Sina Koloğlu

Show TV’nin yeni dizisi ‘Kış Güneşi’ saat 20.00’de başladı. Yeni dizi kemiksiz (reklamsız yani) 120 dakika sürdü. Kanal D dizisi ‘Hayat Şarkısı’nı izledik. TRT 1’de Arsenal - Barcelona maçının ilk yarısını feda ettik, ikinci yarıya bakalım dedik dizi hâlâ devam ediyordu. Yani 22.45’te. Ara, ara döndük yine devam ediyordu! Yeni bölüm 20.00’de başlamıştı düşünün yani! ATV’nin ‘Eşkıya Hükümdar Olmaz’ bir nebze ‘reklamlı’ yayınlandı. Yeni bölüm 21.00’de başladı 45 dakika sonra reklama girdi. Sonra tam bir saat 45 dakika sürdü. Toplamda 190 dakikayı buldu dizi! ‘Gecenin Kraliçesi’ de bittiğinde 23.00’ü geçiyordu. 180 dakikayı geçmişti çoktan...

İçimiz bayıldı

Her hafta 120 ile 180 dakika arası dizi... Çekilir iş değil. ‘Hayat Şarkısı’nı izleyelim dedik, malum rakiplerine aman vermemek adına tek reklam bile girmediler. Bir yere kadar dayanıyor insan. Tam da mayhoş bir tat yakalamışlar, komediyle dram arasında. Bunu ne kadar sürdürebilecekler? Gelelim yeni dizi ‘Kış Güneşi’ne ayrıntıyı önümüzdeki günlerde paylaşırım. Hani Kore dizisinden uyarlama ama fena değil. Peki ortalama 120 dakika kemiksiz ne kadar gidecek? Günün birincisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ sadece reklam sonrası

Dizilerimizde ‘star oyuncuların’ kendilerini ispat etmesi gerekir bir yerde. Ev ahalisi Egeli, onun için onlara harmandalını yutturmak zor. Benim bildiğim ‘Kurtlar Vadisi’, ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’, ‘Şeref Meselesi’, ‘Bitmeyen Şarkı’, ‘Deli Yürek’, ‘Ezel’, ‘Dila Hanım’, ‘Köprü’, ‘Acı Aşk’ içinden harmandalı geçen dizilerdir. Kenan İmirzalıoğlu sanırım en çok oynayan isimdir.

Bu akşam ekrana gelecek

‘Kara Sevda’da Nihan (Neslihan Atagül) ile Kemal (Burak Özçivit) harmandalı oynayacaklar bu akşam yeni bölümde. Fragmanda izledik ev ahalisiyle. “Ders almışlarsa olabilir. Ama bunu içten yaşamak lazım, içine işlemesi lazım. Zor olan da budur” yorumu yapıldı.

Burak daha önce de oynamıştı

Burak Özçivit, Fahriye Evcen ile ‘Aşk Sana Benzer’ filminde oynamıştı. Sıkı bir ders almış ve “ne kadar zor işmiş” diyerek durumu özetlemişti. Yani hazırlıklı. Peki dizilerde hakkıyla oynayan oldu mu?

Tadımlık göründüler

Yukarıda söylediğim dizilerin sahnelerini bir kere daha izledim. Sahne çekilmiş ve kurguda çok yakın plan çekimler tercih edilmiş. Araya, figürlerin uzak çekimleri serpiştirilmiş. Şöyle dört başı mamur oynayan yok. Anthony Quinn’in sirtakisi gibi yapanı yok!

Galatasaray - Trabzon maçından sonra ekranın hatırı sayılır futbol programlarına bakmak şart oldu diyelim! Bağırmak öncelikleri haklılar. Çünkü, reyting böyle geliyor, bağırmayanı almıyorlar. Maçın görüntülerine bakınca kızmamak mümkün değil. Usturup vardır bir de hönkürmek.

Ev ahalisi olarak maçı izlerken Trabzon penaltısından sonra “Hakemin kafası gitmiştir” yorumunu yaptık.

Ne gördüysem onu çaldım!

