Bennu ölmeyecek

16 Nisan 2009

“Binbir Gece”nin bu haftaki bölümü, pek uçmadı. Nadide Hanım’ın durumu, Şehrazat’ın yeni girişimi, Onur’un hafif cozutması filan yani dozunda gitti... 

Engin Bey’in işi zor
Şehrazat evlenme kararı aldı. Ama benim gördüğüm, Engin’in kızı Duru sorunlu. Anne baba ayrı modunda. E, anne de Engin’i tanıyor. Daldan dala konuyor. Zaten ipucunu da verdi. Şehrazat sordu; “Kaç yıl oldu ayrılalı?” diye. Dört yıl olmuş.
Şehrazat kendini garantiye almak için beklenen ikinci soruyu da patlattı; “Peki evlenmeyi düşünmedin mi?” Engin “bir - iki defa direkten döndüğünü” söyledi.
Yahu dört yıl kısa bir süre... Bu durumda Engin’in eski eşinin saptaması çok da yanlış değil. Gerçi Duru, “Anne kadın çok güzel” dese de durum böyle. Kaan da pek sıcak değil. Duru ile Kaan’ı bir araya getiren yemek öncesi, genç kızımızın babasına “Dağdan gelmiş bağdakini kovuyor” derken, babasının yanında arabada otururken, arkaya gönderilmesine

Yazının Devamı

Haberler ayrıldı

15 Nisan 2009

Dün de yazmıştım, haber kanallarının Ergenekon konusundaki net ayrışımını. Ana haber bültenlerinde de bu netlik görüldü. Bir tarafın keskin kanalı STV... Tersi olsa şaşırılacak bir olay. Ama başlıklar da hayli iğneleyici: “Ecevit’i hasta eden doktor...” Prof. Dr. Mehmet Haberal’dan bahsediliyor. Sanki bu nedenle gözaltına alındı... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) için “Misyonerlik / Yardım adı altında para topladı”... Ve “ÇYDD-PKK ilişkisi” bir başka çarpıcı (!) haber başlığı. 

Patalya Otel’deki gizemli (!) toplantılar
Bu dalgayla adı öne çıkan yer oldu, Patalya Otel. Yavuz Donat ATV’de burada yapılan toplantıları biraz gizemli bir havada anlatıyordu. Aynı saat diliminde Kanal B’de bu toplantılara katılan Ufuk Söylemezoğlu vardı. Bu toplantıların amacının siyasi olduğunu ve parti kurmak fikrinin de bulunduğunu ve bütün toplantıların kameraların önünde yapıldığını söylüyordu. Öyle bir hava verilmişti ki bu otel böyle gizemli, dağın tepesinde, korunaklı ve gelenler bir tarikatin

Yazının Devamı

Haberler ayrıldı

15 Nisan 2009

Dün de yazmıştım, haber kanallarının Ergenekon konusundaki net ayrışımını. Ana haber bültenlerinde de bu netlik görüldü. Bir tarafın keskin kanalı STV... Tersi olsa şaşırılacak bir olay. Ama başlıklar da hayli iğneleyici: “Ecevit’i hasta eden doktor...” Prof. Dr. Mehmet Haberal’dan bahsediliyor. Sanki bu nedenle gözaltına alındı... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) için “Misyonerlik / Yardım adı altında para topladı”... Ve “ÇYDD-PKK ilişkisi” bir başka çarpıcı (!) haber başlığı. 

Patalya Otel’deki gizemli (!) toplantılar
Bu dalgayla adı öne çıkan yer oldu, Patalya Otel. Yavuz Donat ATV’de burada yapılan toplantıları biraz gizemli bir havada anlatıyordu. Aynı saat diliminde Kanal B’de bu toplantılara katılan Ufuk Söylemezoğlu vardı. Bu toplantıların amacının siyasi olduğunu ve parti kurmak fikrinin de bulunduğunu ve bütün toplantıların kameraların önünde yapıldığını söylüyordu. Öyle bir hava verilmişti ki bu otel böyle gizemli, dağın tepesinde, korunaklı ve gelenler bir tarikatin

Yazının Devamı

Futboldu Ergenekon oldu!

14 Nisan 2009

Sabah yazıma derbiyle başlamayı düşünü-yordum. Türkiye, 12. dalga Ergenekon gözaltıları ile sarsıldı. Hemen şöyle bir televiyon turu yapayım dedim. Haber kanallarının bu gelişmeyi veriş şekli aslında, bu kanallar arasındaki farkı da ortaya koydu. 24, Ülke TV ve SHaber’in haberi verişiyle Habertürk, SKY Türk ve CNN Türk’ün verişi bu dalgada daha da netleşti diyebilirim. 

Gazeteci seçimi
Tabii daha çok konuşulacak, çok daha fazla gazeteci ekrana çıkacak. İlk edindiğim notları aktarıyorum. Mesela 24’te Şamil Tayyar çağrılmıştı. 2. iddianamede adı geçenlerin bu dalgada yer aldığının altını çizdi ve bu kişilerin, kendi isimlerini görerek, bazı belgeleri ortadan kaldırabileceğini iddia etti. Bu nedenle, bu dalganın geç kaldığını söyledi!
Tayyar, “Erol Manisalı, Türkan Saylan isimlerini bu iddianamede defalarca görebiliriz” dedi. 

Asrın davası

Yazının Devamı

Futboldu Ergenekon oldu!

