“Anlaşılan Esra Erol saz ekibini, bir de psikoloğu alıp gitmiş” ev ahalisinin muhteşem yorumuydu.
Hemen belirteyim izlediğim, ekranda gelmiş geçmiş en iyi orkestralardan biridir Esra Erol’un ekibi... Espri hoşuma gitti, onun için yazdım.
Zuhal Topal’ın FOX’taki evlendirme programını izlerken dillendirdiler. Ben de not aldım. Dürdane, Selçuk, Işılay ve daha fazlası Esra Erol’un yarışmacılarıydı, onlar kalmış. Psikolog ve orkestra değişmiş. Bu iş futbol takımına döndü. Evlendirme işi ‘reytingi yüksek aday’ mücadelesi haline gelecek. Televizyon zaten bir ‘illüzyon’ değil mi? Ekranda “Bütün Türkiye bizi izliyor” diyen yarışmacıların gidin bir de evdeki hallerine bakın?
Soğan kavurup, ayşekadın pişiriyorlar!
Esra Mourinho gibi...
Pazartesi günü başlayacak Esra Erol bir nevi Mourinho... Çok deneyimli bir çalıştırıcı. Ekip yeni olabilir ama o her daim nereden ‘reyting’ alınacağını bilen ve tecrübesiyle bu kıvamı yakalamış bir isim. Sen yetiştirdin Dürdane Hanım’ı mesela, bir tane daha bulmak öyle kolay mı? Valla hiç aklımda yoktu böyle yazı yazmak. Birden işin aslında bir ‘hayat arkadaşlığı’ndan çok, ‘televizyon yarışması’ olduğu fikri ağır basınca, yorum buralara gitti.
Yeni sezon yeni fragmanlar dönüyor. ‘Poyraz Karayel’in yeni oyuncularıyla ilk görüntüleri izledik.
Ev ahalisi “Bu kadar yeni isme gerek var mıydı? Daha götürecek konusu, soru işaretleri mevcut. Bir ‘Poyraz’ın babası yeterliydi” dedi. Adil Topal merak ediliyordu onu katalım (Özkan Uğur), Hare Sorel (‘Poyraz’ın kız kardeşi Meltem), Fırat Çelik (Mete) yetmedi, İdil Fırat.
Yeni sezonda devreye girecek ‘Poyraz’ın babası Recep Aktuğ var bir de. Dizinin iskeleti iyi, yenilerle takviye edelim demişler. Tamam her sezona bir iki karakter ekle. “Valla çorba olursa izlemeyiz” diye de kesin tepkilerini koydu bizimkiler. Onların söyledikleri, aslında geneldeki soru işaretleri oluyor.
EVRİM AKIN EV YENİLİYOR!
“Ünlülerin evini geziyordum, artık size geleceğim bir de odayı yenileyeceğim” Evrim Akın’ın yeni dönem sloganını böyle kabul edelim, ‘sadaka’ örf ve adetlerimizin bir parçasıdır. Oy almak için çok kullanılır. ‘Fakire yardım’ anında ekran başında, bizlerin de gözyaşları sel olur.
Severiz fakir izlemeyi! Evrim ünlülerin evini geziyordu. Her toplumun ünlüsünün özel hayatı masası, yatak odası ayakkabısı merak edilir. Kendi bir üslup yakalamıştı, hoştu. Şimdi vatandaşın evine
‘Komedi Türkiye’nin finalistlerini gördük. Birinci olan Tuğçe Karabayır TV8’in projesinde oynayacak. İkinci olan Beren Akyüz ve Sefa Hebipoğlu da mutlaka bir yerlerde kendilerini gösterecek. Pazarlama meselesi.
‘Üç Adam’ı ‘Üç istidatli genci’ nasıl pazarladılar? BKM, bu işin merkezi. Hepsi ‘ihya’ oldu. Reklamları tekellerine aldılar.
