Sina Koloğlu

Placebo grubu yeni albümü “Loud Like Love”daki “Rob The Bank” şarkısına klip çekti. İlk 1 dakika 30 saniyelik bölümü paylaştılar. Klipte Gezi Parkı olaylarına gönderme var. Klip ekrana 16 Eylül’de gelecek. Peki bizde yayınlanır mı? Yabancı klip yayınlayan çok izlenen iki kanal var; Number One ve Dream TV... Number One kesin yayınlamaz. Dream TV yayınlamak için uğraşır. Ama onun da işi zor. Bu klibi yayınladıkları an RTÜK tehlikesi de var. Baskı gelecektir, ceza verin diye. İnternet ortamında zaten bol bol yayınlanıyor. Televizyonda yayınlanmaması bu klibin izlenmesini engellemek için yeterli mi? Artık o durumlar geride kaldı. Ekranda göstermesen internette izleniyor. Şimdiden 400 bine gelmiş tıklama sayısı.

HABER KANALLARI; YİNE AYNI HİKAYE

Ortalık birbirine girmiş Türkiye’de. Girmiş mi? Girmiş. Bir genç daha ölmüş mü? Ölmüş. Habertürk’te “Söz Sende”de Serap Aksoy kendi hikayesini anlatıyor. CNN TÜRK “Ne Oluyor?” da daha önce belirlediği Hrant Dink’i konuşuyor. Halbuki o sırada başka şeyler oluyor. SKYTURK’e bakıyorum Mehdi Eker ile Türkiye’nin gıda politikasını konuşuyorlar. Önemli tabii ki konuşulacak. Başka şeyler oluyor o sırada.
NTV otomatiğe bağlamış “çözüm

Keyifle izlediğim diziydi “Yabancı Damat”. Ya da eski bölümleri tekrar verilince kıymetini anladım diyeyim. Kanal 7 veriyor. Geçen pazaratesi yayınlanan bölümde Nazlı ile Niko’nun aileleri bir masada. Nişan töreni var. Niko’nun babası şarap istiyor. Tadına bakıyor. Nazlı’nın tarafı rakı diyor. Damat tarafı “Eh rakı olsun” diyor. Bu sahneyi oynandığı zaman izlerken “içkiye özendiriyor” diye mi izledik yoksa masadaki muhabettin haline mi güldük?
2004-2007 yılları arasında alkoliktik, gençler bu dizideki bu sahneleri görüp kendilerini meyhanelere attılar öyle mi? 2013 yılında bu sahnelerin buzlanıp buzlanmadığının hesabını sorar hale geldik. Kanal 7 de buzlamamıştı. Ne yapacaksınız yani? Çap buralara düştü. Haber bültenlerinde “Alkol yasak kazalar nasıl azalacak” diyenlere Kurban Bayramı öncesi ve sonrasındaki haberleri izlemelerini tavsiye ederim!

CHP 90 YILI DEVİRDİ AMA GÖREN OLMADI
Bu ülkenin bir partisi var. 90 yılı devirmiş. Pazartesi akşamı haber kanallarına baktım, tık yok. Bu haberdir. Toplarsın bütün gıcık olanları, en azından “sevmeyenleri toplamış ama unutmamış” denir. Onu da yapmadılar hiç görmediler.

NEZEN GERMİYEN; TOPLUMUN AYNASI

Habertürk gazetesinde sınav kitapçığı dağıtılıyor! Yarışmanın kitapçığı. Bunu çalışacak millet sonra sınava girip yarışma hakkını kazanacak. Bir nevi KPSS sınavı gibi. Ondan daha da önemli belkide. Show TV’nin yeni yarışması “Bir Milyon Kimin?”. Programda jüri üyeleri olacak. Vatandaş, Forum İstanbul’da kuyruğa girecek. Sabahladıkları 10 bin sorudan 10 tanesini bilecekler ve yarı finale kalacaklar.
Kitap işleri bitmeyecek. Gittiği yere kadar 10 bin soruyu sabah akşam ezberleyecekler ve finale yükselmenin hayaliyle debelenip duracaklar. Evde yarışmacı anne-babası, kardeşi, komşuları, arkadaşlarıyla kampa girecekler. Kapılar kapanacak, telefonlar açılmayacak, dünyayla bağlantı kesilecek. Dile kolay 10 bin soru. Ve sonunda yat ve kat var. Değmez mi 10 bin soruya?

