DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat’ın İmralı ziyaretiyle somutlaşan barış sürecinde manzara çok net değil.
Hükümet tarafından sürece dahil edilen BDP, İmralı’ya henüz ikinci kez gidemedi.
Örgütün sınır dışına çekilmesine ilişkin aşırı iyimser tahminler havada uçuşurken, en kritik açıklamayı Başbakan Erdoğan yaptı ve “İmralı’nın vermiş olduğu mesajların çok önemli olduğunu, bunu yine istihbarat örgütümüzün bizlere aktardığı bilgiler çerçevesinde ediniyoruz” dedi.
Erdoğan’ın bu sözleri, İmralı ile devlet arasındaki temaslarda mesafe alındığını ve bunun örgütte karşılığının olduğunu gösteriyor.
Ancak, BDP’ye biçilen rolün mahiyeti net olmadığı için, kamuoyu ikinci İmralı ziyaretinin gerçekleşmemesini başarı için bir ölçü olarak algılıyor.
‘Elimizden geleni yaparız’
Oysa Ankara’daki bilgiler, MİT-İmralı-örgüt hattında işin, en azından şimdilik, başlangıçta planlandığı gibi seyrettiğine işaret ediyor.
İkinci aşamaya geçilmek üzere olduğu, sürecin artık “sonuç gösteren” bir aşamaya ilerlemeye başladığı belirtiliyor.
BDP cephesini, dün, partinin Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile konuştuk. Kışanak, “Bu sorun BDP’yi kapsayan bir ortaklaşma olmadığı sürece çözülemez” görüşünde:
“Hükümet, Sayın Öcalan’ın ciddi kararlar almasını istiyorsa, bunların uygulanabilirliğini sağlamalı. Bunun yolu da Öcalan’ın örgütüyle ve kamuoyuyla temas kanallarının açık olmasıdır. Bunun yolu sadece biz de değiliz. Açık söylüyoruz, biz örgütle Öcalan arasında postacı olmayız. Hak ve özgürlükler konusunda pozitif katkı yapmak için elimizden geleni yaparız. Ancak, dünyadaki bütün örneklerin gösterdiği; lider pozisyonunda muhatap aldığınız, görüştüğünüz kişinin kararlarını hayata geçirebileceği koşulları yaratacaksınız.”
‘Bizim grup kavun pazarı mı?’
Kışanak, Başbakan’ın “Öcalan olumlu mesajlar veriyor, bize verilen bilgilerden anlıyoruz” açıklamasını, “Bize, ne hükümetten, ne başka açık kanallardan böyle bir bilgi ulaşmış değil. Ya çok maharetli yapıyorlar ya da yapmıyorlar, kamuoyuna yapıyormuş gibi izlenim veriyorlar” diye değerlendirdi.
‘Kışanak, hükümetin heyet belirleme ısrarına tepkili:
“Biz, Ahmet Türk ve Ayla Akat’ın gidişinden sonra yeni bir izin dilekçesi vermedik. Çünkü eski dilekçelerimiz reddedilmiş değil. Hükümete söylediğimiz, ‘Biz karar verelim.’ Niye kendi kafalarına göre isim belirliyorlar? Bir partinin, parti yönetimini dikkate almadan onun içindeki bazı kişilerle süreç yürütmesini kim kabul eder? Partiyi muhatap alma, bizimle konuşma, ‘ben seçmece yaparım’ de. Bizim grubumuz kavun pazarı mı?”
‘BDP’siz çözebilecekler mi?’
Kışanak, BDP’ye biçilen misyon konusunda da sert:
“‘İmralı’yla bütün görüşmeleri bitireyim, BDP de gelsin bunu kamuoyuna duyursun’ diye düşünüyor, bizden sadece böyle bir rol bekliyorlarsa, doğru değil. Mekanizmaları yaratılmadan böyle bir yol haritası çıkacağına ihtimal vermiyoruz. Yoksa biz demokratik bir parti olarak, demokratik siyasette yolumuza devam ederiz. Ama dünyada hiçbir çözüm örneği böyle olmamıştır. Bütün bileşenler içinde olmuştur. BDP’siz, Sayın Öcalan’la ve PKK ile bu sorunu çözebiliyorlarsa çözsünler. Bunu böyle tartıştırarak şunu yapmaya çalışıyorlar; yarın süreç başarısız olursa, ‘BDP illa içine girmek istedi, ondan oldu’ diyecekler. Kimse böyle kirli bir politika izleyemez.”
Kışanak, “Hükümet için öncelikli konu anayasa. Kürt sorunu konusunda atacağı adımların da herhalde anayasa yapım sürecine etkisinin olmasını murat ediyordur. ‘Mart sonunda anayasa takvimini bitireceğim, yoluma döneceğim, diyor. Bir yandan da bu memlekette her zaman bir bahar, mart sendromu vardır, çatışmalar tırmanacak, diye. O zaman niye bu zaman heba ediliyor?” diyerek takvim sıkışıklığına işaret ediyor.
Kışanak, “Yakın zamanda olumlu bir karar çıkacakmış gibi görünüyor” diyerek ikinci İmralı ziyareti için umutlu konuşuyor.
Son bir ayı heba ettiler!
BDP?Eşbaşkanı Kışanak, grupta BDP?heyetinin bir aydır İmralı’ya gidip gitmeyeceğinin tartışıldığını belirterek, “Bir ay bu tartışmalarla heba oldu” dedi.
Fotoğraf: MUSTAFA İSTEMİ