TÜRKİYE HANGİ KANALLARI İZLİYOR?

14 Temmuz 2013

Bu ülke insanı, televizyonu çanaktan izliyor. Antenimizi evin çatısına koyduğumuz günler geride kaldı. Şimdi geri getirilmek istenen ‘karasal sayısal yayın’ aslında bu. Ama bunu sağlamak öyle kolay olmayacak gibi görünüyor. Çatıdaki antenle televizyonları izleyenlerin sayısı 2009 yılında yüzde 30’dan yüzde 17’ye düştü. Hangi kanallar izlenir bu antenle?
Açık söyleyelim yani gizlisi saklısı yok; bildik genel yayın yapan kanallar (TRT, Star, ATV, Kanal D, vs...), muhafazakâr kanallar (STV, Kanal 7), ‘belgesel yayınlayan haber kanalları’ ilk sıraları paylaşır. Gerçek bu. Şimdi gelelim bir başka gerçeğe; yani çanak antenle uydudan izlenen kanallara.

100 kişiden 72’si çanaktan izliyor
Evinde televizyonu olan yüz kişiden 72’si televizyonu çanaktan izliyor. Bir başka rakam daha vereyim; 2005’te 84 olan uydudan yayın yapan yerli kanal sayısı bugün 225.
Peki bu iki oran acaba hiç mi bir araya gelmiyor? Hiç mi birbirini görmüyor? Çanaktan sadece vatandaş yukarıda sözünü ettiğim bildik kanalları mı izliyor? Burada bir noktanın altını çizeyim; çanak antenle alınan yerli kanalların yayın kalitesi, içerikleri, reklam durumları vs. çoğunlukla ‘rezalet’, tam bir çorba (bu

Yazının Devamı

FIFA U20 MAÇI BAŞBAKAN’IN KONUŞMASIYLA KESİLDİ

12 Temmuz 2013

TRT Haber ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası maçlarını naklen yayınlıyor. Çarşamba akşamı Irak - Uruguay yarı final maçının ilk devresi bitti, ikinci yarı başlayacak. O sırada Başbakan Erdoğan’ın Memur-Sen’in verdiği iftarda yaptığı konuşma yayına girdi. İkinci devre başladı ama TRT Haber konuşmayı yayınlamaya devam etti. Saydım, dört dakika sürdü. Sonra kaldığı yerden devam etti maç.
Bilmem başka hangi ülke televizyonunda böyle bir durum olmuştur? “Efendim burası haber kanalı, Başbakan’ın konuşması önemli. Tabii ki yayını keseceğiz” diyeceklerdir. Topu topu dört dakika yani! Doğru haklılar. Ne de olsa haber kanalı!

ARTI 1 TV EKİBİ YENİ TELEVİZYON KURACAK
Yeni televizyon düzeninde Artı 1 TV, ‘çok izlenen kanallar’ prototipinde yayın yapan profesyonel ekibe sahip bir kanal olma yolunda ilerliyordu. Farkı, ‘muhalif’ olmasıydı. Haberlerinde ve program yapan isimlerinde bu böyleydi. Çok ortaklı yapının aslında ‘ortaksız’ olduğu ortaya çıktı. Televizyon işini yapanlarla bu işe para yatıranlar arasında uçurum giderek arttı. Çünkü ‘çok ortaklı’ yapıda ‘iktidar çatlakları’ oluştu. Ortaklığın başı, ekibe müdahale etmeye başladı. Bu Gezi Parkı eylemlerinde ayyuka çıktı.

