Sina Koloğlu

ATV’nin “Huzur Sokağı” dizisinin senarist grubunda yer alan Alev Toprakoğlu, Gezi Parkı eylemlerine katılmış, sonra kendi Facebook sayfasında Başbakan Erdoğan’ı eleştirince, yapımcıya göre “eleştirinin dozu yüksek olunca” işine son verilmişti.
Senaristler Derneği (SEN-DER) olayın peşini bırakmayacağını duyurmuştu. Daha sonra derneğin başkanı İlker Barış, bir yazı kaleme aldı. Facebook’ta derneğin sayfasında yer alan yazıda şöyle diyordu: “Hedefi sinema televizyon sektörü değil de başka yerlerde olan bu yapım şirketi, yaptığının yanına kâr kalacağını düşünüyorsa yanılıyor. Senaryo yazarı arkadaşımız yalnız değildir. Senaryo Yazarları Derneği, her türlü hukuki süreçte meslektaşımızla yan yana olacak ve işi gittiği yere kadar kovalayacaktır. Baştan beri tercihini seküler senaryo yazarlarından yana kullanan muhafazakâr yapım şirketi, işi yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Bir yanda siyasi istikbal beklentisi içinde olurken bir yandan da ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ seyircisine ulaşmaya çalışmanın bir bedeli var elbet.”

“Muhafazakâr senaristlerle denendi, olmadı”
“Huzur Sokağı’nın Senaryo ile İmtihanı” başlıklı yazıda dizinin senaryo aşamalarıyla ilgili iddialar

Bazılarımızın “Gezi olaylarıyla ilgili taraflı yayın yapıyor” diye çok kızdığı CNN Int ve BBC, gündeme bir kere daha geldi; bu kanallara karşı rakip kanal projesi. Bülent Arınç açıkladı. 4 yıldır bu çalışma varmış. İngilizce yayın yapan TRT’nin haber kanalı projesi. Söz konusu gelişmeler de olunca “Elimizi çabuk tutalım, şunlara bi gösterelim” diyerek işe koyulduk. Adının ne olacağına henüz karar verilmedi kanalın. Arınç, “Şimdilik TRT News olarak adlandıralım, bu kanal inşallah CNN International ve BBC’ye fark atacaktır” dedi.
Ben de bu piyasanın gerçekten tecrübeli hatta haber kanalı kurmuş bir ismine Nuri Çolakoğlu’na sordum, “Böyle bir fark olabilir mi?” diye.

İnandırıcı olabilir mi?
“Belli büyüklükteki her ülke, artık uluslararası iletişim dili olan İngilizce haber kanalı yayınlıyor” diyen Çolakoğlu, TRT’nin de böyle bir kanal kurup yayın yapmasının doğal olduğunu söylüyor. Ve ekledi: “Ama yayın kuruluşlarının aslında tek sermayesi inandırıcılığı. Bu da zamanla elde edilebilen bir şey. BBC’nin, CNN’in itibarının kaynağı da geride kalan
20-30 yılda yarattıkları bu itibar. Yani bunlarla yarışacak kanalların, zamanın sınavından geçip inandırıcılıklarını ispatlamaları

Sürpriz bir karar; “Esra Erol da Evlen Benimle” Fox’a transfer oldu. Peki neden? Bildiğim, konu programın yapım şirketiyle kanal arasındaki bir anlaşmazlık. Yani Esra Erol’un kararı değil. Program ne zaman başlayacak? Eylül ayının ilk haftası.

“Su Gibi” programına ne olacak?
Malum, Fox’un benzer programı “Su Gibi” var. Zaten programın bu sene final yapması düşünülmüş. Yani önümüzdeki yıl olmayacaktı “Su Gibi”. Bildiğim kadarıyla Uğur Arslan artık bitirilmesini istiyordu. Onun yerine Songül Karlı ve Uğur Arslan’ın aynı kanalda hafta sonu yeni bir programa başlayacaklarını duydum.

Esra Erol’dan sonra ATV ne yapar?
ATV için klasik laf olacak, bir kayıp tabii ki. Müge Anlı’nın ardından Esra Erol’la rahat bir öğleden sonra geçiriyordu.

