Derviş: IMF antibiyotik gibi, zamanında kesmeli

19 Haziran 2003

Faaliyet alanını "Türkiye - AB sorun alanları" olarak belirleyen EDPF'nin, Koordinasyon Kurulu üyesi Derviş'in müjdelerinden birincisi, AB Selanik zirvesine, tam üyelik müzakerelerine başlayan 10 aday ülke gibi, Türkiye'nin de katılabilmesi. İkincisi ise, geçtiğimiz gün sona eren AB - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Toplantısı'nda ilk kez dostluk havasının hakim olamsı...CHP milletvekili ve "AB Anayasası " hazırlıklarına katılan AB Konvansiyonu parlamenteri Derviş, 2004'de AB'ye üyelik müzakerelerine başlayabilmek için, Kopenhag kriterleri ve ülkelerin veto hakkı üzerinde durdu. Bu sözleri açarsak, üzerinde tartışılan Terörle Mücadele Yasası'nın 8. Maddesi, Kürtçe yayın özgürlüğü, MGK'ya sivil genel sekreter, cami yerine ibadethane, isteğe göre çocuklara isim koyma özgürlüğü gibi düzenlemeleri Kopenhag kriterleri çerçevisinde yapmak gerekiyor.Ancak bunların hangi yöntemlerle hayata geçireleceği konusunun ülkelerin öznel koşullarına bağlı olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Derviş'in uyarısı: "Kimse Kopenhag kriteri olmayan bir şeyleri, öyleymiş gibi göstermesin." Derviş, Kıbrıs Rum Kesimi'nin sözkonusu veto hakkını kullanması, Kıbrıs meselesinde dünya kamuoyunu ikna edecek

Yazının Devamı

Bir yanda elektrik öbür yanda "politika"

17 Haziran 2003

Kayserililerin Sepetçiler Kasrı'ndaki uzun bir kahvaltı günü geçiren Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e gösterdikleri ilgisiyi görmemek mümkün değildi. Meclis'teki 8 milletvekilinden 7'si gibi, işadamları da neredeyse tam kadro olarak, Ankara'dan sonra İstanbul'da gerçekleşen "Büyük Buluşma"ya katıldılar. Eksiklik göze çarptı Erciyes Üniversitesi'nin yetersiz kaldığını söyleyen CHP milletvekili Muharrem Eskiyapan, perşembe günü Gül ile bir araya gelecek bir gurup Kayserili işadamının, vakıf üniversitesi kurma girişimini Meclis'e taşıyacak.Gül'ün yanına bir ara diğer hemşerileri gibi iş kadını Nazire Dedeman da geldi; koltuğunun altında dosyası vardı. Kayseri İli Yardım Derneği İstanbul Şubesi'nin davetine katılan ünlü Kayserililer içinde, Halit Cıngıllıoğlu ve Kadir Has'ı gözlerim aradı. Ne de olsa bu iki işadamı da Erciyes Üniversitesi'ne 10 milyon doların üzerinde bağış yapmışlardı. Dedeman'dan Gül'e Gül, hemşerileri ile birlikteliğini, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Cüneyt Zapsu'nun kayınpederi Nihat Boytüzün'ün ısmarladığı Boğaz'da tekne gezisi ile bitirdi. Nazire Hanım oğlu Umut Önal'ın, arkadaşının tabancasından çıkan kurşunla hayatını kaybetmesinden sonra, dönemin Ankara

Yazının Devamı

'Yılanı yaralı bırakma'

16 Haziran 2003

"Yılanı yaralı bırakmamak lazım. Bırakırsan zehirini akıtır..."Siyaset ve iş dünyasının ünlü yüzlerinin akın ettiği kahvaltılı buluşmada, "en köşeli" yorumu yapan Kapusuz, sözlerinin devamı olacağı yolunda işaretler verdi.Kapusuz, Moldovya'da düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılmış, burada başkan yardımcısı seçilmiş ve geçtiğimiz gün de Türkiye'ye dönmüştü; henüz konunun ayrıntılarını almamıştı.Kapusuz'un ifadesinden çıkarttığım sonuç; AKP'nin ÇEAŞ ve Kepez operasyonuna devam edeceği, hatta Uzanlar'la sonuna kadar mücadele etmekte kararlı oldukları.Nereden çıkarıyorsun diyebilirsiniz, şundan...Kapusuz'un sözlerini aktardığım CHP miletvekili Muharrem Eskiyapan'ın, "Kapusuz, AKP'nin Fatih Terim'i. Meclis'te Kapusuz ne yaparsa, diğerleri de onu tekrarlıyor" demesinden.Uzun kahvaltıda TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan ile aynı masada oturduk. Kameralar bir ara Özilhan'a kilitlendi ve soru netti:"ÇEAŞ ve KEPEZ olayı, özelleştirmeye darbe vurur mu?""Patronlar Kulübü"nün bu konuda bir görüşü olması beklenirdi doğal olarak, zira hepsi özelleştirme bayrağını taşıyan neferler!...Özilhan ayaküstü konuşmaktan kaçındı.Belli ki, "Yazık oldu Uzanlar'a" demeyecekti.