Ekrana çıkan eski futbolcu ve hakemlerin eski defterleri açıldığında enteresan örneklerin çıkmaması mümkün mü? Sanki bunları görür gibi olup Erman hoca; “Ne gördüysem onu çaldım. Görmediğimi çalmadım.” dedi ASpor’da. Doğan Babacan 1989 yılında bir Galatasaray - Eskişehir maçı sonrası şöyle yazmıştı; “İkinci yarı kondisyon yetersizliği nedeniyle gerekli yerleri alamaması yan hakemlerin hatalarına aynen uymasına neden oldu.”
O maç da olaylı bitmiş, Prekazi kırmızı kart görmüş, hoca taş yağmuru altında stadı terk etmişti... Bunu hocayı kötülemek için yazmıyorum. Mesela şöyle de bir örnek var. Yıl 1988 bir Fenerbahçe - Konya maçı sonrası, kulübün genel sekreteri Mesut Dizdar imzasıyla Futbol Federasyonu’na bir yazı yollanır. Yazıda “Gerek federasyonunuza gerek maçı yöneten Erman Toroğlu’na

Diziler 50 dakika olmalı yazım epey bir ilgi gördü. Bir arkadaşımla konuştum bu piyasadan. Yönetmen arkadaşının sözlerini bana aktardı. “Bir proje aldım 170 dakika olsun dedi yapımcı, yalvar yakar 150 dakikaya indirdik” Galiba ilk bölümü 170 dakika olmuş! Piyasada durum bu.

Beş günde çek kardeşim

Aynı yönetmen şuan ekranda gösterimde olan diziyle ilgili anısını da nakletmiş. “Bir bölümü altı günde çekiyorduk.

Yapım şirketi bunu beş günde çek dedi. Ben imkânı yok dedim. Onlar ısrar etti. Ben de bıraktım. Şimdi bakıyorum kalitesinden çok şey kaybetmiş”... Her şeyiyle özensiz onlarca diziyi izliyorsunuz. Çok sevdiğiniz o genç oyuncunun parlatılmasından öteye gitmeyen ruhsuz, senaryosuz ışıksız diziyi izliyorsunuz ve de bundan çok mutlusunuz!

Süreyi ve ücreti indirin

Yapım şirketleri de bir yerde haklı; “Tamam süreyi indirelim ama oyuncular da ücretleri indirsin” Kastettikleri o bölüm başına 50 bin, 60 bin hatta 150 bin TL alanlar. Zaten kadronun yarısı bu paraları rüyalarında görmüyor. “Ama hiçbiri buna yanaşmıyor olsun biz çalışırız diyor” iddiasındalar.

Hadi bakalım siz ‘star’ oyuncular indirime var mısınız? Yok “Bu bir sömürü düzenidir asıl onun değişmesi lazım” diyorsanız bunu da

Evlendirme programları RTÜK’te geçtiğimiz hafta masaya yatırıldı. Başkan Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, üyeler ve bu tarz yapımları yayınlayan kanal yöneticileriyle bir araya geldi. Peki neler konuşuldu?

‘Ben olmadım, kızım olsun’

RTÜK tarafı ‘evlilik müessesinin saygınlığını ortadan kaldıran örnekler’i bir bir sıraladı. “Ben olmazsam kızım olur”, “Maaşın benim aracın mazotuna yetemez”, “Hoşlandığı bütün erkekleri elinden alırım, hatta dışarıdakileri de” dile getirilen örneklerdi. Yayıncılar ölçünün zaman zaman kaçtığını, bu konuda dikkat edeceklerini kabul ettiler. Yayıncılar, görücü usulünün hâlâ geçerliliğini koruduğunu programlarda da bunun benzerlerinin yaşandığını, kentleşmenin getirdiği sosyalleşememe sorunun da aşılmasında bu programların yararlı olduğunu savundular.

Yılda 40 kişi evleniyor

Yayıncılar bazı rakamlar da vermiş. Bir yayıncı kendi kanallarında yer alan programda bugüne kadar 151 evliliğin gerçekleştiğini bunlardan sadece üç tanesinin boşanmayla sonlandığını söylemiş. Her programda ortalama 40 evlilik gerçekleşiyormuş. Başvuru sayısı bin civarında oluyormuş.

Evli olanlar katılıyor mu?

RTÜK’ün “Bazı duyumlar aldık evli olanlar da yarışmaya katılıyormuş” iddiasına

Irak’tan hallice olduk... Haziran ayından bu yana ölümler durmadı. Demeçler hazır, mobese hazır, taşeron hazır, bayrak hazır, sunucuların siyah kıyafetleri de hazır. Hatta canlı yayın konuklarının siyah matem elbiseleri de... Bu yazı yazılırken saat 08.30 civarı... Sanırım gün boyu programlarda bayrağımız fonda, stüdyoda konuklar siyah, sunucular siyah, terör lanetlenecek... Sonra, hayat kaldığı yerden devam!
İzliyorum televizyonu zaten, bomba patladığına dair bir emare yok gibi. RTÜK’ten ‘haber yasağı’ gelmiş. Panik olmayalımla gerçeğin anlatılması arasındaki ince çizgi çoktan gitmiş...

