Hani parodilerde televizyon programları hicvedilir vs... Bir de hicvin kendisinin bizatihi program olduğu ve bir televizyon kanalının gerçekten bu formatta yayın yaptığını düşünün. Aslında daha az izleyiciye ulaşıyor, ama Kanal T, Seyhan Soylu yönetiminde bu “çılgınlığa” soyunmuş bile. Hatta kendi prgramlarının “daha başlamadan” reklamını da yaparak, adından söz ettirmesini bildiler.
Bir bölümü hayata geçmiş. Almula Merter sabah iki çocuğu ve sinir kocasına kahvaltı hazırlayan kadın modunda. Konuklar öyle ağırlanıyor. Meral Konrad “seksi hemşire” havasında, hafif yırtmacından da dekolte verip sağlık sorunlarını uzmanlarla konuşuyor. Böyle bir masaya da oturuyor, karşıda işte her kanalda çıkan bildik uzman isimler!
Haber Güneşi
Öğlen haberlerini Zeki Müren edası ile okuyacak biri aranıyor. “Olacak O Kadar Televizyonu” haberleri aslında gerçek oluyor. Mesela, Ankara’ya bağlanıp, canlı yayında Meclis önündeki muhabire soru soracak.
Galiba bu konuda Yılmaz Morgül’e teklif
Show TV sabah akşam “Yemekteyiz” programını yayınlıyor. İç yapım ucuz ve program tuttu. Yani ne zaman açsam yemek yiyenler var ekranda. Hani yemeğin de bir tadı vardır. Bana göre, eğer millet yemek yiyen sonra kavga eden, sonra da karşılıklı göbek atan insanları bıkmadan usanmadan izliyorsa gerçekten diyecek bir şeyim yok.
Bir formattır, tadı vardır, usturubunda verilir. Yok, bizde tıka basa olacak. Aslında dizi gibi bir olay. Millet sabah akşam “Yemekteyiz” izler ve sonunda bıkar. Böyle de bir durum vardır. Önemli değil, zaten amaç mide fesadına uğratmaktır. Programcılık anlayışımız budur. Yemek yemeyi seyreden olduktan sonra, yemeği yiyecek adam çook.
Aslında gücü olsa Show TV, “Var mısın? Yok musun?” ile sabahtan başlar, şöyle bir akşamüstü çay molası verir. Sonra araya ana haberi yerleştirip, 24.00’e kadar devam eder. Bir de son olarak film koyup seneyi kurtarır!
Böyle olur reklam
“Rakıda balık ve peynir olmaz” dediler. Mey formülü buldu. Aklıma ünlü Yunan yönetmen Theo Angelopoulos geldi. Şimdi rakı
Show TV sabah akşam “Yemekteyiz” programını yayınlıyor. İç yapım ucuz ve program tuttu. Yani ne zaman açsam yemek yiyenler var ekranda. Hani yemeğin de bir tadı vardır. Bana göre, eğer millet yemek yiyen sonra kavga eden, sonra da karşılıklı göbek atan insanları bıkmadan usanmadan izliyorsa gerçekten diyecek bir şeyim yok.
Bir formattır, tadı vardır, usturubunda verilir. Yok, bizde tıka basa olacak. Aslında dizi gibi bir olay. Millet sabah akşam “Yemekteyiz” izler ve sonunda bıkar. Böyle de bir durum vardır. Önemli değil, zaten amaç mide fesadına uğratmaktır. Programcılık anlayışımız budur. Yemek yemeyi seyreden olduktan sonra, yemeği yiyecek adam çook.
Aslında gücü olsa Show TV, “Var mısın? Yok musun?” ile sabahtan başlar, şöyle bir akşamüstü çay molası verir. Sonra araya ana haberi yerleştirip, 24.00’e kadar devam eder. Bir de son olarak film koyup seneyi kurtarır!
Böyle olur reklam
“Rakıda balık ve peynir olmaz” dediler. Mey formülü buldu. Aklıma ünlü Yunan yönetmen Theo Angelopoulos geldi. Şimdi rakı
Dizilerimiz neden Amerikan dizileri için söylenen “tiryakiliği” yapmıyor diye yazdıktan sonra okurlardan da bu konularda yorumlarını rica etmiştim. Farklı bakış açıları geldi.
1.5 yerli eşittir bir bölüm yabancı dizi
Emre Yahyagil’den esprili bir matematik hesabı gelmiş bu konuda. Şöyle diyor; “Avrupa Yakası altı sezon oynadı... Her bölümü 80 - 90 dakika arası ve ekimde başlayıp haziranda mola verdi çoğu kez. Yani toplam dokuz ay... Toplam 190 bölüm sürdü... Lost’a bakalım.. Beşinci sezon sonunda bitecek... Her bölümü 41 - 43 dakika arası. Her sezon 23 - 24 bölüm oynadı, yani 6 ay... Toplam 120 bölüm sürecek. Toplamda bir, hatta bazen 1.5 bölüm yerli dizi eşittir, bir bölüm yabancı dizi.
ABD’de ne kadar oynarlardı?
