NEREDEN ÇIKTI BU ‘ŞİFRESİZ MAÇ’ İŞİ?

24 Temmuz 2013

RTÜK’ün kanallarda şifresiz ve ücretsiz yayınlanmak zorunda olan ‘önemli olaylar listesi’ hazırladığı, bunların içinde D-Smart’ta şifreli olarak yayınlanan UEFA Avrupa Ligi karşılaşmaları ve UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarının da yer aldığı konusunda haberler çıktı. D-Smart son yayınladığı Galatasaray-Malaga maçı sırasında sürekli anons geçti ve UEFA ile yapılan anlaşma gereği maçların şifreli yayınlanacağını duyurdu. Peki bu durup dururken nerden çıktı?

Avrupa birliği böyle istiyor!
3 Mart 2011’de yürürlüğe giren RTÜK Yasası AB kriterlerine uygun olarak hazırlandı. Yayıncılıkla ilgili AB kriteri, AB Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi’dir. Bu yönergenin bir maddesine göre, ‘kamunun önemli olaylara erişim hakkı’ vardır. Bu önemli olaylar ülkelerdeki düzenleyici otoriteler (RTÜK gibi) tarafından belirlenip ilan edilir ve izleyiciler bunları şifresiz, parasız, serbestçe izler.
İşte RTÜK de yönerge gereğince listeyi hazırladı. Bana gelen bilgileri göre, hazırlanan liste onay için Üst Kurul’a sunuldu. Üst Kurul üyeleri de bazı ek taleplerde bulundu. Liste son halini alıp, Üst Kurul da onaylanınca ilan edilecek. Böylece listedeki önemli olaylar şifresiz

Yazının Devamı

KADINLARIN LİG TV AŞKI!

23 Temmuz 2013

Digiturk’ün kadın aboneleri arasında yaptığı bir araştırma, ‘Türkiye’deki kadın izleyici profili’ne dair önemli ipuçları veriyor. Araştırmaya göre, kadınlar kocaları maç izlemekiçin kahve ya da bara gitmesin diye Lig TV’ye abone oluyor

Digiturk abonesi kadınlar üzerine bir araştırma yapılmış. Araştırmada kadınların televizyon izleme alışkanlıklarına ve beklentilerine dair ilginç veriler ortaya çıkmış. Yani bir ‘kadın televizyon izleyicisi’ profili çiziliyor. Bu sonuçlar, tüm kadın izleyicileri kapsamıyor tabii ki. Ama bazı ortak özellikler, farklı sınıfların kadın izleyici profilinde mevcut... Digitürk abonesi kadınların eğilimleri, ‘Türkiye’de kadın izleyici’ profilinin püf noktalarını vermiyor değil:

* Lig TV aboneliğine sıcak bakmalarının nedeni, eşlerinin kahveye, bara vs. gidip maç seyretmesine engel olmak. Onları merkezkaç içinde, yani çevrelerinde tutmak istiyorlar.
* Televizyon, birçok kadın için yalnızlığı giderme, küçük çocukları oyalama aracı. Gece bile televizyon açık uyuyanlar var.
* Kadınların birçoğu televizyonla iç içe bir yaşam sürüyor. Yani televizyon evin ayrılmaz bir parçası.
* Sabah uyanınca televizyon düğmesi açılıyor. Gündüz kuşak

Yazının Devamı

BUZLU, BİPLİ RECEP İVEDİK

22 Temmuz 2013

Bu filmin her an her karesinde bir ‘bip’le karşılaşmamak mümkün değildi. Serinin ilki defalarca gösterildi. Ama bu sonuncu yani Fox’ta yayınlanan bir enteresan geldi. Bu kadar çok ‘bip’li halini izlememiştim ekranda. Bir de buna ‘buzlama’ operasyonunu da ekleyin. Ortaya ‘buzlu, bipli’ bir film çıktı. Bu halde bir filmi yayınlamak ne oranda yayıncılık oluyor?
Zaten millet o ‘bip’li yerleri ezbere biliyor, kafadan nokta nokta yerleri doldurup gülüyorlardır diyerek gösteriyorlarsa (muhtemeldir bu kadar kesme biçmeye) bu hem seyircinin, hem de, yayıncılığımızın çapını ortaya koymaktadır. Filmin bütün esprisi olan ‘argo’ bipli, olayın geçtiği mekân, otelin her yanı buzlu, oradan geçen hanımın dekoltesi buzlu,
biralar buzlu... Baba niye gösterirsin ki bu filmi?
Ya da daha mı heyecanlı oluyor gizli gizli!

