SHOW, ANA HABER ÖNCESiNDE MUTLU DEĞiL

18 Ocak 2012

Ali Kırca’nın ‘haber öncesi’nden memnun olmadığını düşünüyorum. Bugün - Uğur Dündar gidince!- tek rakibi Mehmet Ali Birand kaldı. Kanal haber öncesine günlük pembe dizi, ‘Beni Affet’ i koydu. Sanırım beklenen olmadı. Kanal D’nin ‘Baba Haber Bülteni’nin başarısına farklı bir üslupla cevap vermek istedi. Durul Bazan’lı ‘Açılay İle Mahalle Baskısı’ yakında başlıyor. Sürpriz bir seçim. Etliye sütlüye ne kadar dokunacak göreceğiz.

‘SON’ KENDİNE GÜVENMİYOR MU?

İkinci bölümü izlerken ‘zoraki bilmeceler resmi geçidi’ izledim. Aslında kimsenin, o kimse olmadığının, kimsesizler dünyasının bir finali olacak. Peki öz? Onu da izleyene bırakıyorlar!

HABERLERDE KAR SENDROMU

“Çin’in doğu sahillerini vuran Sepat Kasırgası’nda en az dokuz kişinin öldüğü ve 60 kişinin yaralandığı bildirildi. Amerika’da da Karayip Adaları’nı vuran Dean Kasırgası Jamaika ve Meksika’nın Yukatan Yarımadası’na yöneldi...”
Ana haber bültenlerinin ‘Kar Türkiye’yi kapladı’ haberleri de sanki böyle bir havada veriliyor. Eh, buna azıcık ucundan dokunan bir İstanbul’un durumu! O da kendi trafik çelişkisinin ‘beyaza bürünmüş’ hali sadece. Bitmiş bir şehrin kar manzarası. İstanbul için öyle anormal hava

Yazının Devamı

NECiP FAZIL SALONU GiZLi REKLAM MI?

17 Ocak 2012

‘Behzat Ç.’nin son bölümündeki cinayetlerden biri Ankara’ya gelen tiyatro ekibinin, Hamlet’i oynayan oyuncusunun, oyunun finalindekine benzer bir şekilde öldürülmesidir. Ekip oyunu izlemek üzere tiyatroya gider. Tiyatronun fuayesinde konuşurlarken arkada ‘Necip Fazıl Salonu’ yazısı buzlanmıştır! Bu salon Ankara Belediyesi’nin Gençlik Parkı içinde yer alan tiyatro salonudur. Bu salonunun adının buzlanmasının tek bir nedeni olabilir; aman reklama girer, RTÜK ceza keser! Hep yazdım ve yazacağım, bu buzlanma işine gerçekten bir çözüm bulmak gerekiyor. Dizi çekmek için mekan bulamayacaklar sonunda!

ULUSLARARASI’NIN İKİ FARKLI FRAGMANI VARMIŞ

Önceki gün Star’daki ‘Pazar Gecesi Sineması’ kuşağında ‘Uluslararası’ filmi oynadı. Daha önce izlemiştim. Hareketli bir film. Böyle uluslararası kovalamaca. İstanbul da işin içinde. Bir de Haluk Bilginer’in ufak bir sahnesi var. Star’da yayınlanan fragmana baktım Clive Owen, Naomi Watts ve ardından Haluk Bilginer geliyor. Bir de orjinal fragman var, (Ben ‘sinemalar.com’da izledim) orada Bilginer yok. Kendisinin rolü çok kısa. Bir Türk oyuncunun ‘gişe yapmak üzere çekilmiş’ bir filmde, iki dakika bile rol alması bizler için önemli. Hollywood

Yazının Devamı

‘SON’ BİR MİTOMAN HİKAYESİ Mİ?

16 Ocak 2012

‘Son’ dizisini izlerken, ‘aslında o değil’ diye yaşanan hayatlar geldi aklıma. Böyle çok çarpıcı filmler var. Bunlardan biri ‘L’Adversaire / Rakip’. Kendini doktor olarak ailesine ve çevresine tanıtan bir adam olan Jean Claude Romand’nın hikayesidir. Fransa’nın gelmiş geçmiş en sarsıcı cinayetlerini işleyen adamın hayat öyküsü Emmnauel Carrere tarafından ‘Rakip’ adıyla kitap haline getirilmiş ve daha sonra sinemaya aynı adla aktarılmıştır.
Film, 1993 yılında Fransa’da bir yangında aynı aileden bir kadınla iki çocuğunun ölümü ve kocanın ağır yaralı olarak kurtarılmasıyla başlar. Kurbanlar yangından önce ölmüştür. Benzer sahneler başka bir evde de ortaya çıkar. Polis Jean Claude’u polis araştırmaya başlar. Araştırdıkça ortaya garip olaylar çıkar. Dünya Sağlık Örgütü’nde çalışan bir doktor olarak bilinen Romand, aslında işi olmayan bir adamdır. Her şey yalan üzerine kurulmuştur. Yalanlarının ortaya çıkmasından korkmaya başlayınca da ilk derece tanık olarak gördüklerini ortadan kaldırmayı yeğlemiştir. “Karımı, kendisine yalan söylediğimi, aslında doktor olmadığımı öğrenmemesi için; çocuklarımı annelerinin katili olduğumu bilmemeleri için, annemle babamıysa bir caniye yaşam

