Diyaloglar felâket, tam internetlik. Acılı Adana kokan muhabbetler. “Terliyom”, “Baldırları güneş yüzü görmemiş” örnek teşkil eden cümleler. Erotizmle yerellik bütünleşmiş oluyor. “Lavanta sür ansızın gelebilirim” de aynı şekilde. Yakında internette ikisinin muhabbetlerini içeren görüntülerin sayısı artar, belki de görüntüler yayılmıştır bile!
Savaşçılık oyunu
Çocukken oynardık. Bizim oralarda çayır çimen boldu, aralarına saklanır, sonra karşılıklı savaşa başlardık. “Dışınk dışınk” diye efektler yapardık. Bunları niye anlattım? “İpsiz Recep”in son bölümünde savaş sahnesini izleyince ister istemez, böyle bir anı aklıma geldi.
Recep ve adamları düşman karşısında... Tam dışınk dışınk durumu. Bu sahneleri çekmek öyle her babayiğidin harçı değil. Özel olarak bunu çekenler var. Tabii bir de işin maliyeti de var. Kadir İnanır elinde iki tabanca bir oraya bir buraya ateş ediyor. Nedense kurşun da gidip düşmana saplanıyor!
Mehmet Ali’de inciler bitmez
Gülse Birsel, “Avrupa Yakası”nda yeni bir ikili yarattı; Dilber Hala ve onun sevgilisi Azim. Diyaloglar felâket, tam internetlik. Acılı Adana kokan muhabbetler. “Terliyom”, “Baldırları güneş yüzü görmemiş” örnek teşkil eden cümleler. Erotizmle yerellik bütünleşmiş oluyor. “Lavanta sür ansızın gelebilirim” de aynı şekilde. Yakında internette ikisinin muhabbetlerini içeren görüntülerin sayısı artar, belki de görüntüler yayılmıştır bile!
Savaşçılık oyunu
Çocukken oynardık. Bizim oralarda çayır çimen boldu, aralarına saklanır, sonra karşılıklı savaşa başlardık. “Dışınk dışınk” diye efektler yapardık. Bunları niye anlattım? “İpsiz Recep”in son bölümünde savaş sahnesini izleyince ister istemez, böyle bir anı aklıma geldi.
Recep ve adamları düşman karşısında... Tam dışınk dışınk durumu. Bu sahneleri çekmek öyle her babayiğidin harçı değil. Özel olarak bunu çekenler var. Tabii bir de işin maliyeti de var. Kadir İnanır elinde iki tabanca bir oraya bir buraya ateş ediyor. Nedense kurşun da gidip düşmana saplanıyor!
Mehmet Ali’de inciler bitmez
Evet “Binbir Gece” günümüz geldi çattı. Onur paçayı yırttı. Kerem’i vuran Eda ise şimdi de sapık dadı durumunda... Onur’u sorgulayan polis bizimkilere pek benzemiyordu. Daha çok Los Angeles polisini andırıyordu. Bennu bir ara yine çıldırdı... Kendini içkiye verdi. Çünkü bir zarf geldi. İçinden Kerem’in kol düğmesi çıktı. Eda hem aranıyor, hem de aynı zamanda, çalışmaya devam ediyor. Tam alkolden arınmışken Bennu, o kol dügmesi çıkınca zarftan tekrar başlıyor içmeye. “Ben Kerem’in hayalindeki ikinci kadın olmaya razıydım” derken ikinci kadın da olmadığının altını çiziyordu. Neyse daha sonra işler yoluna girdi biraz... İşte küçük ayrıntılar:
Kerem gözlerini nihayet açtı
Kerem bu bölümde gözlerini açtı. Ben daha geç uyanır diye düşünmüştün. Neyse fazla uzatmadılar. Bennu başındaydı onun. Kerem bir Türk erkeğine yakışan cümleyi Bennu’ya söyledi; “Bennu boşanmak istiyorsan, bunu anlayışla karşılayabilirim”... Bak bak...
Eda bakıcı oldu
Kesin Amerikan filmlerinden apartma. Eda peruk takmış ve bir evde bakıcılık yapıyor. Tabii kötü ve sapık bakıcı. Çocuğu fena halde hırpalıyor. Amacı bu evi soyup kaçmak. Ve onu da yapıyor.