Yazının Devamı

iSMi GENÇ OLMAYAN GENÇLiK DiZiSi

11 Temmuz 2013

Kanal D’nin gençlik dizisi, ‘Güneşi Beklerken’... Entrikası bol gençlik dizisi. Demet Hanım’la kızı Zeynep iki kahraman. Şimdi onların oklarını çıkaralım. Zengin okulunun beden eğitimi hocası Cihan’la Demet Hanım’ın ilişkisinin meyvesi Zeynep’tir. Cihan çekip gitmiş, sonra evlenmiş bu evlilikten de Melis kardeşimiz dünyaya gelmiştir. Demet Hanım’ı bu okula Zeynep iyi şartlarda okusun diye getiren Jale, onun mahalleden kankasıdır. O zamanlar Cihan’a aşıktır. Ama Demet Hanım, Cihan’ı onun elinden almıştır. Demet Hanım bunu bilmez, ama Jale Hanım’ın içinde löönk diye oturmuştur.
Tüm olayların geçtiği, geçeceği merkez, bir kolejdir. Kolejde ayrıca okulun sahibinin oğlu Kerem vardır. Bir de onun arkadaşı Barış. Melis, Kerem’e aşık, Barış hafiften Zepnep’e meyillidir. Ama gidişat, nefretten doğan aşk misali Kerem’le Zeynep arasında bir ilişkiye doğru yol alınacaktır. Tabii ‘ebeveynler’in de ipliği mutlaka pazara çıkacak; sonra gençler ve velileri birbirleriyle fena halde kaynaşacaktır.
Bu bir bölümü entrikaların. Yani dizinin önü bu anlamda açık. Oyuncu seçimi iyi. Ben okulun sahibinin oğlu Kerem (Kerem Bursin) ve Zeynep’in (Hande Doğandemir) oyunculuklarını beğendim. Hande

Yazının Devamı

‘GÜZEL ÇİRKİN’DEN ÇARŞI’YA GÖNDERME

10 Temmuz 2013

Kanal D’nin yeni dizisi ‘Güzel Çirkin’ fena değil. Yani aksiyon sahneleri ne kadar az olursa o kadar iyi. “Ama dizi bir polisiye” diyeceksiniz. Polisiye de işte bizde genelde bu ‘aksiyon olayı’ pek becerilemiyor. 1-2 dizi dışında olmadı bugüne kadar. O nedenle dizinin ‘aksiyonsuz aksiyonu’ daha iyi oluyor. Hafif bir kovalamaca, sonra enseleme ve sohbetle devam daha yerinde.
Naz Elmas role oturmuş da Ali Sunal’da bir sorun var. Danimarka-İsveç ortak yapımı ‘Bron / Broe’ benzeri olduğu söyleniyor. Ya iyi olsun, kopyası olsun razıyız. Kıvama gelirse izlenir, yoksa yazlık olarak kalır. Zaman zaman Ali Sunal’ın da kendine has üslubu olan sahneleri yok değil. O an için hoş duruyor. Ama koşmaya başladığında yani ‘aksiyona’ geçtiğinde olmuyor, koşmak ona yakışmıyor.
Neyse, o hoş sahnelerden biri de Murat’la (Ali Sunal) nişanlısının kebapçı sahnesi. Murat garsonu çağırıyor, “Maç ne durumda?” diye soruyor. Garson, “Beşiktaşlı mısınız?” diye yanıt veriyor. Komiser Murat, “Çarşı çocuğuyuz” diyor.
Çarşı ve polis son günlerin anlaşamayan ikilisi. Az gaz yemedi Çarşı son bir ayda. Aklımıza o sahneler geliyor. Ve bir de masa. Murat Komiser rakı, nişanlısıysa şarap içiyor. Garson, “Maç

Yazının Devamı

GAZDANADAM ÜNLÜ OYUNCUYU iŞiNDEN EDECEK Mi?

9 Temmuz 2013

Son moda bu, Gezi Parkı eylemlerine katılan ya da bir şekilde bu konular üzerine yazan dizi sektörü oyuncuları, sunucular ve de senaristlerin ‘işten el çektirilme’ hikayeleri ortada gezinmeye başladı. ATV’deki ‘Huzur Sokağı’ dizisinin senaristlerinden Alev Toprakoğlu, Facebook hesabında Başbakan’la ilgili ‘hakaret içeren mesaj’ yer alması nedeniyle işinden oldu. Bu arada belirteyim, Senaristler Derneği (Sen-Der) şöyle bir mesaj yayımladı: “Meslektaşımız Alev Toprakoğlu Uzma’yı hedef gösterecek bir metinle basına lanse ederek ‘usulsüz işten çıkarma’ eylemini duyuran Set Film’i kınıyor, sektöre şikayet ediyor ve arkadaşımızı hukuk sürecinde yalnız bırakmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”
Yine aynı kanalda Oktay Kaynarca’yla ilgili ‘Gezi Parkı’na katıldığı için sunduğu yarışmadan çıkarıldı” iddiası gündeme geldi. Sanatçı bu konuda net konuşmadı ama ‘ima’da bulundu.
Pazar günü ‘Doksanlar’ dizisinin oyuncularından arkadaşım Renan Bilek (‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinin Süleyman’ı), Kadıköy’de gerçekleşen Gazdanadam Festivali’ne katıldı. Hatta sahneye çıktı, şarkı da söyledi. Şimdi bu durumda oyuncumuz fena halde suç işlemiş oldu! Merak ediyorum Renan Bilek için ATV