ÜÇ SENEDE BİR YENİ TELEVİZYON ALIYORUZ
Piyasanın çok iş yapan teknoloji ürünleri

Yazının Devamı

NASIL GEÇTİ 4 YIL?

19 Temmuz 2013

RTÜK Başkanı Davutoğlu’nun dört yıllık görev süresinde, TV gelirleri biraz arttı, cezalar aynen devam, ‘kamu spotu’ kavramı doğdu, frekanslarımız hâlâ belli değil...

RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun görevini bırakıyor. Bir daha seçime girmeyecek. Dört yıllık bir özetin yer aldığı “RTÜK’te ne yaptı?” sorusu, aslında “Türkiye’de televizyon yayıncılığının dört yıldaki durumu ne oldu?”nun da bir şekilde cevabı.
İşte dört yılda TV dünyasında nelerin yaşandığını özetleyen konu başlıkları:

Yahu bu kadar radyo n’olacak?
Türkiye çapında yayın yapan tam 1.060 radyo istasyonu var. Büyükşehirlerde hâlâ ‘mahalleden mahalleye geçince radyo yayınları bozulur’ ilkesi geçerli. Dört yılın sonunda varılan nokta bu. Televizyon sayısı da 247. Ve bu rakam giderek artıyor.

Yazının Devamı

SÜRPRİZ KANALDAN SÜRPRİZ FİLM: ‘İSYAN’

18 Temmuz 2013

Kanaltürk pazartesi akşamı ‘İsyan/ Battle in Seattle’ filmini yayınladı. Bir ay geçti, Türkiye protestolar zincirinin içinde. Filmi izlerken son bir ay içinde gündelik yaşamın bir parçası görüntüleri gördük. Gaz, şiddet, dayak, gözaltı her şey ama her şey tıpkısının aynısı filmde.
Kanaltürk’te ekrana gelmesi bir tesadüf mü? Yoksa bir nevi ‘kara mizah’ mı? “Amerikan filmi, heyecan var, aksiyon var, iyi gider” diyerek yayına koymuşlardır. Seattle’da Dünya Ticaret Örgütü kongresine ev sahipliği yapmış ve iş çığrından çıkmıştı.
Film hem bu gidişatı, hem de dünyanın durumunu eleştirilen bir bakış getiriyor. Bir yanda filmin kendisi, bir yanda bizim film nasıl da örtüşüverdi!

‘Diren Gezi’ filmini Hollywood çeker
Bir de şunu düşündüm. ‘İsyan’ın yönetmeni Stuart Townsend, Gezi Parkı eylemlerinin filmini çeker mi? Acısı ve sorunları bizi yakar ama ‘onların gözünde’ bir ‘trend’ ya da bir ‘yeni tarz reklam’ oldu. Bana göre Hollywood’un iştahını kabartan bir durum. Filmin burada çekilmesine izin verirler mi, Taksim’i açarlar mı onu bilemem! Mutlaka bizden de bunu çekecek yönetmenler olacaktır. Ama bir ‘İsyan’ gibi olur mu?

Yazının Devamı

SHOW TV’DE SON DURUM

17 Temmuz 2013

Kanalın yeni sahipleri çalışmalara başladı. Show TV, bugüne kadar her türlü olumsuzluğa karşın ayakta kaldıysa, marka olarak ayakta kaldıysa, İç Yapımlar’ın üretimleri sayesindedir. Yoktan var eden bir ekip. Peki yeni patron bu ekiple çalışacak mı? Kulağıma gelen, ekipten ayrılmalar olmuş önce. Patron, katı çağırmış, görüşmüş kendileriyle ve çalışmak istediklerini söylemişler. İç yapım programların devam edilmesini istemişler. Yakın zamanda yeni bir dizi çalışması için eski ekibe ‘yapın’ yolu açılmış. Ama yine de bir tedirginlik yok değil. Çünkü bu televizyon cazip bir sektör. Akıl vereni çok. Yeni sahiplerin çevresi dolmuştur. ‘Çakal sektörüdür’ yani televizyon sektörü. Program müdürü olmak, iş yapmak, nemalanmak vs. sanırım böyle bir alttan altta oyma durumları da vardır.
Yıllardır bu kanalı götüren bir ekip var. Hiç “Ben bilirim” havalarına girmeden bu ekibi tutmak, sanırım en akıllı iş. “Sana mı soracağız, biz işi biliriz” diyebilirler. Zaman içinde görürüz.