Suriye sınırında enteresan şeyler olmaya devam ediyor. Geçen günlerde El Nusra’yla yaşadığı çatışmalarda bölgeyi ele geçiren PYD, kendi bayrağını asmıştı. Sonra vazgeçtiler, Kürt Ulusal Konseyi bayrağı asıldı. Halk TV’de Yaşar Okuyan konuyu fena halde gündeme getirdi. Bakın neler söyledi:
“Bayrağı dikmişlerdi. Sonra o bayrağı indirmişler, bir başka Kürt Ulusal Konseyi bayrağı dikmişler. Yandaş gazeteler öyle bir veriyor ki, sevinmemiz lazım o bayrak indi diye. Lan o bayrak indi de takılan Suriye bayrağı mı? Şimdi sen o bayrağın direğini nereye sokacaksın. Sen onu bana söyle. Yani ‘o bayrak indi’ diyorsak ha o bayrak ha bu bayrak...”

“SALAK MİLYONER”E BİRKEZ DAHA BUZLAMA
“Gizli reklam” diye bir şehir efsanesi var. “Aman ceza gelmesin” diyen zihniyet, Star’da “Salak Milyoner”de kendisini gösterdi. Film, 1974 yılı yapımı. Kaç defa ekrana geldi sayısı bilinmez. Sahnelerin her biri artık ezberdedir. Bizim maceraperestler kaza kaza İnönü Stadı’na çıkıyor. O sırada maç oynanıyor, işte o sahne. Etrafta ne kadar levha varsa buzlu.
Yıl 1974, bazı markalar bugün var mı yok mu belli değil. Hep söylerim, bizdeki ahlakın ahlaksızlığı...

“Aldırma Gönül” Amerikan dizisinin yerli hali. Orijinal halinde kargoda çalışıyor eleman. Yani bizdeki Mahir.
Evde tekrar bölümüne takılmıştık. Tartışma konusu oldu; “Yahu hangi kargo işçisi böyle bir evde oturur?” diye. Mahir’in mutfak, “ankastre”nin hası. Malum Amerikan dizilerinde geniş salonda oturup muhabbet olayı vardır. Bizim kargo elemanının evinin bu kadar büyük olma ihtimali mümkün mü? Dizide bazen “yerli” olduğu hatırlanıyor sonra tekrar “Amerikan”laşıyor.
Mahir ile Gönül’ün oturduğu semtten bir görüntü geliyor. Semt, soba dumanı kokan mahalle görüntüsü. Ev ortamına geçiyor Etiler’de bir ev hali. Bu kadar uçlarda. Lahmacun yiyorlar mahalle kebapçısında mesela... Burası yerli. Dizi orijinaliyle yerlisi arasında nerede duracağına bir türlü karar verememiş. “Sen diziye bak ayrıntıya takılma” diyenler olabilir. Konu bir ev tartışması. Ben değil evde bulunanların ortak fikri böyleydi.

HANGİ TEYZE DAHA SEMPATİK?

Didi soğuk çay teyzesi Naciye Teyze en çok gösterilen reklamlardan. Yine ev ortamında bu reklam konuşuldu. Lays teyzesi Ayşe Teyze ile karşılaştırıldı. Hangisi daha sempatik? Bizim ev ahalisi Durdu Teyze’yi anlattı. Durdu Teyze mahallenin dedikodu

Beyazıt Öztürk, Okan Bayülgen sonra? Yok. Denemeler yapıldı, tutmadı ya da biz öyle sandık. Star, gençlerin “Çok Güzel Hareketler Bunlar”la tanıdığı ve sevdiği üç isme Eser Yenenler, İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç’a bir şov yaptırıyor; “3+1”...
Değişik zaman dilimlerinde izledim. Genç kuşak atışmalara uzak kaldığımı kabul ediyorum. Esprilerden keyif alamama durumunu buna bağlıyorum. Peki geriye “Ben de haklıyım” diyecek hiç mi ayrıntı kalmıyor? Bu şov, çok izlenen bir kanalın, gençlere çok özel bir zaman diliminde sunduğu bir yapım. Kimseye bu kadar konuşma fırsatı vermezler. Üniversiteli ev arkadaşı muhabbetiyle bu işi bir şov programı olarak götürmek tek başına yeterli mi?
Zaman içinde alışacaklar ve işlerinde pişecekler diye düşünülüyor. Bir de “Gençler onları seviyor, bak sosyal medya ortamına ondan sonra konuş” da denilecek mutlaka. Tüm bunlar şimdilik yetiyor. Ama daha fazlası olmadığı taktirde onları izleyen
genç arkadaşlar da sıkılabilir. Bu bir ağabey tavsiyesi!

