Son iki yazımda Emlak Konutun elindeki projelerde ortaya çıkan sorunları ve yönetim zaaflarını yazdım.Defter değeri 387 trilyon lira olarak kayıtlara geçen KEY hesaplarını TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktara sordum..."Çocukluğumdan beri konut işindeyim" diye telefonu açan Bayraktar, bir aylık görevinde kucağında bulduğu sorunların büyüklüğü ile yüzleşiyor. Emlakbankın bankacılık işlemleri Ziraat Bankasına; gayrimenkulleri de Toplu Konut İdaresine (TOKİ) devredilmiş ve üst bir konut politikası belirlenmek üzere Emlak Müsteşarlığı birimi oluşturulmuştu. Aynı süreçte Emlakbankın nemalandırdığı ve 1996da son bulan Konut Edindirme Yardımı (KEY) fonu karşılığında gayrimenkul de, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (EGYO) şirketine devredilmişti. Bu şirketin eski adı Emlak Konuttu... Çalışana KEY vurgunu KEY hesapları Emlak Konuta devredildiğinde, aynı görüşü dile getirmiş ve "Hazineye devretmeye hazırım" demiştim.Demesen ne olacak?Zaten ortada paranın yalnızca adı var, kendi kalmamış. KEY karşılığı gayrimenkul hissesinin hak sahibine devri gerekiyor ancak hak sahibi belirlenemiyor; kimi ölmüş, kim göçmüş! KEY hesaplarından çalışan başına düşecek 130 - 150 milyon lira da kimsenin derdine
Bütün bunları yadırgamamın nedeni, Başbakan Gülün de dediği gibi Yüksek Planlama Kurulu, Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi kurumları bile çalıştırmayı unutan devlet yönetimi anlayışından bugüne gelinmiş olunması. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) pazar günkü toplantısından sözediyorum tabii... İşadamı oldun mu, sorununu seslendirmek zor değil. Başbakanın koluna giriyorsun, 13 bakanı ile toplantına misafir ediyorsun, başlıyorsun istemeye. Bakanlar da 34 sektör temsilcisinin şikayetlerini bir bir dinleyip, zabıt katipleri gibi not alıyorlar. O da bir Kayserili Başbakan Abdullah Gül ile Kayserili hemşerisi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlunun sıcak karşılaşmaları, kürsüde elele vermeleri dikkat çekiciydi. Başbakan kürsüde konuşurken, işadamlarından bu kadar çok "Bravo" seslerinin yükseldiği bir salon hatırlamıyorum. Hisarcıklıoğlunun "Turgut Özal mertebesine yükselttiği" Gül, neredeyse TOBB ile ekonomide alternatif bir bakanlar kurulu kurduğunu açıkladı. Bakalım, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin Kayserili Başkanı Tuncay Özilhan ile de elele, kolkola görüntü verecek mi? Ergezer de not tutar mı? Kamu görev süresi yeterli değilken, Emlak Konut Genel Müdür
2001 yılında Emlak Bankasının bankacılık faaliyetleri dışında kalan 1.3 katrilyon lira değerinde 3071 konut, 319 işyeri, 108 lojman, 7.8 milyon metrekare arsa Emlak Konut A.Şye devredildi. Daha sonra MHP insiyatifindeki bir kararla Emlak Konut A.Ş, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş (EGYO) olarak devam etti. Toplu Konut İdaresi ve EGYO, Konut Müsteşarlığı diye bir birim kurulup ona bağlandı.Mahkemede söylediği "Rüşvetin belgesi olur mu" sözü ile yolsuzluk tarihine geçen Emlak Bankası müteahhidi Selim Edes, Tasarruf Mevduatı Fonuna geçen Yurtbankın sahibi Ali Balkaner ve burada adı yargıya intikal etmemiş onlarca müteahhidin suyunu çıkarttığı, TBMM koltukları davasıyla kamunun nasıl para harcadığının belgesini ortaya koyan Emlak Bankın bu talan da kullandığı silah gayrimenkul stoku ve inşaatları teslim alma yetkisiydi ve bu gücün toplandığı birim de, Emlak Konuttu... İçindeki milyonlarca dolar yolsuzluk iddiasının üzerine bir bilanço örtüp, Ziraat Bankasına devredilen Emlak Bankası ilgi alanlarımdan olmuştur, olmaya da devam ediyor. Nedeni çok açık; halen bu bankanın sorunlu kredilerinin yüzde 30u tahsil edilebildi, katrilyonlar ise uçup gitti!.. Önce Şahini elediler Şahinin