Yazının Devamı

Bir bardak sütü kes sonra da mikrokredi dağıt!

15 Haziran 2003

Bangladeş'te yoksullara mikrokredi veren Grameen Trust'ın Genel Müdür Yardımcısı Nurcihan Begüm geçtiğimiz mart ayında İstanbul'a geldiğinde, Diyarbakır'da başlatılan "Yoksullukla Mücadele Programı"nı dinlemiştim. Projenin mimarı Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof. Aziz Akgül de alan çalışmalarını başlatmıştı.O günlerde Prof. Akgül, proje finansmanının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu'nda (SYDTF) biriken 1 trilyon liraya yakın kaynaktan sağlanacağını söylemişti.Prof. Akgün, Grameen Turst kurucusu ve Başkanı Prof. Muhammed Yunus ile birlikte yeniden bir araya geldiğimizde, mikrokredi finansmanı ile ilgili sorumu, ünlü spekülatör George Soros'un da içinde olduğu bir grubun adını vererek yanıtladı. Alt alta koyduğunda şimdilik 500 bin doları bulmayan bu bağışların, projenin devamında 900 bin dolara çıkması da, hedef olarak konulmuştu.Akgül'ün vakfı ile birlikte projeyi yürütecek Grameen Trust arasında imzalanan protokolde 900 bin dolar ve ödeme koşulları belirtiliyor ancak kimi çevrelerin endişe duyduğu gibi SYDTF'den tek satır söz edilmiyor. Yoksullukla mücadelede Bangladeş modelini benimseyen AKP'nin girişiminin ayrıntılarına devam edelim. Herkes var, Atalay yok

Yazının Devamı

Yoksulluk savaşında ilk para Soros'tan

12 Haziran 2003

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı ve AKP milletvekili Prof. Aziz Akgül önderliğinde, Diyarbakır'da uygulamaya konan "Mikrokredi Uygulama Projesi'ni" başlatmak üzere, Bangladeş'ten Türkiye'ye gelen Prof. Muhammmed Yunus'un "Yoksulluğun Bulunmadığı Bir Dünyaya Doğru" kitabından alıntıydı, okuduklarınız.Yunus'a Grameen Trust'u, 1976'da Bangladeş'in Cobra köyünde bir avuç yiyecekleri olmadığı için ölen insanlar kurdurdu. Bugün 2 milyon 700 bin kişiye toplam 4 milyar dolar kredi açan Grameen bankasının mikrokredi modelini, dünyanın 110 ülkesi gibi Türkiye'de kullanmaya başlayacak.Türkiye'nin yoksullukla mücadele biçimi, yıllık kişi başına geliri 325 dolar olan Bangladeş'ten farklı olacak.Bangladeş te, 500 ayrı mikrokredi uygulaması bulunuyor ve her yerleşim kendine uygun modeli seçiyor. Bir romandan alıntı değil, anı; yaşandı ancak bitmedi: "Her yerdeydiler. Kimin canlı, kimin ölü olduğundan emin olamıyordunuz. Erkek, kadın, çocuk; hepsi de aynı görünüyordu. Yaşlarını tahmin edemiyordunuz. Yaşlılar çocuğa, çocuklar da yaşlılara benziyorlardı... Kapılarımızın eşiğinde sessizce yatarken, evlerimizde nefis yiyecekler bulunduğu için bizi suçlamıyorlardı... Ölüm öyle sessiz, öyle