ÇAPULCULAR GELİYOR

Çapul TV 1 Ekim’de yayında. Programları ve stüdyolarıyla geliyorlar. Patron yok, reklam yok. Bir nevi Gezi televizyonu. Bir hareketin aslında var olan görüntüsünün ekrana yansıması. 8 bin doları geçmiş yardım. Daha 20 gün var. “Başka programlarda, başka isimlerde başka dizilerde, başka filmlerde, başka tartışmalarda mümkün” demenin televizyonu. İhtiyaç var. Geniş bir destek var.

Televizyon dergisi kapandı. Orada yer alan “Bir Haftanın Küçük Ayrıntıları” köşesini pazar gününe taşıdım. Seyrederken izlenimleri kağıda dökerim. Bir de onların yanına notlar. Epey bir birikir. Sizlerle yeniden paylaşmak istedim...

Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda ikinci maçımız başladı. İtalya karşısında 4 sayı öne geçince NTV Spor yorumcusu Murat Kosova; “Avrupa Basketbol Şampiyonası şimdi başlıyor” dedi. Sonuç;
90-75 mağlup olduk. Acele etmeyeceksin, gaza gelmeyeceksin sakin olacaksın... Bak sonra böyle oluyor.

Behzat Uygur söyledi. Oyunlarında cinsel ilişki sözünün kodu varmış; fofenk. Bir anlamı var mı diye sordum. Güldü “cinsel ilişki işte” ... Kodlayarak konuşur olduk bu halimizi!

Ahmet Çakar Habertürk’te Balçiçek İlter’in konuğu oldu. Yeni yarışma sunacak Show TV’de. Nefret edenlerle sevenleri bir araya getiren televizyonda “reyting” alacağını söyledi. Terazide bir taraf ağır basarsa iş bitmiş demektir. Ahmet Çakar bunu başardığını söylüyor. “Çok para kazandım” dedi. Sevildi, nefret edildi, hatta vuruldu ama çok para kazandı. Doğru. Bu arada Ahmet Çakar kendisini kimin vurduğunu tahmin ediyormuş. Yani biliyor. Hepimiz tanıyabilirmişiz.

Geçen hafta içinde bu yılın merakla beklenen dizisi “Fatih”te bazı sorunların olduğu, yapımcı Fatih Aksoy’un çekilen bölümleri beğenmediği ve yeniden çektiği yönünde haberler yer aldı. Aksoy, bu ve benzeri yeniden çekimleri daha önce çektiği dizilerde de yaptığını söyledi. “Bu çok sıradan bir işlem. Yani beğenilmeyen sahnelerin yeniden çekilmesi. Hatta benim çöpe attığım çok olmuştur yeniden çekmişimdir o bölümü. “Fatih”te de benzer bir durum oldu”. Dizinin yönetmeni Merve Girgin’in isteğiyle olmuş. Fatih Aksoy, beğenmediğini ve yeniden çekmek istediğini söylemiş. Girgin de, “Pahalı bir sahneydi. Ama yönetmenin isteğini yerine getirdim” dedi.

UMUTSUZ EV KADINLARI BAŞLIYOR

Bana göre ekrandaki en iyi dizilerden biri; “Umutsuz Ev Kadınları”. Yeni ekibiyle önümüzdeki çarşamba günü FOX’ta başlıyor. Hafta içi çarşamba ve perşembe günleri 22.15’te ekrana gelecek. Yeni ekibe 3 yeni karakter eklendi. İlk karakter, Yasemin (Songül Öden)’in oğlunun resim öğretmeni olarak karşımıza çıkıyor. Diğer karakterse korkunç bir trajedi sonucu ailesini kaybederek Gül Çıkmazı’na taşınan Yavuz karakteri olacak. Yeni tanıştığı Emel ile evlenecek. Zeliş, kocasını terk ederek Gül

ATV ana haber bülteninde rastladım. Kanalın bu sene çok şey beklediği “Ben Onu Çok Sevdim” dizisinin yönetmeni Mehmet Bahadır Er ile bir kısa konuşma... Şöyle diyor Er; “Bir karakter draması yapıyoruz. Ölümünün ardından (Menderes yani) 50 yıl geçti. Şöyle düşünüyoruz biz yaptıktan sonra bir yirmi yıl kimse bir şey çekmez bu konuda. Biz 70 yıllık 100 yıllık bir proje yapma fikrindeyiz...”
“Biz çektik oldu bitti işi bitirdik” demek istemiyor tabii ki yönetmen (böyle düşünüyorsa o zaman başka!). “Böyle büyük işler riskli, reytingi garanti değil kimse girmez anlamında” dediğini düşünüyorum. Cumhuriyet tarihi siyaseti üzerine az iş yapılıyor.