Neden böyle bir tanım yapma gereği duyduğuma gelince, sosyolojik ve psikolojik bir irdeleme konusu yapmak istediğimden değil, yalnızca "bayram ziyareti karesine" ilişkin edindiğim bilgilerden yola çıkıyorum.Bayramın 3üncü günü. Çamlıcada 4 katlı mütevazı bir ortadirek apartmanı. Aparmanın kapısındaki kalabalık ise bulunulan yer Çamlıca değil de, Çankaya izlenimini veriyor.Burası AKP lideri Tayyip Erdoğanın evi, konutu değil! Amerikadan gelen haberlere göre AKP Tayyip Erdoğana Washington çevresi "sakin, soğukkanlı, kendine hâkim" manasında "Cool" sıfatını takmış, ben ise ne lider, ne de başbakan adayı; "Anadolu erkeği" diyeceğim. Sedirde oturuyor Korumalardan geçen misafirleri, kayınbirader içeri buyur ediyor; takım elbiseli kravatlı Erdoğan ayağa kalkıp karşılıyor ve konuğunu oturtmadan yerine yerleşmiyor. Evde resmi tanımlamalara rastlanmıyor, terlikle giriliyor. Müstakbel Başbakan Erdoğan, "aile içi duruşa" sahip çıkıyor, mütevazılığın ezici gücünü hissettiriyor. Evde kadınlara servisi Erdoğanın eşi Emine Hanım, erkeklere kayınbirader yapıyor, hizmetli yok. Teyzeler, kayınbiraderler, enişteler, yeğenler, kardeşler, yakın akraba çevresinden 10 - 15 erkek geniş bir sofa
Sidede bayram tatilinde buluşan işadamlarından Kurmeli hatırlatarak yazıya başlayayım....Arazi ticareti yapan Kurmel, YTPnin kurucularından Hüsamettin Özkanın dayısı olarak ünlenmeden önce, öldürülen kumarhaneci Ömer Lütfü Topala ilk casinoyu açtıran işadamı olarak bilinirdi ve Susurluk Davasının önemli tanıkları arasında sayılıyordu.Benim için Kurmelin önemi daha başkadır. STFAnın kurucusu Fevzi Akkayanın İstanbuldaki çiftliğine komşu çiftlikte oturur.Bu komşuluğun ne önemi var demeyin, çok önemli.Bir ekonomi gazetecisiyseniz ve Türkiyenin müteahhitlik alanında önemli başarılara imza atmış bir holdinginin kurucusu ömründe basına hiç çıkmamışsa, tahrik olursunuz.Akkayayı Kurmel vasıtasıyla, çftliğinde ziyaret etme olanağı bulmuştum; dostu ve ortağı Sezai Türkeşi kaybettiğinde.Gözlerimle görmüştüm Akkayanın sobalı mütevazi evinin duvarına astığı panoda "Buraya gazeteci giremez" yazısını... Bayram ziyaretlerini topluca halletttiler, Saray Halılarının sahibi Kayserili işadamı Necati Kurmelin daveti üzerine Sidedeki Saray Otelinde biraraya geldiler; ünlü işadamları... Yaralı işadamları Sidenin konukları arasında üç Kayserili işadamı: Sakıp Sabancı, CHP Kayseri milletvekili Muharrem