14 Nisan 2009

Sabah yazıma derbiyle başlamayı düşünü-yordum. Türkiye, 12. dalga Ergenekon gözaltıları ile sarsıldı. Hemen şöyle bir televiyon turu yapayım dedim. Haber kanallarının bu gelişmeyi veriş şekli aslında, bu kanallar arasındaki farkı da ortaya koydu. 24, Ülke TV ve SHaber’in haberi verişiyle Habertürk, SKY Türk ve CNN Türk’ün verişi bu dalgada daha da netleşti diyebilirim. 

Gazeteci seçimi
Tabii daha çok konuşulacak, çok daha fazla gazeteci ekrana çıkacak. İlk edindiğim notları aktarıyorum. Mesela 24’te Şamil Tayyar çağrılmıştı. 2. iddianamede adı geçenlerin bu dalgada yer aldığının altını çizdi ve bu kişilerin, kendi isimlerini görerek, bazı belgeleri ortadan kaldırabileceğini iddia etti. Bu nedenle, bu dalganın geç kaldığını söyledi!
Tayyar, “Erol Manisalı, Türkan Saylan isimlerini bu iddianamede defalarca görebiliriz” dedi. 

Asrın davası

Yazının Devamı

Kim bu devlet?

13 Nisan 2009

Show TV’deki “Kurtlar Vadisi Pusu”da devlete çalışan çalışana. Malum geçen hafta Polat söylemişti; “Devlet görevi” diye. Bu hafta da Abdülhey kendisiyle evlenmeyi düşünen genç kızımıza; “Ben devlet tarafından yetiştirildim” dedi... Bu nasıl bir devlettir? Devlet çiftlik mi kurdu? Otlatıyor, besliyor.
Haa bir de baktım, İskender Bey “Devletimizin istediği şekilde bilgilendireceğiz halkı” diyor. Zaten masasının arkasında da Atatürk’ün resmi var. Yani medyayı kullanarak. İskender devlete, Polat devlete... Peki nedir bu devlet, nerede bu devlet? Kimdir bu devlet? Devlete çalışıyorlar ama birbirlerini yiyorlar.  O zaman ortada birden fazla mı devlet var? Siz de bu soruları kendinize sorabilirsiniz!
Depolitize mi oldu?
Dikkat ettim, “Kurtlar Vadisi Pusu” eski “politik söylemlerinden” arınmış bir halde. Tabii arada sos niyetine var; mesela itirafçının Mesut Paşa’yı vurması gibi. Ama daha çok, Polat’la İskender arasında “westernvari” düellolar ve programa ilaveten iki

Yazının Devamı

Kim bu devlet?

13 Nisan 2009

Show TV’deki “Kurtlar Vadisi Pusu”da devlete çalışan çalışana. Malum geçen hafta Polat söylemişti; “Devlet görevi” diye. Bu hafta da Abdülhey kendisiyle evlenmeyi düşünen genç kızımıza; “Ben devlet tarafından yetiştirildim” dedi... Bu nasıl bir devlettir? Devlet çiftlik mi kurdu? Otlatıyor, besliyor.
Haa bir de baktım, İskender Bey “Devletimizin istediği şekilde bilgilendireceğiz halkı” diyor. Zaten masasının arkasında da Atatürk’ün resmi var. Yani medyayı kullanarak. İskender devlete, Polat devlete... Peki nedir bu devlet, nerede bu devlet? Kimdir bu devlet? Devlete çalışıyorlar ama birbirlerini yiyorlar.  O zaman ortada birden fazla mı devlet var? Siz de bu soruları kendinize sorabilirsiniz!
Depolitize mi oldu?
Dikkat ettim, “Kurtlar Vadisi Pusu” eski “politik söylemlerinden” arınmış bir halde. Tabii arada sos niyetine var; mesela itirafçının Mesut Paşa’yı vurması gibi. Ama daha çok, Polat’la İskender arasında “westernvari” düellolar ve programa ilaveten iki

Yazının Devamı

Üç bin bölüm kaçırmışız!

10 Nisan 2009

Bir zamanlar “McMillan ve Karısı” bizim “cult” dizilerimizdendi. Ve orada bir Komiser Enright vardı. “R”leri söyleyemezdi ve hatta bu özel seslendirmeyle dizinin öne çıkan ismi oldu. Seslendirmesini yapan Osman Gidişoğlu da bu karakterle ünlendi ve sokakta “Komiser Enright” halinde dolaşmaya başladı. Evlendiği zaman gazeteler “Komiser Enright evlendi” diye yazmışlar. Gidişioğlu, Okan Büyülgen’in konuğuydu, NTV’de “Sade Vatandaş” programında. Ve önemli bir olayı ilk defa açıklamış oldu bu programda; meğer bizler o meşhur “Yalan Rüzgârı”nı tam 3300’üncü bölümden sonra izlemeye başlamışız.
Yani TRT bu bölümden itibaren satın almış. Biz de birinci bölüm diye izledik. Ama bu da gösterdi ki aslında, 3 bin bölüm de olsa, birinci bölüm de olsa, değişen bir şey yok. Gayet mutlu ve mesuttuk, herhangi bir soru işareti yoktu kafamızda. İlk defa izliyormuşcasına olayları, karakterleri, çözdük, dedikodusunu da yaptık. 
Orada yıllar, bizde hemen!

Yazının Devamı