Yazının Devamı

HER ÜLKEDE ‘TALK’, ‘HARD’ YAPILAMAZ!

15 Ocak 2012

Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘Doha Tartışmaları’ yapıldı. BBC’de ‘Hard Talk’ (Sıkı tartışma diye çevrilebilir) programlarıyla tanınıyor, İngiliz gazeteci Tim Sebastian. BBC World’de 2005 yılından bu yana yaptığı tartışmanın adı ‘Doha Tartışmaları’. Ayrıntıya girmeyeceğim burada. Tim Sebastian CNN Türk’te ‘360 Derece’ programına konuk oldu Şirin Payzın’a. Orada söyledikleri bu ülke televizyonunda neden ‘Hard Talk’ olamayacağını anlatıyordu aslında.
Payzın bir soru sordu; “Bizim coğrafyada insanlar soru sormaktan korkuyor” dedi. Tim Sebastian cevapladı: “Bu hakkınız ama sizin. Ama cezaevine giderler diye korkuyorlar. Eğer soru sordukları için cezaevine gönderilirlerse evet korkarlar tabii...” Sebastian konuşmanın başında ‘neden başarılı olduğunu’ anlatırken şu başlıkları not almışım; “Konuğa ateş edecek yeterli cephanemiz var”, “Röportaj yaptığımız pek çok kişi, aslında mahkemelerde yargılanması gerekenler”, “Biz itiraf beklemiyoruz, kamuoyundan gelen eleştirilere kulak vermesini istiyoruz siyasilerin”, “Yanıt almak konusunda ısrarlıyız, mesele sadece soru sormak değil. Bunu farklı şekillerde sorup yanıt alana kadar soruyu sormak...”
Bir de işte bu tarafları var bizde eksik

Yazının Devamı

SURiYE’YE DEMOKRASi DERSi!

13 Ocak 2012

TRT’nin ‘Güneydoğu meselesi’ üzerine dizisi ‘Sakarya Fırat’, kurumun en uzun soluklu yapımlarından biri... Son bölümdeki bir sahne hükümetin Suriye politikasının bir devamı gibiydi. Poyraz Timi ve Osman, Suriye’den Türkiye’ye sızan Bassam’ı yakaladı. Bassam, ‘halkın savunma gücü’ adına burada olduğunu söyleyince Osman; “Hiçbir Suriyeli benim toprağımda benim halkıma savunma gücü olamaz. Sen git bunu kendi memleketinde yap” dedi. Bassam ‘demokratik federalizm’den bahsetmeye başladı. Osman iyice köpürdü: “Demokrasi diyorsan, git kendi diktatörünle savaş...”
TRT malum kamu yayıncılığı yapıyor! Böyle bir ‘stratejik öneme sahip’ diyaloglar izinsiz yayınlanamaz. Yani bir şekilde dizi üzerinde ‘dış politikamızın’da sınırları çizilmiş oluyor. Televizyonda ideolojik savaş böyle bir şey olsa!

HABERLERİ ‘ANA’ HABERLERDEN İZLEMEK!
Bir örnek vereceğim. Tesadüfen dolaşırken haber bültenine rastladığım Ulusal Kanal’da bir haber vardı: “Elektrik faturalarımız nasıl zamlandı?”
Bir fatura alınmış, bir uzmanla her kalem tek tek hesaplanıyordu. Ve ortaya 30 küsur liralık faturanın, nasıl 60 liraya çıktığı anlatılıyordu. ‘İdoololjik’ olarak seçilmedi bu kanal. Bu haber vatandaşı

Yazının Devamı

RTÜK BU YIL EN ÇOK CEZAYI NEYE KESECEK?