Kuruçeşmede yapılan uğurlama töreninde İzmir Amerikan Koleji Matematik Öğretmeni ve SEV Mütevelli Heyeti üyesi Kenneth Frankın yazdığı "Visible Islam in Modern Turkey" (Modern Türkiyede Görünür İslam) kitabı da ortaya çıktı. İngilizce olarak basılan ve yalnızca yurtdışında dağıtılması hedeflenen kitap, Müslümanlığı anlatıyor.Frank, yabancı gözüyle Müslümanlığın merak edilen noktalarına değindiğini belirtirken, Müslümanlığın şeriat korkusu ile özdeşleştirilmesine de tepkisini şu sözlerle dile getiriyor:"Hıristiyanlar da devletle din arasındaki ilişkiyi koparmakta güçlük çekiyorlar. Onların içinde de, "Kral İsa" diyenlere rastlıyorsunuz. Ayrıca Amerikada kürtaj, idam gibi konuların Hıristiyanlıkla örtüşmesi tartışılıyor."Kitap, 11 Eylül sonrası Amerikada yaşanan İslam korkusuna bir gönderme olarak nitelenebilir. Kitabın, bir Amerikan misyoneri olan Frank ile Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Adil Özdemirin ortak imzayla çıkması da ayrı bir önem taşıyor.İslam kurallarını, dinin devlet içindeki örgütlenme modelini, duaları hatta İslam terimlerini de açıklayan kitap, Amerikan Bordun tarihi misyonu ile örtüşüyor. Osmanlı topraklarında 1820lerde kurulan American
Sorum kasıtlıydı. Geçtiğimiz hafta Brüksele çıkarma yapan TOBB başkanlarından edindiğim, "Hisarcıklıoğluna DYPnin başına geçmesi için teklif götürdük" bilgisi etrafından dolaşıyordum.Hisarcıklıoğlu da teklifi alalı henüz birkaç saat olmuştu. Merkez sağ üzerine konuşmayı sürdürdük.Genel bir analiz yaptı, "Adaylar açıklandıktan sonra, birleşmenin sağlanmasını beklemek durumu güçleştirir." Bir yorumla söze girdi: "DYP köklü bir parti. Ölüsü bile yüzde 10 ediyor." Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bu cümleyi, "Merkez sağda beklentiniz nedir" sorum üzerine etmişti; Brüksel - İstanbul hattında. AKPyi izleyelim Hisarcıklıoğlu "boşluk" saptamasının doğruluğundan o kadar emin değil."AKPnin merkez sağın partisi olup olmayacağı belli değil" diyor.Hisarcıklıoğlu merkez sağdaki oluşuma temkinli yaklaşıyor diyebiliriz.Bundan birkaç ay önce de kendisiyle böyle bir sohbetimiz olmuştu; "Göreceksiniz, siyasete girmeyeceğim" demişti.Elimdeki birkaç veriye dayanarak diyebilirim ki, Hisarcıklıoğlu bugün DYPye girmeyeceğini açıklayacak, hatta dedim gitti!Hisarcıklıoğlu ile dün de görüştüm, "Başkanlarımla, eşimle, dostumla görüşmeden karar açıklamam" diyor.Bir gecede
Marmara Araştırmalar Vakfı Başkanı Akkan Suver hareketliydi; Belçika Dışişleri Bakanını özel olarak ziyaret etti. Suverdeki hareketlilik devam edecek, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Balkan Ülkeleri Cumhurbaşkanları toplatısına katılıp, AB lobisi yapacaklar. Demirel de turlara bir yerinden eklemlenmiş olacak.Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği Başkanı Ali Bayramoğluna TÜSİAD gibi sizin de yabancı sermayeden üyeniz var mı sorusunu sormak aklıma geldi, "Yok ama bizim üyelerimize katkı sağlayacağını düşündüğümüz bir müracat olursa değerlendiririz" dedi. Aklıma HSBC geldi, Müracat etse alır mısınız dedim, "Çok büyük, biz ona ne vereceğiz" yanıtını verdi. Haklı ya, faiz verecek değiller... Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Brükselde gerçekleştirdiği Türkiye Platformunun son durağı Brükseldi. Kuzu kuzu kabul edecekler Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ekibin en moralli üyelerindendi, AKP lideri Erdoğan ile 9 AB ülkesi gezmiş, bol bol olumlu hava tenefffüs etmiş gözüküyordu. Gözlerim büyük patronları aradı, yoktular. TÜSİAD adına Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Varlıer katılmıştı ama Brüksel Temsilcisi Bağadır Kaleağası yoktu. Bayramoğlunu bulmuşken,