Olağan bir haber
Böyle görüldü. Tam da televizyonların ana haber bültenlerinin başladığı saat diliminde patladı Ankara’da bomba... Olayın büyüklüğü patladığı yerin ne anlama geldiği, tüm haber bültenine yetmezdi. “Fazla büyütmeyin” uyarısı gelmiş. Hem gündemde o kadar çok konu var ki... Suriye’yle durumlar yeter bile değil mi? TRT Haber ‘resmi açıklamalar’ dışında normal yayındaydı. Diğer haber kanalları bu yasak sınırı içinde bir şeyler yapmaya çalıştılar.

Terör uzmanı
2000’li yıllarda terör, terör örgütleri, siyasi gelişmeler, komplolar vs. üzerine çok sayıda kitap çıktı. Terör

Behzat Uygur Ulusal Kanal’da ‘Gecenin Aydınlığı’ programında söyledi: “Hep birlikte protesto edebilir miyiz? Yürümek değil. Biz bu şartlar düzelmediği müddetçe çekmiyoruz deyin.”

Dizi sektöründe özellikle teknik ekiplerin ‘kabul edilemez şartlarda’ çalıştıklarını belirten Uygur, halihazırda çekilen dizilerde 2 - 3 gün uyumadan çekim yapan ekiplerin olduğunu söyledi. “Efendim reklam sistemi böyle onun için diziler 90 dakika” söylenilen bu özetle...

Bence diziler 50 dakika (45 dakikaya beş dakika daha koydum!) olmalı. Hadi çekin bu süreye, reklamları da ayarlayın. Sonra şu, ‘izleyici profilini’ de yeniden düzenleyin. Kalite yükseliyor mu, yükselmiyor mu görelim. Haa teknik ekipler “Ne yapalım kaderimize razıyız” diyorsa oyuncular, “Zaten zor iş bulduk kahrı çekeriz” diyorsa, reklamcı, yapımcı ve kanal yöneticileri “Sistem bu, kurallar bu, değişemez, devam” diyorsa, denekler değiştirilmeyecek, “böyle iyi” deniliyorsa alın dizilerinizle mutlu mesut yaşayın...

Diziler kalitesiz

Tüm yeni sezon bizlere sunulan dizilerin hali ortada. Oyunculuğu görüyoruz, senaryoları görüyoruz... Bunu görmek için sinema ya da tiyatro eğitimi almaya gerek yok. Daha açık söyleyeyim; çok izlenen kanal

Dizimiz ortalama seyircinin zevk ve beğenisinin özeti gibi... Fark şu; buradaki genç arkadaşların hiçbiri ünlü değil. Güzellik yarışmalarından ya da yüz güzeli, model vs. unvanlarından hiçbirine sahip olmadan izlenme oranlarında en tepeye demir attılar. Aynı hikayelerin şöhret pazarlaması proje içinde yer aldığı abi ve ablalarından çok daha başarılı oldular. Haa izliyor muyum? Bizi aşıyor dizi, gençler daha iyi anlıyorlar olup bitenleri! Dizinin üç kızına “Gerçek hayatta aşık olacakları kişide hangi özellikleri ararlar?” diye sormuşlar.

‘Bana bir şeyler katsın’

Hazar Motan; “Bana mutlaka bir şeyler katmalı. Bilmediğim şeyleri göstersin, ilgimi çeksin” dedi. Gökçek Akyıldız kızımız ise; “Çok etkilenmem gerekiyor, huzurlu olmam gerekiyor. Çok güvenmem lazım” derken biraz bu işlere mesafeli olduğu hissi verdi. Çünkü hep ‘çok’ları arıyor genç kızımız. Çağla Irmak, “Öyle bir espri yapsın ki bu nereden aklına geldi ya dedirtsin. Zeki espriler yapsın. Ben zeki insanlardan hoşlanıyorum.” Hazar kızımız ve Çağla kızımız ‘acayip espri yapacak birden yıldız çakacak’ adaylar arıyorlar gibime geldi.

EKMEK YEDİ DİYENLER

Canan Karatay, Mersin’de ekmek yedi diye internet ortamında yayılan