Yazının Devamı

NTV’NiN ANLAMLI BELGESELi; SAHTE YÜZLER

8 Temmuz 2013

Bu iş standart bir hal aldı; Taksim ve civarında eylem, gaz, TOMA, plastik mermi, haber kanallarında belgesel. Tesadüf mü bilemedim ama yine aynı sahne vardı. NTV’nin olayların yaşandığı saat dilimindeki ekran belgeselinin adı pek bir manidar geldi bana; Sahte Yüzler; Botoks.

NİYE BÖYLE BÜYÜK LAFLAR EDİYORLAR?

Grand Cherokee’nin yeni model reklamını izlerken “Abi şimdi sen ne anlattın?” diyesim geldi. “Bizi buraya doğamız getirdi. Bizi buraya öncü ruhumuz getirdi. Bizi buraya özgürlük arayışımız getirdi. Bizi buraya geleceğimizi şekillendirme arzumuz getirdi. Daha iyi bir geleceğe, bu bizim DNA’mızda var. Oraya ulaşmak için yeni çözümler buluruz, yenilikler getiririz, çünkü biz buyuz...”
Reklam metininde bu sözler yer alıyor. Acaba Amerika, Irak’a girerken de böyle mi demiş?

AYNI ANDA İKİ ‘AKUSTİKHANE’

Biri TV8’de diğeri SKYTURK360’ta aynı isimde müzik programı. TV8’deki yeni olanı. Ne tesadüf SKYTURK360’ta eski ‘Akustikhane’ ile yenisi aynı zaman diliminde ekrana gelmişti.
Bizim televizyonlarda sıkça rastlanan bir durumdur.

Yazının Devamı

YAZLIK GÜLME VE AĞLAMA STANDARDIMIZA ÖRNEKLER

7 Temmuz 2013

Yaz ekranının yeni renklerinden iki diziden biri çok klişe, diğeri sit-com olduğu için beni pek sarmadı. İşte notlarım:

BENİM HÂLÂ UMUDUM VAR:
Ana fikir klişe, onu destekleyen her ayrıntı klişe... Klişenin dibine vurmuşlar. Bunu yaparken de zaten, “Ne bekliyordunuz, başka da derdimiz yok, izleyen izler” demişler. Bir de üzerine eklemişler; “Sen izleme, genç kızlar izlesin; Şükrü Özyıldız, Berk Oktay mevcut” demişler. Bana da bu diziyi yazlık meşrubat reklamlarından biri olarak kabul etmek düşer. Aslına bakarsanız oyuncular da, senaryoyu yazanlar da, yapımcı da hatta kanal da aynı fikirdedir.
İş yapılır, uçar gider, sonra önümüzde bakalım...

ALDIRMA GÖNÜL:

Yazının Devamı

TAHRiR’DE DARBE GECESi

5 Temmuz 2013

Haber kanalları olması gerekeni yaptı. Tahrir’e, darbeye, demok-rasiye bağlandılar. Penguen yayınlamadılar. Nasıl dinamik ve heyecanlı yayıncılık yaptıklarını gördük

Başlıklardan al haberi
24, ‘Demokrasiye darbe’; TRT Haber, ‘Seçimle gelen Mursi devrildi’; A Haber, ‘Mısır’da Askeri Darbe’; Habertürk, ‘Askeri Darbe’ başlıklarını attı...

Ne çok üniversite ve öğretim üyesi varmış
Hani derler ya ‘kiloyla’; bizde aynen durum böyle. Adını yeni duyduğum üniversiteler ve öğretim üyeleriyle tanışma fırsatım oldu darbe gecesinde. Akın akın geldiler kanallara. Üç tur atsalar bitmez bu üniversite ve öğretim üyeleri. Her yer üniversite, her yer prof. olmuş.

Yazının Devamı