12 Ocak 2012

RTÜK Başkanı Davut Dursunoğlu açıkladı; geçen yıl televizyon kanallarına en çok reklam ihlallerinden müeyyide uygulanmış. 205 müeyyidenin 99’u gizli reklam, 73’ü ise reklam sürelerinin yanlış uygulaması nedeniyle verildiği belirtiliyor. Bu kadar fazla kanal nasıl olur da ‘ters köşe’ye yatar? Dizilerde, filmlerde “Aman gizli reklam olmasın” diye yeri geliyor tüm sahne buzlanıyor (mesela olay bakkalda geçiyorsa!).
RTÜK cephesi şunu diyor: “Televziyon kanalları cambaza bak diyorlar.”
Açıklaması şu; televizyonlar sanki gizli reklam konusunda çok hassaslarmış gibi buzlama yapıyorlar ama diğer taraftan başka yollarla gizli reklama devam ediyorlar. Bazı kanallarda ‘emlak programı’ adı altında bir güzel reklam yapıldığı söyleniyor mesela! Bir iddia da çok izlenen programların firmalarla yaptığı reklam anlaşmalarının, onları ‘cezayı göze alma’ riskine de ortak ettiği.

TV sektörü mevzuatı biliyor, ama bilmiyor!
Bir diğer konu bu büyük rekabetin yaşandığı reklam konusunda. Aslında hem kanal yöneticilerinin hem de yapımcıların mevzuatı en ince ayrıntısına kadar bilmeleri. Hem biliyorlar, hem de yapıyorlar! Bir örnek; önemli şahsiyetin belgeseli çekiliyor. Kanal belgeselde bazı

Yazının Devamı

iKi YENi DiZi, OYUNA DEVAM

11 Ocak 2012

ATV’de başlayan ‘Son’ için millet “Yeni Ezel” diyor. “Lost’tan sahneler var” eleştirileri de duydum. Bir kere şunun altını çizelim; iş iyi kotarılsın, varsın ‘Lost’u andırsın. İkincisi; labirentlerden oluşan hikayelerin dizileri 80 dakika olmaz. Şişer.
İlgi alanım müzikler; aynı fabrika üretimine karşı değilim, yeter ki üreteni (yani müziği yapanı) yormasınlar. Ama anlaşılan o ki epey yormuşlar Toygar Işıklı’yı! Bir dipnot:?Hani şu emniyette dolaşan yabancı gazeteci var ya. İlk sahnede İran’daki o evin balkonunda Nehir Erdoğan’a aynayı gösteren ressam ağabeyimiz... (Öyle İngiliz aksanıyla Türkçe konuşanlar, genelde CIA ajanı olur!) Star’ın ‘Koyu Kırmızı’sı için diyeceğim; bu kanalın tüm bildik temalarını içinde barındırarak yoluna devam eden tek dizisi ‘İffet’. Onun yanına yaklaşır mı? Zannetmem.

AVRUPA’DA KRİZDEKİ ÜLKELERDEN TELEVİZYON MANZARALARI
İspanya ve Yunanistan’da televizyon sektörü krizden ciddi anlamda etkileniyor. Örneğin İspanya Devlet Televizyonu geçen şubat ayında reklamları kesmişti. Hani özel televizyonlarla haksız rekabet olmasın bahanesiyle. Şimdi ayakta duracak halleri yokmuş. Hükümet kamu televizyonlarından yaklaşık 200 milyon euro desteği kesmiş.

Yazının Devamı

UMUTSUZ EV KADINLARI; +30!

10 Ocak 2012

Sadece çocukların değil, büyüklerin de fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerini olumsuz yönde etkilenmemesini RTÜK düşünmedi. Hep çocuklar ve gençler. Ya büyükler? Büyüklerin izlediği saat diliminde olur mu böyle şeyler? ‘Umutsuz Ev Kadınları’nda Nermin eşinin evliliği kurtarmak için ‘fantazi soslu’ isteklerini yerine getirmeyi kabul etti. Yatakta laptopta çizgi flim (!) izlediler. Hatta Nermin, eşinin tavana bir ayna takılması isteğini de da kabul etti. Tüm bunlar saat 21.30 ile 22.00 arasında oldu! Yani büyüklerin daha ayakta olduğu saat diliminde. Bunları aşmış aileler de vardır tabii ki. Ama büyük bölüm kesin, +30 sendromuna yakalanmıştır.

Tam yerinde 'Bir Reklam' girdi Fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimleri, pazar gecesi dumur olmuştur. Ya da kaç hane pazartesi günü “Bir aynacı bulsak” diye düşünmüş, hatta bulup eve getirip taktırmıştır. Çizgi film olayına girmiyorum bile... Bir de dikkat ettinimiz mi tam filmi izliyorlardı Nermin’le eşi, ‘Bir Reklam’ oldu. Hani derler ya tam da yerinde. Sonraki sahnede cd arızalandı zaten. Nermin, “Gördük göreceğimiz kadar” dedi. Pazar gecesi yeni bir izleyici işaretimizin daha olduğu konusunda bir fikir oluştu; +30!

HAKAN

Yazının Devamı