Ali Kemal tufaya geliyor
Ali Kemal’in kafası zaten
Onur’u sorgulayan polis bizimkilere pek benzemiyordu. Daha çok Los Angeles polisini andırıyordu. Bennu bir ara yine çıldırdı... Kendini içkiye verdi. Çünkü bir zarf geldi. İçinden Kerem’in kol düğmesi çıktı. Eda hem aranıyor, hem de aynı zamanda, çalışmaya devam ediyor. Tam alkolden arınmışken Bennu, o kol dügmesi çıkınca zarftan tekrar başlıyor içmeye. “Ben Kerem’in hayalindeki ikinci kadın olmaya razıydım” derken ikinci kadın da olmadığının altını çiziyordu. Neyse daha sonra işler yoluna girdi biraz... İşte küçük ayrıntılar:
Kerem gözlerini nihayet açtı
Kerem bu bölümde gözlerini açtı. Ben daha geç uyanır diye düşünmüştün. Neyse fazla uzatmadılar. Bennu başındaydı onun. Kerem bir Türk erkeğine yakışan cümleyi Bennu’ya söyledi; “Bennu boşanmak istiyorsan, bunu anlayışla karşılayabilirim”... Bak bak...
Eda bakıcı oldu
Kesin Amerikan filmlerinden apartma. Eda peruk takmış ve bir evde bakıcılık yapıyor. Tabii kötü ve sapık bakıcı. Çocuğu fena halde hırpalıyor. Amacı bu evi soyup kaçmak. Ve onu da yapıyor.
Ali Kemal tufaya geliyor
Ali Kemal’in kafası zaten dizinin başından beri basmıyor. Bir halt edemedi. Ne hatun olayında ne işte... Şimdi de iki uyanık bunu bulmuş.
Meğer boyanmış. Beyaz renk atılmış üstüne. Öyle dururdu. Sonra Kanal D’nin Steinway’i ile tanıştım.
Romina vardı bir zamanlar... Canlı yayında, Ahmet Çelenk yönetmendi... Orada çalmıştım. Sonra bizim buraya geldi Kanal D....
Nöbetçi piyano
O piyano da geldi. Bir çalındı, bir üstü örtüldü. Beyazıt Öztürk ve yanılmıyorsam Okan Bayülgen’in şovunda da yer aldı. Nöbetçi eczane gibiydi Steinway... Hâlâ durur...
Şevket Uğurluer
TRT’de bir piyano vardı. Arı Stüdyosu’da. Çalma mutluluğuna erişmiştim. Ama garipti rengi. Beyazdı. Meğer boyanmış. Beyaz renk atılmış üstüne. Öyle dururdu. Sonra Kanal D’nin Steinway’i ile tanıştım.
Romina vardı bir zamanlar... Canlı yayında, Ahmet Çelenk yönetmendi... Orada çalmıştım. Sonra bizim buraya geldi Kanal D....
Nöbetçi piyano
O piyano da geldi. Bir çalındı, bir üstü örtüldü. Beyazıt Öztürk ve yanılmıyorsam Okan Bayülgen’in şovunda da yer aldı. Nöbetçi eczane gibiydi Steinway... Hâlâ durur...
Şevket Uğurluer
Çılbır gibi hatunlar
Mehmet Ali Erbil’in sarışınları... Sorumuz çılbır. Didem günde sekiz gazete okuyor ve Marilyn Monroe’ya benziyormuş. Valla baktım da, Monreo’ya benzer yanı da yok hani. “Yoğurtlu yumurta” diyeni de vardı... “Çılbır deyip geçmeyin” derken Mehmet Ali Erbil, kızlar bir türlü bilemediler gerçekten.
Eh doğrudur, evlerimizde yapılan bir yemek olmaktan çıkmıştır çılbır. Rahmetli ninem yapardı. Düşünün aradan ne kadar zaman geçti, karşıma bu yarışmada çıktı.
Kolbastı
Son zamanların önemli olayı. Gerçi Trabzonspor şu sıralar pek oynayamıyor, ama olsun! TV8’de “Comedya” programı şu sıralar hani komedi olarak elle tutabilece-ğimiz ender programlardan. Güneri Cıvaoğlu’na kolbastıyı oynattı Yavuz kardeş. Bu kadar hoş olur yani.
Neşeli mi desem, trajiko-mik mi? Ama yeknesak giden bir hâl var. Açınca hep kaldığı yerden devam eden bir dünya...
Çılbır gibi hatunlar
Mehmet Ali Erbil’in sarışınları... Sorumuz çılbır. Didem günde sekiz gazete okuyor ve Marilyn Monroe’ya benziyormuş. Valla baktım da, Monreo’ya benzer yanı da yok hani. “Yoğurtlu yumurta” diyeni de vardı... “Çılbır deyip geçmeyin” derken Mehmet Ali Erbil, kızlar bir türlü bilemediler gerçekten.
Eh doğrudur, evlerimizde yapılan bir yemek olmaktan çıkmıştır çılbır. Rahmetli ninem yapardı. Düşünün aradan ne kadar zaman geçti, karşıma bu yarışmada çıktı.
Kolbastı