Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış.
Fotoğraf:AA
Adli Yıl açılışı nedeniyle Yargıtay tarafından Meclis’te verilen resepsiyonda, AB Bakanı Egemen Bağış ile sohbet ettik.
Doğal olarak bir numaralı konu Suriye’ye müdahale ve ABD Başkanı Obama’nın Kongre’den yetki istemesiydi.
Sohbet sırasında laf ‘eylül sendromu’ olarak nitelenen yeni Gezi dalgası beklentisine de geldi.
Sondan başlarsak, Bağış şunları söyledi:
‘Polis 4 kat daha güçlü’
“Gezi olaylarının üzerinden hayli zaman geçti. Türkiye artık hazırlıklı. Polis de eski polis değil. Devlet, TOMA’lar ve saire dâhil, teçhizat açısından mayıs-haziran aylarına oranla en az dört kat daha güçlü. Bu konuda seminerler yapıldı. Brifingler alındı. Eğitimler verildi. Polis o günlere oranla daha bilgili ve tecrübeli. Artık başaramazlar.”
Bağış, “Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde bizde yaptıklarını yapamazlar. Avrupa’da polise karşı mukavemetin cezası ortalama üç yıl. Eleştiriyorlar, konuşuyorlar ama Avrupa’da bunları yapsınlar da görelim, yapamazlar” dedi.
Okulların açılmasıyla eylemlerin artacağına ilişkin sorumuzu da yanıtlayan Bağış, şunları söyledi:
“Bunlar artık sır değil. Başbakan Yardımcımız da açıkladı. Türkiye’yi karıştırmak istiyorlar. Ama biz de tedbirimizi aldık. Polis çok mesafe kat etti. İşleri o kadar kolay değil. Bu olaylar başlamadan önlenir.
Ben Batı’yı da iyi biliyorum. Herhangi bir Batı ülkesinde bizde olduğu gibi rahat davranamazlar. Gezi olayları sırasında suç işlendi. Gencecik çocukları istismar ettiler. 13-14 yaşındaki çocuklara bira dağıttılar. Bu suçtur ama yaptılar.
‘Karşı reaksiyon olur’
Bağış, “Suriye’ye müdahale kapıda, çözüm süreci tartışmalı ilerliyor. Bu kritik dönemde yeniden polisin sokakta olması başka sıkıntılar yaratmaz mı?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Aksiyona karşı reaksiyon oluşur. Bu doğal bir şey. Etki-tepki meselesi. Benzer gelişmeler yaşanırsa bunun karşılığının olması doğaldır.”
AB Bakanı’nın, Suriye’ye olası müdahale ve Obama’nın Kongre manevrası konusundaki sözleri ise, ABD Başkanı’nın Kongre’den onay isteyerek “ileride müdahalenin sınırlarını genişletme şansını elde ettiği” mesajıyla özetlenebilir.
ABD Meclisi’nde demokratların azınlıkta olduğuna dikkati çeken Bağış, “Amerikan anayasasına göre, Başkan ulusal güvenlik hassasiyeti nedeniyle bir ülkeye saldırıda bulunabilir. Yani askere atış emri verebilir. Ama bir karşı saldırı olması durumunda veya işin uzaması durumunda Amerikan Başkanı’nın savaş açma yetkisi yok. Savaşa ancak Kongre karar verebilir.
‘Kendisini sağlama aldı’
Zaten herhangi bir aksiyonun ya da herhangi bir etkinin tepkisine cevap verecek yetkisi olmayacağı için ilk baştan kendini sağlama almak istedi. Çünkü şu anda Meclis’te çoğunluğu yok” dedi.
Bağış, Obama’nın Kongre’ye başvurma kararını şöyle değerlendirdi: “Kendi içindeki muhalefete de bir mesaj var burada. Yarın Suriye İsrail’e bir saldırı oldu. Muhalefeti diyebilir ki, ‘Bize sormadan niye böyle bir şey yaptın?’ ‘İşte size sorarak yapıyorum’ diyecek. Putin bir şey dedi, ‘Bak sana zaman da tanıdım’ diyecek. Müttefikler bir şey yaptı; ‘Bak herkesle istişare yaptım. G-20’ye kadar gittim’ diyecek. Çok amaçlı bir şey yapmış oldu. Belli ki bayağı bir istişare yapılmış, düşünülmüş, tartışılmış ve ondan sonra böyle bir karara gelinmiş. O gün Baltık liderleriyle yaptığı açıklamadan benim edindiğim intiba, ‘Bunlar 24 saat içerisinde vururlar’ şeklindeydi. Ama ertesi güne kadar öfkeyle kalkıp zararla oturmaktansa, daha düşünülmüş, her şeyi kapsayan, zaman ve siyasi avantaj kazandıran bir formül bulmuş.”
‘Putin yumuşayabilir’
Bağış, “Putin ikna edilmeden vurur mu Amerika? Vurursa ne olur?” sorusunu ise, “Kongreden karar çıktıktan sonra vurur. Ama vurmaya gerek kalmadan bütün uluslararası camianın üzerinde uzlaşabileceği, amaç kan dökülmesini engellemek. Biz de savaş meraklısı değiliz. Ama biz de o yavrunun öldürülmesinin devamını engellemek istiyoruz” diye yanıtladı.
Bağış, G-20 zirvesinde bütün liderlerin aynı odada olacağını belirterek, Başbakan Erdoğan’ın da bu çerçevede iki görüşmeler yapacağını kaydetti. Bağış, “‘Obama ile Putin’in randevusu yok’ deniyor. Ya bütün gün aynı odada olacaklar, nasıl görüşme yok?” dedi.
Bağış, “Obama da birtakım belgeler götürecek, Türkiye de götürecek. Putin’de bir yumuşama olabilir mi?” sorumuzu, “Her şey mümkündür” diye yanıtladı.
Bağış, ABD ile Rusya’nın bir formül üzerinde anlaşması halinde işin, “çok daha az zayiatla” sonuçlanacağını belirterek, “Ben Obama’nın buna fırsat yaratmak için böyle bir hamle yaptığını düşünüyorum. Bu Esad’ın üzerine de bir taktik. ‘Bak seni vuracağız, uyarıyoruz, ayağını denk al’ demek” dedi.
‘KONGRE’DEN İSTEDİĞİNİ ALIR’
Bağış, “Obama daha büyük bir operasyon mu düşünüyor?” sorusuna, “İhtiyaç olursa diye... Bir yandan da Putin üzerine baskı kuruyor. Diyor ki, ‘Bak ben kendi kongremden de bu karar çıktıktan sonra duramam. Ben şahsi kararımı verdim. Kongrem de benim arkamda durduğu sürece ben yaparım. Gel buna...’ Zaman da kazanmış oldu şu anda” karşılığını verdi.
Bağış, Obama’nın bu kararıyla Türkiye’ye ne mesaj verdiğine ilişkin soruya karşılık ise şöyle dedi:
“‘Amerika’nın bölgede önemsediği 3 müttefiki vardır. Onların da güvenliği açısından...’ Yani Türkiye, Ürdün ve İsrail’in de güvenliğini önemsediğini orada vurguladı. Öte yandan İngiltere’de bir karar çıktı. O karar da eminim kendisinin de bir Meclis yetkisi alma kararını etkilemiştir. Ama Amerikan Parlamentosu, İngiliz Parlamentosu’na benzemez. Amerikan Parlamentosu, Başkanı uluslararası bir konuda yarı yolda bırakmaz. Kongre’den istediğini alır.”