Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TRT 1’de Tayfun Talipoğlu “Nasılsınız?”da son zamanların flaş konusu reytingi konuklarıyla tartıştı. Bir de bir kaset yayımlandı. TRT daha önce denek olmuş ya da şu anda da denek olanların evlerine gitmiş. Biri isim vererek, yapımcıları ve program sunucusunun ciple geldiklerini, hediyeler vaad ettiklerini söyledi. Bir denek evinde bulunamadı. Yani o sırada televizyon izlemesi lazım! Tam rezalet! Ama isterseniz 5 bin yapın, vallahi bu iş değişmez. Yani bizim insanımız meraklıdır hediyeye iş oradan başlıyor galiba... 

Sezon başladı 9, 10, 11!

Sürpriz bir konuk vardı. Ağzı reytinglerden yanan ve bunu programında sürekli dile getiren, İbrahim Tatlıses... “Sezon başladı, benim reyting 9, 10, 11 hatta 19 oldu” derken isyan ediyordu.
Kaset savcılığa verilmeli
İbrahim Tatlıses, Can Tanrıyar, Sinan Çetin ve TRT Ankara Müdürü Kürşat Öztürk, savcılığın olaya el koymasını istedi. Ve TRT’nin çektiği kasedin derhal savcılığa suç delili olarak verilmesi istendi. 

Yerli malı kutumuz var!

Gecenin kuşkusuz en ilginç olayı senarist yazar Münir Karataş’ın iddiasıydı. Karataş bugün TÜBİTAK’ta şu an deneklerin evlerinde bulunan ölçüm kutularından çok daha gelişmiş ve bu tür oyunları kesin ortadan kaldıracak bir projenin gerçekleştiğini söyledi. Bunu 2006’da yaptıklarını da ekledi. Ali Atıf Bir “zakkum” örneğini vererek bir yerde pek önemsemediğini ima etti. Ama daha enteresan bir olay daha çıktı ortaya. Meğer Ali Bey ile Münir Bey bu konuyu konuşmuşlar. Reyting kongresine para karşılığı çıkarabilecekleri söylenmiş. Para da iyi para hani 400 bin dolar. Test etmişler bir de.
Şimdi yani Nielsen çokuluslu olayı varken, yedirirler mi adama? Tam bunları anlatırken, Tatlıses “Banane aletten, maya bozuk maya” diye çıkıştı. Yerli malı kutumuz var, onu da yaptık, ama maya bozuk olunca kutu ne yapsın!

Bazı gerçekler

Sinan Çetin söyledi “Bu sisteme güvenmemiz lazım. Ürünü iyi yap. Üçkağıtçılık savcılık işidir” derken, şikayet edenlerin bir yerde reytingle başarısızlıklarının altına sığındıklarını ima etti.
Televizyon İzleme Araştırma Komitesi’nde (TİAK) yapımcıların olmaması eleştirildi. Ali Atıf Bir “Reyting araştırması reklam araştırmasıdır” dedi ki bu hep gözardı edilen bir gerçekti. Yine Bir, reklam pastasının yaklaşık yüzde 50’sini tutan aralarında çokuluslu firmaların bulunduğu ekibin reklam verme konusunda ikna edilmesi gerçeğini çizdi. 2510 denek az bulundu...
Bu arada tabii tam “alaturka” bir olay oldu. Ki bu aslında yabancısı olmadığımız bir durumdu; Sinan Çetin “abi işim var” diyerek gitti. Daha önce söylemiş. “Tamam yaa, sen gel bi on dakika görün” ısrarcılığı ile “işim var demiştim” kolaycılığı, eşittir Türk insanı!