Meclise verilecek tezkerenin sadece hava sahasını ABDye açmasını değerlendiren Gönül, "Şimdilik ABDye bu kadar yeter dedi. Gönül, tezkere ile ilgili Bakanlar Kuruluna giden teklifin sadece hava sahasının açılması olduğunu söylerken kuruldan çıkacak karar hakkında kesin bir yorum yapmaktan kaçındı. ABDnin, Irak Başkanı Saddamdan önce Türkiyeye tezkerenin çıkması için tanıdığı son 48 saatlik zaman dilimi dolarken kafalarda henüz Meclisten çıkacak oylamanın sonucu netleşmemişti. Gönül, tezkere oylaması sonucu ile ilişkili soruma, biraz anlamlı bir yanıt verdi: "CHPliler içinde destekleyenler çıkabilir."Bu gelişmeye yol açan etkenleri ise birinci tezkereden bugüne kadar geçen zaman olarak özetledi. Gönül, dün ATC toplantıları sürerken Beyaz Saray çevresinde lobi yürüten Mustafa Koç ve DEİK yönetimi girişimleriyle ilgili yorumu ise şöyle: "Bazen konuya yandan girişler arzu edilen sonuçları doğurmayabilir." Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtunanın açılışını yaptığı fotoğraf ve ebrularla İstanbul Sergisine katılan Vecdi Gönül, Savunma Bakanlığında törenle ağırlandıktan ve ABD Savunma Bakanı Rumsfeld ile görüştükten sonra Washingtonda süren ATC toplantılarına
Gönül, Pentagonda askeri törenle karşılanırken, Rumsfeld, Wolfowitz ve Myers ile 45 dakika görüştü. Görüşmede ilk tezkerenin geçmemesinde art niyet olmadığını belirten Gönül, "Bir trafik kazası oldu" dedi. Gönül, görüşmeleri hakkında Başbakan Erdoğan ve Dişişleri Bakanı Güle telefonla bilgi verdi. Gönül, "ABDnin tezkerenin tamamının geçmesini istediği, bunun kabul edilmesi halinde yardım paketinin de gerçekleşeceği" mesajını iletti. Türk - Amerikan İş Konseyinin (ATC) 22nci yıllık konferansına katılmak üzere Washintonda bulunan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül dün ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ve ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard Myers ile bir araya geldi. Bizimkiler amatör Babacan randevu alamadıEkonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan da ABD Hazinesinden randevu alamadığı için ATC toplantılarına katılamamayı tercih ettiği öğrenildi. Gönül ATC toplantısı çerçevesinde dün öğlen yemeğinde yaptığı konuşmada ise TBMMden geçmeyen ilk tezkere konusunda tek mazeret öne sürdü. "Bizim Meclis deneyiyimiz az, arkadaşlarımız amatör. Ancak CHPnin deneyimi fazla, onlar konuşunca bizimkiler şaşırdı" türünden bir açıklama getiren
Türkiyeye verilen son 48 saatin içine girilmiş durumda. Bu zamanın sonunda Türkiye ile iplerin kopacağı yorumları yapılıyor. Kredi limitleri ve ekonomik işbirlikleri de sallantıda. Müteahhitlere verilen bilgiye göre, savaştan sonra Iraktaki yeniden yapılanma ihalelerinde Türkiyeye ambargo uygulanacak. Bu arada, Tüpraşın kesinleşmiş kredisinin de ertelendiği söylendi. Geçtiğimiz akşam Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlunun ATC katılımcılarına verdiği davette ortak kanı, "Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkiler, Kıbrıs çıkarmasının yapıldığı 1970lere dönüyor. Oysa 11 Eylül sonrasında Türkiye, ABDye neredeyse İsrail kadar yakındı, bugün Türkiyeye yok gibi davranılıyor" sözlerinde kilitleniyor.Tezkerenin bu kadar belirsiz bir sürece girmesi, Amerikanın beklediği adımların atılmaması ve hükümetin üslubu bırakın B planını, Türkiye ile ilgili belki de alfebenin Z harfine kadar uzayacak yeni planları düşündürüyor. Amerikan Kongresine yakın kaynaklar, çok endişeli. Amerikanın Türkiye ile pazarlık masasından kalktığı varsayımı veya gerçeği (ki hangisinin şu an geçerli olduğunu söylemek gerçekten güç) yeni tavırlar ve stratejiler gerektiriyor. Amerikada yankılanan yorum: "Sessizlik en