Bir de hesap yapmış Yahyagil, çok izlenen yerli dizilerimiz ABD’de olsa kaç sezon oynardı diye. “Avrupa Yakası aslında, 12 sezon sürerdi. Gerçek Kurtlar Vadisi, 4-5 sezon sürerdi, Yaprak Dökümü, 4 - 5 sezon. Sonuç
Dizilerimiz neden Amerikan dizileri için söylenen “tiryakiliği” yapmıyor diye yazdıktan sonra okurlardan da bu konularda yorumlarını rica etmiştim. Farklı bakış açıları geldi.
1.5 yerli eşittir bir bölüm yabancı dizi
Emre Yahyagil’den esprili bir matematik hesabı gelmiş bu konuda. Şöyle diyor; “Avrupa Yakası altı sezon oynadı... Her bölümü 80 - 90 dakika arası ve ekimde başlayıp haziranda mola verdi çoğu kez. Yani toplam dokuz ay... Toplam 190 bölüm sürdü... Lost’a bakalım.. Beşinci sezon sonunda bitecek... Her bölümü 41 - 43 dakika arası. Her sezon 23 - 24 bölüm oynadı, yani 6 ay... Toplam 120 bölüm sürecek. Toplamda bir, hatta bazen 1.5 bölüm yerli dizi eşittir, bir bölüm yabancı dizi.
ABD’de ne kadar oynarlardı?
Bir de hesap yapmış Yahyagil, çok izlenen yerli dizilerimiz ABD’de olsa kaç sezon oynardı diye. “Avrupa Yakası aslında, 12 sezon sürerdi. Gerçek Kurtlar Vadisi, 4-5 sezon sürerdi, Yaprak Dökümü, 4 - 5 sezon. Sonuç
J.J. Abrams’ı “Lost” ve “Alias” dizilerini takip edenler mutlaka bilirler. Ve tabii büyükbaş filmlerin de yapımcısı, yazarı ve müziklerinin bestecisidir. “Armageddon”, “Start Trek” vs... Onun için bir “geek” olduğu da söylenir. Filmleri, müzikleri ve dizileri ile popüler kültürün tüm gizemlerini, mitlerini yüklenmiş, gitmektedir.
Abrams, Amerikan Wired dergisine yazdığı yazıda şunları söylemiş: “Sır açıkça her yerde. Tanrı var mı? Bir sır. Ölümden sonra hayat? Bir sır. “Big Foot” (Amerikan usulü mitlerden biridir dizisi de çekilmiştir), “Noch Less” (İskoçya’daki canavar menşeili göl!)? Bir sır. Mc Donalds’ın özel sosu? Bir sır.”
Tam bir geek aslında ve yapımcı senarist, besteci, oyuncu... Ve “tiryakilik yaratan” dizilerin yaratacısı. Belki bu yukarıdaki cümle tüm gizemlerin ve sırların Abrams’ın dünyasındaki işaret fişekleri bu tiryakilik yaratan dizilerin...
Hitler nanik yaparsa!
Aslında tabii öyle
J.J. Abrams’ı “Lost” ve “Alias” dizilerini takip edenler mutlaka bilirler. Ve tabii büyükbaş filmlerin de yapımcısı, yazarı ve müziklerinin bestecisidir. “Armageddon”, “Start Trek” vs... Onun için bir “geek” olduğu da söylenir. Filmleri, müzikleri ve dizileri ile popüler kültürün tüm gizemlerini, mitlerini yüklenmiş, gitmektedir.
Abrams, Amerikan Wired dergisine yazdığı yazıda şunları söylemiş: “Sır açıkça her yerde. Tanrı var mı? Bir sır. Ölümden sonra hayat? Bir sır. “Big Foot” (Amerikan usulü mitlerden biridir dizisi de çekilmiştir), “Noch Less” (İskoçya’daki canavar menşeili göl!)? Bir sır. Mc Donalds’ın özel sosu? Bir sır.”
Tam bir geek aslında ve yapımcı senarist, besteci, oyuncu... Ve “tiryakilik yaratan” dizilerin yaratacısı. Belki bu yukarıdaki cümle tüm gizemlerin ve sırların Abrams’ın dünyasındaki işaret fişekleri bu tiryakilik yaratan dizilerin...
Hitler nanik yaparsa!
Aslında tabii öyle
Dün Milliyet’te dış haberler servisinin bir haberi vardı; dünyada tiryakilik yapan dizilerle ilgili. “Lost” ve “24” dizileri ilk iki sıradaydı. Ve bildiğimiz bilimum Amerikan dizileri. Ama bir de başka veriler var; “Gümüş” de tiryakilik yaptı!
“Gümüş” dizisinin Arap ülkelerindeki başarısı, gazetelere haber oldu. Devamı geldi. “Binbir Gece” Kuveyt’te haftada altı gün, günde üç kez gösteriliyormuş. “Number One TV Year In The World / 2009”; bu araştırmayı Eurodata TV Worldwide yapıyor. Bu kuruluş her yıl “televizyon eğilimleri” ile ilgili araştırmaları 5 kıtada 80 ülkede yapıyor. Ve ilk defa dünyada en iyi iş yapan dizilerde ilk ona Türkiye girdi. “Gümüş” en çok izlenen diziler sıralamasında yedinci. Bu araştırmada, bizim gazetede yer alan haberde “tiryakilik yapan diziler” sıralamasında yedinci olan “C.S.I” dört ülkede birinci sırada. Demek ki hem “tiryakilikte” hem de “ticari” başarıda ilk sırada. Artık dizilerde yeni