“BENİM İÇİN ÜZÜLME” SHOW TV’DE İŞ YAPAR MI?

Show TV’nin yeni yönetimi işbaşı yaptı, hızlı dizi atağına kalktı. Geçen dönem ATV’de yayınlanan “Benim İçin Üzülme” dizisini aldı. Peki “Benim İçin Üzülme”

Bu iş bizde olur. Ezgi Mola Star’da “Çocuk Oyuncağı” yarışmasını sunuyordu. Daha önce gelen bir film teklifini kabul etmiş. Ağustos başı filme başlayacakmış. Onun için programa ara vermiş. Tüm bunlar yan yana gelince ortaya garip bir durum çıkıyor. Önceden söz verilmiş film çalışması... Bu arada bir yarışmanın sunuculuğu... Ki bu yarışma Star’ın yaz dönemi yeni işlerinden. Hani daha önce başlamış da işte sunucusuyla sorun yaşamış gibi bir durum yok. “Yahu sana ne, bizim işimize ne karışırsın” diyeceklerdir. Ben profesyonellikten bahsediyorum. Hepsi kendi içinde ciddi olaylar. “Oyunculuk da yaparım, sunuculuk da; her şey yaparım” diyor olabilirler. ‘Eğlence’nin de bir ciddiyeti vardır.

Asuman Krause sunmaya başlıyor
Asuma Krause başlıyor ‘Çocuk Oyunu’nu sunmaya. Aynı anda ‘Fear Factor’ yarışmasını da sunuyor Fox’ta yayınlanan. Yarışmanın çekimleri bant. Mayıs ayında yapıldı. Fox’ta son bölümleri yayınlanıyor. Her iki yapım da Endemol şirketinin yarışması. Eh, şimdi yeni bir sunucu arayışına girmektense Asuman Krause’yi denemek istediler. Seneye bu yarışmalar olur mu? Hiç zannetmiyorum.

ÜÇ PROGRAM BİRDEN SUNACAK

Burcu Esmersoy, NTV Spor’da yeni bir programa

Ekranda yemek üzerine çeşitleme bol. Bizzat kendisi yapan var, milletin evine gidip yaptıranı var. Köyler, kasabalar, ev mutfakları yemek programlarının emrinde. “Geliyorum, hazırlayın malzemeleri” diyerek, “Yöre yemeklerini tanıtıyoruz” sloganıyla yola çıkılıyor. Bu ekibe şimdi bir de İngiliz aşçı katıldı. Digiturk’ün yemek ve dekorasyon konusunda uzman kanalı Home TV, Türk mutfağına hayran İngiliz şef Allegra McEvedy’nin ‘Allegra ile Türk Mutfağı’ programına başlıyor.
Şefin bizim mutafağa merakı, tarihçi babasından geliyormuş. Birçok defa Türkiye’ye gelmişler. Şefimiz İstanbul, Konya, Bursa, İznik, Karadeniz kıyılarını dolaşıp yöre yemeklerini bizzat yapacak.
“İngiliz nasıl yapıyormuş görelim” diyenler varsa her çarşamba 17.30’da ekran
başına geçebilir.

YENİ YARIŞMALARIN EN DİKKAT ÇEKENİ ‘ÇILGIN TEYZELER’
‘Çılgın Teyzeler’, 60 yaş ve üzeri annelerin, teyzelerin izlediği yarışma üstü eğlence. Rahmetli ninem arkadaşlarıyla Erdek’e tatile giderdi otobüse atlayıp. Gerçekten eğlenceli bir gruptu,
izlerken aklıma o günler