16 - 19 Mart tarihleri arasında, DEİK Türk - Amerikan İş Konseyinin (ATC) düzenlediği Washington toplantılarına davet edilen Enerji Bakanı Hilmi Güler ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacandan yeni kabine açıklanana kadar yanıt gelmedi.DEİK için belirsizlikler bununla da bitmiyor...Toplantı tarihleri sırasında Türkiyenin ikinci tezkereyi Meclise gönderip göndermeyeceği ve oylamanın sonucu da işadamlarının yanıtını vermekte zorlanacağı konular olacak. Türk iş dünyası tezkere gerginliğini bir yana atıp, ekonomik işbirliği için Washingtona çıkartma yapmaya hazırlanıyor ancak, siyasi belirsizlikler peşlerini bırakmıyor. 1500 katılımcı Türk - Amerikan İş Konseyi Başkanı Vural Akışık geçtiğimiz akşam basınla yaptığı sohbet toplantısında, tezkere oylamasına bağlı kalınmadan ABD ile ikili ekonomik ilişkileri geliştireceklerini söylüyor.Akışık, ATCnin geçmişinin DEİKten (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) bile eski olduğunu belirtiyor ve KKTCye ambargo uygulanan yıllarda Amerikada sürdürdüğü lobinin etkisinden söz ediyor. Ayrıca Ermeni soykırımı iddialarına karşı da, ABD üzerinde etkili çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekliyor.DEİKin bundan böyle son yıllarda öne çıkan enerji, inşaat
Ökütçünün çocukluk yıllarından başlayacağım. Aslında Ökütçü bu öyküyü Marmara Üniversitesinde olası savaş nedeniyle verilen "Yetimler ve Öksüzler Konferansı"nda anlatmıştı ancak, hikayenin kahramanının kendisi olduğunu söylememişti.Diyarbakırdan ABDye, oradan Avrupa Birliği lobisine uzanan bir gezi!..Henüz ilköğretim çağındayken, babasını yitirdi. Komşularının yardımı ile Diyarbakırda ilkokulu bitirirken, evin geçimine de, ipek el tezgahında çıraklık yaparak katkı sağladı.Okulun başarılı çocuğuydu, Nuri müdür onun adına Darüşşafaka sınavlarına başvurdu. Yazılıyı kazandı, sözlü için Diyarbakırdan üç gün - üç gece sürecek İstanbul yolculuğu için trene kondu! Bir köy romanı gibi, İKVnin yeni Başkanı Davut Ökütçünün yaşam öyküsü... Koçta ilk öğrenci Diyarbakırda herkes ona "Maşallah" diyordu, o artık İstanbulda okuyacaktı. Güzel, çok güzel okudu. Robert Kolej Yüksek Okulu Kimya Mühendisliğini de bitirdi.31 yılını geçtiğimiz ay doldurduğu Koç Topluluğu ile ilk buluşmasına sıra geldi. Vehbi Koçun kurduğu Türk Eğitim Vakfının yurtdışında eğitime gönderdiği ilk 10 üniversiteli arasındaydı. Amerikayaya birlikte gittiği gençler arasında, TÜSİAD başkanlarından Erkut Yücaoğlu ve Yeni Asır