İlk defa iftar programı yaptı
‘Yeni Show TV’nin ilk yeniliği bu Ramazan’da bir ‘iftar programı’ yapması oldu. Bir başka yenilik, bu anlamda ‘Şoray Uzun’la Balkanlarda Ramazan’ programı. Bugüne kadar benzer

Yazının Devamı

İKİSİ DE GÖZLÜKLÜ GICIK AMA SEKSİ

16 Temmuz 2013

Okul dizilerinin uzmanı Gani Müjde. Geçenlerde yazdım, lise ve dengi okul öğrencilerinin izlediği ‘Pis Yedili’yi. Yaşananlar beni aşar ya da benim lise yıllarımın çok daha sulu sepkeni. O ayrı...
Müjde’nin şimdi bir de üniversite dizisi var Fox’ta ‘Babam Sınıfta Kaldı’.
Üniversite mezunlarının arz-ı endam ettikleri kep atma günleri epey renkli geçti bu yıl Gezi direnişi vesilesiyle. Oradaki sloganlara, öğrenci hallerine bakıp bu diziyi izleyince insan, biraz yadırgıyor. Bunların aradan dört yıl geçse de böyle kalacaklarmış gibi bir halleri var. Ya da liseyi bitirmişler hâlâ onun havasındalar. Bizde üniversiteliyle liseli birbirinin içine girmiş gibi.
Belki Gani Müjde bu açıdan haklı. ‘Pisli Yedili’nin ekibiyle bu dizinin ekibinin arasında hal ve tavır olarak bir fark yok. Sadece bina değişik. ‘Babam Sınıfta Kaldı’da ‘Mimarlık Fakültesi’ yazıyor ‘Pis Yedili’de kolej tabelası var. Mesela buradaki dekan hanımla oradaki müdire hanım arasında hiçbir fark yok: Gözlüklü, gıcık ama seksi...
Bu dizimizde de standart Gani Müjde imzalı ‘uç karikatür karakterler’ bir araya toplanmış. Bu zorlamalardan iyi tipler de çıkmıyor değil. Mesela benim bu dizide dikkatimi

Yazının Devamı

ENTELEKTÜEL HÜRREM GELİYOR

15 Temmuz 2013

‘Muhteşem Yüzyıl’ın yeni sezonu yani final sezonu... Kuşkusuz en çok merak edilen; “Yeni Hürrem nasıl olacak?”
Meryem Uzerli’nin çizdiği Hürrem bitti. Vahide Gördüm’le bir başka Hürrem karşımızda olacak. Eski ‘Hürrem’le yeni ‘Hürrem’ arasındaki en büyük fark entelektüel düzeyde. Tarih, Hürrem Sultan’ın çok zeki, bilgili ve birikimli bir sultan olduğunu yazar. Kanuni’yle sohbetlerinden bahseder. Biz Meryem Uzerli yorumunda bunları göremedik. Bir iki tane şiir okuttular kendisine. Kulağıma gelen bilgiler Türkçesini yeterince geliştirmemiş olması nedeniyle senaryoda ‘entelektüel yön’ işlenemedi şeklinde. Sanırım fazla da gerek kalmadı üç sezon boyu. Hep onu ‘kırık türkçesi’ fettan hali ve ‘nasıl bir fesatlık yapsam’ haliyle izledik. Yani yeni bir Hürrem için Meryem Uzerli galiba hazır değildi.

Saygılı bir Hürrem
Bu yıl böyle bir Hürrem izleyeceğiz. Vahide Gördüm tiyatro oyuncusu ve Kanuni’yle sohbetleri kaldıracak kapasitede birikime sahip bu anlamda. Kanuni’nin İbrahim Paşa’yla olan muhabbetlerin benzerlerini yeni sezonda Hürrem de göreceğiz.

Cihangir ve Beyazıtrolleri belli

Yazının Devamı