Ekranın büyük eksikliklerinden biri ‘komedyen’ olmaması... Bu anlamda şanslı kardeşlerimiz. Zihni Göktay usta, Ünal Yeter ve Bartu Küçükçağlayan’la Tuğçe kızımızın oynadığı oğlana kız bulma skecinde ev ahalisi “Okul müsameresi gibi” yorumunu yaptı.
Senaryo metninden mi yoksa heyecandan mı, hani araya doğaçlama mı kattı kızımız, bilemedim. “Ben çocuğumu nezih semtte Bebek’te yaptım” sözü farklı sözcüklerin eklenmesiyle iki defa tekrar edildi.
“Bizim malımız iyidir” (annesi oğlu için söylüyor) üzerine dönen cümleleri saymıyorum. Komedyen çıksın, komedi dizilerini kalitesi artsın niyetine bu yarışmanın devamını diliyorum.
KULEYE ÇIKMAK İÇİN Mİ HABER YAPILDI?
Özay Erad Kanal D’nin kıdemli
Hep derler ya, halbuki ne güzel başlamıştı... Bulutsuzluk Özlemi olarak Zeytinli Rock Festivali ilk başladığında, yani 2005 yılında çalmıştık biz. Sonra 2010 yılında...
Festivalin oralardan buralara gelmesine katkısı bulunan gruplardanız diyebilirim. Severiz, sayarız.
Bu sene de böyle duygularla gittik eşimle. Bütün biletler satılmış, sahil tıka basa
dolmuş.
12 bin çadırdan söz edildi. İki sahne kurulmuş ve çok güzel bir iş yapmışlar.
Ana sahne bitiyor, hemen karşısında alternatif sahneden ses yükseliyor. Böylece konser hiç bitmiyor. Bu sene buraya gelen ekip, sanırım 2 - 3 eksiğiyle Türkiye’nin ‘rock’ yüzünün saygı duyulası bir resmi geçidiydi... Dedikten sonra, bu uzatma işine gelelim... Dedim ya ne güzel başlamıştı...
Monitörler gitti
Bulutsuzluk Özlemi olarak sahneyeçıktık efendim. Bizim süre tabii ki dahakısıtlı. Sonra sevgili Duman var. Ama sonuçta bu bir rock festivali. Önümüzde çalacağımız şarkıların listesi var. Bir saati biraz geçen bir liste. Fazla parça arası vermeyen ender gruplardan biriyiz diyebilirim.
‘Yaz’ın Öyküsü’nde ‘Mert’, odasına yerleşen kızının yanına geliyor.
Odanın anıları çok. Çekmecedenbir ‘walkman’ çıkıyor. Basıyor düğmeye çalışıyor.
Ne pilmiş be!
Yağmur Tanrısevsin’in yeni sezonda oynayacağı ‘Mayıs Kraliçesi’ dizisinde bölüm başına 40 bin TL alacağı yazıldı. Sordum, “Doğru mu?” diye. “Alakası yok” dediler. Sektörün kıdemlilerinden birine bu durumu sordum. “Bizde okur, çok kazanan genç oyuncu ve sürünen yaşlı oyuncu haberlerinden hoşlanır” dedi. İşte son örnek Yağmur kızımız. Böyle haberler ‘bilerek’ birileri tarafından ortaya atılıyor. Sonra bir bakmışsınız kızımız, o paranın altında çalışmamaya başlıyor!
Dizi kanalları gelecek
Şu yaz dizilerine bakın yani. Biraz ‘Güneşin Kızları’, romantik komedi gençlik dizilerinden ‘Kiralık Aşk’ dikkatimi çekti. Bu arada belirteyim, bu sezonun en kârlı kanalı Star TV oldu. Üç dizisi yani ‘Çilek Kokusu’ ve ‘Tatlı Küçük Yalancılar’ da ses getirdi. Dediğim gibi işte bu kadar. Ve hani akılda kalan oyunculuk filan genç kuşaktan valla yok gibi. Artık bedava dizi devri bitiyor” da dedi sektör uzmanı dostum.
