Demokraside gelişmişliğin temel göstergelerinden biri de olgu-algı ilişkisini sağlıklı ayarlayabilmek.
Bu ilişkinin tersinden seyretmesi, neredeyse algının olgunun önüne geçmesi, üstelik bıçak sırtı bir iş üzerindeyseniz gerçekten tehlikelidir.
Dün Meclis’te, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti grup toplantısında yapacağı konuşmayı beklerken, iktidar kulisine giden koridorlardaki sohbetlerde de tartışma konularından biri buydu.
Örneğin, eski Kültür Bakanı, Ak Parti İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay’ın söyledikleri...
Strateji ve taktik
Günay, sohbetimizde, çözüm sürecinin algı yönetiminde bir sorun olduğunu vurgulama ihtiyacı hissetti. “Bu süreçte birinin stratejisi var, diğerinin taktiği. Ve strateji öbür tarafta” dedi.
Sanki süreci baştan sona İmralı yönetiyor gibi bir görüntü ortaya çıktığını söyleyen Günay, “Bu vicdanları yaralıyor. İtiraz buna. 1999’da en iyisini yapmıştık. ‘Muhatabımız halktır. Biz halkı muhatap alırız, siz isterseniz gelirsiniz’ demiştik. Şimdi ise tamamen Öcalan endeksli gidiyor görüntüsü var. Bu durum çözüm yolunda zora sokuyor. Yoksa kimse barışa karşı değil” görüşünde.
Erdoğan’ın mesajı
Kuşku yok ki CHP ve MHP cephelerinde ve kamuoyunun önemli bölümünde hakim olan bu hissiyatı, fırsat verilse Ak Parti içinden de seslendirecek çok isim vardır. Herkesin üzerine titremesi gereken bir süreçten geçiyor olmamız bu çıkışları engelliyor. Şimdi hakim olan, “Barış söz konusuysa gerisi teferruattır” yaklaşımının nedeni de bu.
Nitekim Başbakan Erdoğan da, dünkü konuşmasında, “Bir cerrah dikkatiyle, kırmadan, dökmeden çözmenin mücadelesi içindeyiz. Sırattan geçiyoruz. Keskin bir bıçağın üzerinde yürüyoruz. Gizlediğimiz hiçbir şey yok. Sürecin hassasiyeti nedeniyle az konuşuyoruz. Yeri geldiğinde bu açıklamalar yapılacak” diyerek, “Susuyorsak bir bildiğimiz var” mesajı verdi.
‘Tren yola hazırlanıyor’
Peki, bu yolun hangi durağındayız? Devlet-İmralı-BDP-Kandil dörtgeninde her şey hazırlanan altyapıya uygun ilerliyor mu?
Dün bu soruları yönelttiğimiz, sürecin etkin bir isminden aldığımız cevaplar olumlu.
Kaynağa göre, şu ana kadar her şey yolunda gidiyor. Koordinat noktaları arasındaki işleyiş de planlandığı gibi yürüyor.
Aynı kaynağa, algı meselesini soruyoruz. “Süreci Öcalan yönetiyor, İmralı’da sanki bir devlet adamı oturuyor” görüntüsünün neden engellenmediği sorusunu yöneltiyoruz. Yanıtı şöyle:
“Sürecin görünen aktörleri BDP’liler olduğu için öyle algılanıyor. Önce gelişmelerin görüleceği süreç bir başlasın, sonra biz de gerekli açıklamaları yaparız.”
“Süreç başlamadı mı?” diye sorduğumuzda da içinden geçtiğimiz dönemi şöyle tarif ediyor:
“Raylar döşeniyor, sonra vagonlar konulacak, daha sonra da tren yola çıkacak. Önce eylemsizlik devreye girsin. Çekilme başlasın, o zaman biz konuşuruz. Bu süreç, olanları görerek ilerleyeceğimiz bir süreç.”
‘Komisyon her zaman gündemde’
Sohbet ettiğimiz hükümet kaynağı, Öcalan’ın, çekilme için parlamento garantisi ve Meclis komisyonu çağrısıyla ilgili olarak şu yanıtı veriyor:
“Akil Adamlar Komisyonu her zaman gündemde. Hepsi olabilir. Bunlar sembolik şeyler. Ama bu süreçlerde sembolik adımlar da önemlidir.”
Öcalan’ın, 21 Mart’a dönük, sadece eylemsizliğe davet eden; yol haritası ve diğer aşamaları içermeyen kısa bir çağrı yapacağı bilgisini de aynı kaynaktan aldık.
Sürecin, hükümet tarafından belirlenen bir takvimi olduğu, ancak takvim açıklamanın riski nedeniyle bunun paylaşılmadığı da anlaşılıyor.
Döşenen raylar hangi vagonları taşıyacak, rayların taşıdığı vagonların içine neler konulacak ve tren hangi adrese gidiyor?
Barışa gitsin.