Son 10 yılda kaç dizi çıkar?
Pana Film (ki bu diziyi çekenler) iki dönem dizisine daha imza atmışlardı TRT’de “Kurt Kanunu” ve “Yol Ayrımı”. Her şey bir yana böyle iki projeye el atmak bile takdir edilesi bir durum. Bu ülkenin yakın tarihi aslında dizi cenneti. Hani “entrikadan, aşktan, cinayetlerden, kararmış yaşamlardan, işkenceden, ölümlerden” beğen beğen dizi yap... Şu son 10 yılda yaşadıklarımızdan kaç dizi çıkar?

Menderes dizisi ne olur?

FOX ana haber bülteni 21.30’da başlıyor. Yeni yayın döneminde bu anlamda iddialı bir giriş yaptı. Ortada ana haber bülteni yok. Haberleri çekip çeviren, bir nevi televizyon şovuna dönüştüren bir Fatih Portakal var. Zaten açılışta şu cümleyle işi özetledi Portakal; “Alışık olunmayan bir saat. Ama bizim mamulümüz iyi, haberimiz kaliteli”.
Haberin manavdaki meyve olmadığını Fatih Portakal da biliyor. Çok izlenme mücadelesi olunca durum pazarlamaya dönüyor, pazarlama olunca da tanıtım böyle yapılıyor. Bu bir haber bülteni değil. İzleyen, haberlerin malzeme olarak bir araya gelip Fatih Portakal’ın maharetiyle yeniden yoğrulup bizlere sunulduğu görecektir. Haber bir şov halini alıyor. Zaten 21.30’da aynen “19.00 haberleri” gibi bir sunum beklemek de anlamsız olur. “Çalar Saat” programının gece hali de denebilir. İzlenir mi? “O da benim gibi düşünüyor” merakı olan bir toplumuz. “İşte bak o da söylüyor derdimize derman oluyor” hissiyatı yüksektir bizde. Onun için özellikle o saat dilimi içinde açık olan televizyonlarda kemik bir kitlesi olacağı kesin. Diziler var o saatte diyeceksiniz. Onlar da biliyor dizilerin olduğunu. “Ezber bozmak” diye bir laf türemiştir bizde. İşte al sana

“Moskova’nın Şifresi Temel” bu akşam ATV’de yayınlanacak. Yayın öncesi “sansürsüz hali”yle izledim. RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi uzmanı gibi 20 dakikasını izledim ve “Bu kadar da yeter”‘ diyerek şu kararı verdim; bu film ekranda yayınlanamaz. Yayınlanırsa zaten yayınlanmamış olur...

Film başlıyor “Nah Sana” işareti
Salih Kalyon daha film başladığı ilk sahnede “Nah sana verirler” diyerek hareketiyle ilk “bip” ve “buz” sahnesiyle açılışı yapıyor. Ondan sonra başlıyor bizim film. Turgay’ın her diyaloğu “bip”li. Filmin ilk 20 dakikasında 14 sahneyi “bip”ledim.
Bir de buzlama sahneleri var. İlk 20 dakikada dört buzlama sahnesi tespit ettim. Rus mafya babası votkayı götürüyor, ilk sahnelerde yer alıyor. Rus mafya rusça konuşuyor alt yazı yazıyor. Yukarıda votka bardağı da var. Hem alttaki “O Temel’in kafatasında votka içeceğim” sözünü olduğu gibi kaldırdım ben. Şimdi “votka”yı nokta nokta yazmak lazım tepki çeker. İyisi mi zaten adam rusça konuşuyor ne dediği önemli değil onun için alt yazı kaldırıldı üstte votka buzlandı.
İki sahnede de tereyağı reklamı var. Onları da bir güzel buzladım. Zuhal’in bindiği arabayı arkadan çekmişler, markası nal gibi görünüyor aynen