında, İmralı ziyaretine kadar geçecek sürede, hükümet-BDP temasıyla sürecin ateşinin düşürülmesi planlanıyor. Nitekim dün akşam üzeri bu konuda sıcak bir gelişme yaşandı. BDP Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüştü. Ayrıca İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’la da telefon görüşmesi gerçekleştirildiği öğrenildi. Görüşmede BDP’liler, Bakan Ergin’e, süreci yakından izlemek için demokratikleşmeyle ilgili bir çalışma grubu kurulması talebinde bulundu. BDP’liler, “Yerel izleme komiteleri” ismiyle örgütlenecek komitelerin çözüm sürecine yönelik gelişmeleri yakından izlemesi, bu komitenin akil insanlar ve çözüm komisyonu üyelerinden oluşması önerisini getirdi. Bu görüşmeler, bugün de dahil olmak üzere sıklaştırılarak kriz aşılmaya çalışılacak.
YENİ ANAYASA: Ankara’da bir diğer gündem maddesi de yeni anayasa. Başbakan dün, Uzlaşma Komisyonu’nun AK Partili üyeleriyle görüşerek yol haritasını belirledi. Alınan karar, dört partinin uzlaştığı 47 madde Meclis’ten geçirilmezse AK Parti’nin yeni yasama döneminde kendi paketini Meclis’ten geçirmesi yönünde. İlk seçenek bu şartlarda mümkün olmadığına göre, iktidar, Başbakan’ın aylar önce söylediği gibi kendi paketiyle yola devam edecek. O paketin son halinde Başkanlık ya da partili cumhurbaşkanı seçeneklerinden biri olacak.
Başbakan Erdoğan’ın Gezi eylemleri nedeniyle gerçekleştirdiği seri mitinglere şimdilik ara verilmiş durumda. Meclis tatile hazırlanıyor. Ancak bu durum, siyasetin nabzının düşeceğini göstermiyor. Çözüm süreci önümüzdeki günlerin en sıcak maddesi olacak.