Yazının Devamı

Mavi Akım çözümü

10 Haziran 2003

Rus doğalgaz şirketi Gazprom yetkilileri ile Başbakan Tayyip Erdoğan buluşmasında yer alan Ali Şen, yatırımcı özelliği unutulup, "arabulucu" olarak kamuoyuna takdim edildi. Şen, Türkiye ile yapılan doğalgaz anlaşmalarından doğan zararını tahkime götürmeye niyetli Rusları ikna edecekti.Daha önce bu köşede yazdım, Şen 60 ile doğalgaz iletim hattı döşemek istiyor.Şen; yatırımlarla talebin artacağı, Gazpromun Türkiye gibi büyük bir pazara hakim olma avantajını yakalayacağı, tüketicinin de doğalgazı ucuza tüketme olanağı bulacağı tezini işliyor.Peki bu iş gerçekten böyle mi olur?Türkiye Rusyadan daha çok doğalgaz alarak mı maliyetleri indirecek?Mevcut doğalgaz fazlasını eritmekte tek sorun iletim hatlarının eksikliği mi?Yatırım maliyeti de eklendiğinde ne olur?Rusyaya zaten eleştiri konusu olan enerji bağımlılığının daha da artması bir tehdit oluşturmaz mı?Bu soruların yanıtlarını enerji bürokratları verecek. Enerji Bakanı Hilmi Gülerden kendi deyimi ile doğalgaz anlaşmalarında karşılarına çıkan "matruşkaları" açıklamasını beklerken, karşımıza kurtarıcı olarak Ali Şeni çıkardılar. Formülü bilemediler Rusyadan Karadeniz yoluyla, yılda 16 milyar metreküp doğalgaz getirecek olan Mavi Akım

Yazının Devamı

Prens Rainer'in doğum gününü kutladık

8 Haziran 2003

Kelly'nin kocası, sözünü ettiğim çocukların babası III. Albert tablo gibi bir şahsiyettir, bazen hareket ettiği görülür!Prens Albert perşembe akşamı Çırağan Sarayı'nda bizlere beyaz ekrandan seslendi...80. yaşını kutladık.Pasta kesmedik, "Mutlu yıllar" şarkısını söylemedik ama kutladık, basbayağı; yurt dışındaki tüm Monaco temsilciliklerinde olduğu gibi.Geçen yıl ve ondan önceki yıllarda da kutlanan doğum günü partisine katılan İstanbul'daki ABD, Rusya ve AB ülkeleri elçilik mensupları ve iş ve daha çok da sosyete dünyasının tanınmış yüzleri Monaco'nun "doğum günü partisi" adı altında aslında bir turizm ve pazarlama konsepti sunduğunu gayet iyi biliyordu. Fransa'nın kıyısında Monaco Prensliği denince akla gelen ilk isim 1982 yılında geçirdiği bir otomobil kazasında yaşamını yitiren Amerikan sinema oyuncusu Grace Kelly değilse, kızı Prenses Caroline'dir. Çünkü ikisi de asil duruşlarının yaldızı güzellikleriyle kadınları imrendirmiş, erkekleri cezbetmeyi başarmışlardır. Kelly'nin oğlu Pers Albert hiç akla gelmez, küçük kızı Stephane gelir ama o saf bir aşk kadınıdır, öyle erişilmez bir durumu yoktur. Çarpraz kutlamalar Köprülü "çarpraz hareketi" seviyor. Cumhuriyetin 75. yılını da

Yazının Devamı

Düşmanlar ve dostlar çalışıyor

5 Haziran 2003

Oostlander'in hazırladığı rapor 20 Mayıs'ta AP'de tartışmaya açılmıştı, o günden bugüne kimi maddeler değiştirildi. Aynı günlerde Ooslander ile görüşen Arı Grubu Brüksel Temsilcisi Sinan Ülgen, raporun amaca ters düştüğü tezini işledi.Rapor Türkiye'nin daha hızlı demokratikleşmesi ve AB ile entegre olabilmesi amacına ters düşüyordu.Ooslander, raporu savunurken Ülgen'e, "Türkiye ile ilgili olarak AP'de çok rapor yazıldı. Ben yeni bir şey eklemektense, Türkiye'deki AB entegrasyonu sorunlarının kökenine inmek istedim. AB ile bütünleşme önündeki engelleri yüzeysel olarak dile getirmektense, ana unsurlara bakmak istedim" dedi.Ooslander'in AB önünde engel olarak saydığı üç temel unsur vardı: Kemalizm, laiklik, asker - sivil ilişkisi... Kemalizmin demokrasiye engel olduğu yolundaki ifadeleri, Türkiye'den gelen tepkiler üzerine değiştiren AB Dışişleri Komisyonu Raportörü Arie Ooslander'in, Avrupa Parlamentosu'na (AP) sunacağı "Türkiye Raporu" bugün oylanacak. Ermeni sorunu geldi Önergelerin içinde Türkiye'nin sözde Ermeni soykırımını tanıması yer alıyordu.Raporu yaralayan bu öneriye tepki, Kemalizme olduğu kadar yüksek sesli olmadı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde uzun bir dönem

Yazının Devamı