Paris infazının ardından ilk tutuklama yapıldı. Zanlı, 2 yıldır PKK üyesi olduğu belirtilen Ömer Güney.
Güney ismi bizi hangi isimlere, örgütlere, ülkelere götürecek önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bugünlerde BDP-DTK temsilcilerinin İmralı’yı ikinci kez ziyaret etmesini de bekliyorduk. Ancak bu gerçekleşmedi.
Paris infazı ve cenaze töreni sınavının doğal bir kesintiye uğrattığı” ziyaret trafiğinin düğümlendiğini görüyoruz.
Hükümet-BDP hattında bir “Ahmet Türk” sorunu yaşanıyor.
Türk, 3 PKK’lı kadının cenaze töreninde yaptığı konuşmada, “Barış için hassasiyet isteyenler Kandil’i bombalıyor. Bu nasıl bir siyasettir? Hem barıştan söz edeceksin, hem de Kürtlere bomba yağdıracaksın” diyerek hükümete sert çıkmıştı.
Başbakan Erdoğan’ın, dün gruptan Türk’e verdiği yanıt da aynı sertlikte oldu. Erdoğan, “Bize samimi görünenlerle konuşuyoruz, ‘peki, buyurun’ diyoruz kendilerini adaya gönderiyoruz. Açık açık söylüyorum. Sen adadan döndükten sonra zehir zemberek açıklama yaparsan olmaz. Seni oraya gönderen bir Başbakan’a, ‘Kürt kardeşlerime bu Başbakan bomba yağdırıyor’ dersen olmaz” dedi. Hükümet kanalından yansıyan bilgiler, İmralı’ya ikinci ziyaretin ertelenmesinde Türk’ün bu çıkışının önemli rolü olduğunu gösteriyor.
Bu nedenledir ki dün sohbet ettiğimiz Türk, “Diyelim ki bir çatışma çıktı, asker, polis müdahale eder ama bu kadar uçağı birden kaldırdığınız zaman bu farklı bir mesajdır. Samimi değil. Buradaki eyleme karşı polisin müdahalesi ile Kandil’e uçakların gönderilmesini aynı kefeye koyamazsınız. Bunu barış sürecinin güvensizliğini artıracak bir davranış olarak nitelendirdim, düşüncelerimi açıkladım. Sadece Kürtlerden hassasiyet beklemek doğru değil” diyerek, bu çıkışını izah etti.
Dün, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile de zanlı profilinden çıkan ipuçlarını ve gerçekleşemeyen 2. İmralı görüşmesini konuştuk. Sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
‘Buzdağının görünen yüzü’Paris Savcılığı’nın açıklamasından ne sonuç çıkardınız?Demirtaş: Açıklananlar savcının ulaştığı buzdağının görünen yüzü ve açıklama soruşturmanın bir parçası. Bu şekilde açıklama yaparak etkilerini ve gelişmeleri izlemek istiyorlar. Soruşturma bundan sonra ülkelerden gelen tepkilere göre yönlendirilecek. Bu da Fransa savcısının soruşturmada siyasi davrandığını gösteriyor.
‘Tanıdığımız biri değil’Ömer Güney ismi size ne ifade ediyor?Demirtaş: Bildiğimiz biri değil. Fotoğraflara baktım; gidip gelişlerimizde görmüş müyüz diye. Tanımıyorum. O çevrelerde gördüğüm biri de değil. Oradaki dernek başkanının açıklamasına göre onlar da iyi tanımıyor. Zaten tanınan biri değilmiş.
‘Tetikçi böyle olur’NATO gladyosu benzetmesi yaptınız. Ömer Güney’in beyninde tümör olduğu, yaptıklarını unuttuğu söyleniyor. Demirtaş: Aklı başında hiçbir istihbarat birimi, hiçbir derin yapı, bu işlerde maaşlı resmi görevlisini kullanmaz. Bir tetikçi bulacaktır. Bu tetikçi ya Ömer Güney’in amcasının açıkladığı gibi tümör hastası olur ve yarım saat öncesini hatırlamaz ya Kartal Demirağ gibi problemli olur ya da Hrant Dink’in katili Ogün Samast gibi çocuk olur; ne yaptığını bilmez. Böyle olur bu işler. O yüzden gerçekten tetikçiyse ki bu konu da net olarak açıklanmış değil; arkasında kim var açıklanmadığı müddetçe katliam aydınlanmış sayılmaz.
Şoförlük olayı doğru mu?Demirtaş: Hayır. Sakine Cansız’ın, Avrupa’daki bu isimlerin özel şoförü olduğu iddiaları tamamen yanlış. Böyle bir şey kullanmazlar. Etrafındaki insanlar, o gün kimde kaldıysa arabasıyla götürür, getirirler.
Demirtaş, “Tetikçinin Türk olması Türklerin suçlu olduğunu göstermez” dedi.
‘İmralı süreci askıda’
“İki yıldır Ömer Güney şoför olarak kullanılıyordu” deniyor.
Demirtaş: Yok öyle bir şey. Sakine Cansız zaten Fransa’da yaşamıyor. Birkaç günlüğüne gelmiş Fransa’ya. Çocuk (Güney) Fransa’da oturuyor. Bu işler o kadar zor değil. Bir Kürt de kullanılabilir. Derneğin içinden biri de kullanılabilir. Türk olması Türklerin suçlu olduğunu göstermez. Türk devletini doğrudan suçlayamazsınız. Tetikçinin etnik kimliğine göre karar veremezsiniz. Arkasındaki güç ne ise ona göre karar verirsiniz. NATO gladyosu en etkili gladyodur.
Sizin ikinci görüşmeyi yapmamış olmanız sürecin askıya alındığı anlamına mı geliyor?
Demirtaş: Askıda. Biz görüşmediğimiz sürece askıda duracak. Ancak bizim görüşmemiz bir adım attırabilir. Çünkü Öcalan bizi bekliyor. Heyet görüşeceğini görüştü. (Devleti kastediyor) Bir noktaya geldiler. İkinci bir görüşme olmadan ilerleme mümkün değil. Biz muhatap ve aktörüz. Öcalan, ikinci gidişte yol haritasını açmak isteyecek. Sürecin nasıl yürüyeceğini dair önerilerini bizimle paylaşmak istiyor. Heyete de, Ahmet beylere de “Eşbaşkanlar gelmeli” demiş. Ondan sonra somut aşamaya geçilmeye sıra gelir. Bu olmadan askıdadır. Hükümet, devlet, Öcalan “müzakere başlatalım” dediler ama niyetin ötesine henüz geçilemedi. Telefonla, mektupla olmaz bu iş. Başbakan’ın “ben istediğimi gönderirim” tavrından da vazgeçmesi lazım.