“Bölüm başına ortalama dizilere 500 bin 600 bin para verilen bir sektörün ekran karşılığı bedava olmaz. İş buraya gidiyor. Tematik yerli dizi kanalları olacak. O zaman kimi iyi iş yapıyor, kim yapmıyor belli olacak. Sektörün eli yüzü düzelecek” de diyor kendisi.
Etiler, Bağcılar aynı diziyi
Dizi sektörünün iki önemli ismi karşı karşıya geldi. Erdal Özyağcılar’la Birol Güven. Erdal Özyağcılar 2003 yılında senaryosunu yazdığı, tescil ettirdiği şu an Gold Film kasasında duran ‘Yaşar’ dizisinin karakteriyle Birol Güven’in yeni sezon için hazırladığı Kore dizisi uyarlaması ‘Mayıs Kraliçesi’nin ana karakterleri arasında büyük benzerlik olduğunu iddia ediyor.
Biz kim haklı kim haksız diyemeyiz. Durumu özetleriz. Sorun, Sözcü gazetesi magazin ekinde çıkan, Yağmur Tanrısevsin’in ‘dizide kaynak yapan, araba tamir eden sürpriz karakter’ haberinden kaynaklanıyor.
Özyağcılar’ın hikayesi
Erdal Özyağcılar hikayesinde annesi doğumda ölmüş bir klarnetçinin kızının hikayesi var. Adı ‘Yaşar’. Komşularının otomobil tamirhanesi onun hayatı oluyor. Sonra gelen bir aşk. Yani tamirhane, babası ve aşkı arasında bir yaşam öyküsü ‘Yaşar’ınki.
‘Mayıs Kraliçesi’ hikayesindeyse,
yaşamdaki zorlukları aşmaya çalışan bir kadının başarı öyküsü var. Bu kadın tersanede çalışır. Denizlere yelken açıp hayallerini gerçekleştirmek onun için her şeydir.
Yerlisi de tersanede geçecek
Birol Güven, dizinin Tuzla’da tersanede çekildiğini söylüyor. Orijinal senaryonun çok iyi olduğunu, bu nedenle çok fazla değişikliğe g
FOX Ana Haberleri’ni sunan Fatih Portakal, haber bültenleri içinde ‘soran’ kişi oldu bir nebze.
Bunu kenarda tutuyorum. Portakal, “Tatili yedik bitirdik 2 ay boyunca yoktuk ekranlarda” diyerek “Nerede kalmıştık?” başlığıyla girişi yaptı. İki ay bu ülkede, bir yıl gibidir. İki ayda çok şey olur, oldu da... Bu ülkede, ‘nerede kalmış’lık pek olmaz. Çünkü zaten kalman mümkün değildir. Böyle diyerek sıraladığı olaylar ve başlıklar zaten “Bunu niye bana soruyorsun?” der gibiydi.
‘Sezonu erken açtık’
“Sezonu erken açtık, çünkü ortalık karanlık” diye bir ikinci giriş yaptı Portakal...
Sezon çoktan açıldı. Plajlara, gece kulüplerine, evlilik programlarına, lokantalara, yazlıkçılara olur da habere bu ‘sezon açma’ hali pek sevimsiz durdu.
Yahu ben neler diyorum. Gerçekten yazarken şöyle bir yukarıdan aşağıya okudum. Bir illüzyon sonuçta... Karşıda bir ekran, ekranda bir yüz seninle konuşuyor. Düğmesini kapadın mı gidiyor.
Nedir bu telaş, nedir bu isyan? Evet tatile gitti Portakal, sezonu da normalden erken açtı ve karşında. Haklı da bir soru “Nerede kalmıştık?” Bu arada Nazlı Hanım’ın da bekliyoruz, yani sezonu açmasını!