Üstelik yalnızca Erdoğanın değil, AKP kadrolarının da...ABD, hükümetin önüne tezkere kartını çıkardı, kabine dört bir taraftan dağıldı. Seçimlerin hemen arkasına takılan "ABD ile siyasi pazarlık", hiçbir politikacının istemeyeceği bir durumdu, ancak AKP lideri ve müstakbel Başbakan Tayyip Erdoğanın başına geldi. Erdoğan yakınlarıyla ABDnin tezkere sınavı ile AKPyi elediğini düşünenler, Washington yollarına düştüler bile... Bu gelişmeleri çok iyi bilen Erdoğan yeni kabinede en yakınları ile olmayı seçecek. Beklentiler, Erdoğanın "yıldız" aramaktan çok, kader arkadaşlarını bakanlıklara getirmesi yönünde. Siyasi danışmanı Ömer Çelik, işadamı Ali İbiş, avukatı Hayati Yazıcı gibi... Meclis dışından Başbakanlık kadrolarına atayacağı isimlerin başında Cüneyt Zapsunun adı geçiyor. Dışişler Danışmanı Egemen Bağışa ise nasıl bir görev düşecek göreceğiz. Bir yanda Saddamın barışından medet uman Kürşad Tüzmen, öbür yanda Amerikan askerinin Türkiye topraklarında olmasını sorgulayan Meclis Başkanı Bülent Arınç, beri tarafta "parti içi demokrasi" adına bakanlarının hayır oyu kullanmaları karşısında sessiz kalan Başbakan Abdullah Gül... Oyun mu, kader mi? Geçtiğimiz hafta ABD Temsilciler Meclisi
Dün de AKP Diyarbakır milletvekili ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül ve Bangladeşten gelen konukları Grameen Bank Genel Müdürü Nurjahan Begum ve Prof. Latifee ile birlikte yemek yedik. Başbakan Abdullah Gülün eşi Hayrünnisa Gülün Ankarada milletvekili eşlerine düzenlediği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamasından dönmüş olmama rağmen, AKPnin kadın gündeminden kopamadım. Yoksula 100 dolar Prof. Akgün, yoksulluğu önlemek için dar gelirli kadınlara dağıtılacak mikro kredilerin yapılandırılmasına çalışıyor. Prof. Dr. Muhammad Yunusun 1972de Bangladeşte kurduğu Grameen Bank; 1192 şubesi 12 bin çalışanı olan, 4 milyar dolar sermayeli bir banka. Bankanın dağıttığı ve tutarı 100 ile 5 bin dolar arasında değişen mikro kredileri model alan Akgün konuyu önce Tayyip Erdoğana, ardından da geçtiğimiz gün Bangladeşten gelen ekiple birlikte Devlet Bakanı Beşir Atalaya açtı. Bu kredilerin yapılandırılması için BDDK Başkanı Engin Akçakoca ile de görüşen Akyüz, şimdilik projenin valilikler eliyle yürütüleceğini söylüyor. 2 milyar dolarlık kamu kaynağının ilk etapta 1.8 milyon doları Diyarbakırda dağıtılacak. Dünya Bankasından 4 yıl süre ile sağlanan 510
Türk dil bilimcileri bu alete önce ne isim vereceklerin şaşırdılar. "Bilgi" kelimesinden hareketle 40 bin ayrı heceden kelimeler türetmeye çalıştılar. Finale kalan iki kelimeyi, Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı açıklıyor:"Bilgidüzen" ve "bilgisayar"...Bugün hepimizin benimsediği bilgisayar kelimesine, o tarihlerde yeniliklerden öcü gibi korkan iş dünyası, "fazla Türkçe" muamelesi yapmış. Bilişim sektöründe faaliyet gösterenler de bu kesimle diyaloglarında; C ile değil, K ile belirttikleri "kompütür" veya "elektronik beyin" demeyi uygun görmüşler.Bilişim sektörünün Türkiyede ilk adı aslında ne o, ne bu; IBM... Sana yağı, Selpak gibi marka ile ürün adı birbirine karışmış.Tipleri bile IBMci! Siyah elbise, Samsonite çanta... TBV Başkanı Eczacıbaşı ile birlikte akşam yemeğinde bir araya geldiğimiz Sabancı Topluluğundan Cemil Arıkan, Koçdan Bülent Gönçün anılarından aklımda kalan anılar bunlar...Ancak konumuzun aslı anılar değil, gelecek!.. Bilgi teknolojilerine sahip olarak toplumların aldıkları yollar. Sanayi toplumu sonrasında gelinen bilgi toplumu süreçlerine Türkiyenin yabancı durması... Bu kadar hızlı hayatımıza girmesine bakarak, çok uzun geçmişe sahip olduğu