Adettir, dizinin ilk bölümü yayınlandığında, toplanıp yemek yenilir ve dev ekranda yayınlanan bölüm seyredilir. TRT’nin yeni dizisi “Zoraki Başkan”ın ekibi ilk bölümü Kuruçeşme’de Ocakbaşı Restoran’ın üst katında izledi. Yemek denince de böyle ziyafet sofrası gelmesin aklınıza, meze tabağı verilir mesela (bir süre sonra bulamaç halini alır her şey birbirine karışır), ara sıcak (bir tane sosis gördüm daha doğrusu garson ufak sosis dilimlerini kavrayamayınca bir tane ile geçiştirdi beni) bir de ana yemek vardır. Şimdi uzaktan “daha ne istiyorsun” dediğinizi duyuyor gibiyim ama öyle değil.
Çekimler Sinop’ta yapıldı, eh millet artık aile gibi olmuş. Bana ailenin dışından biri gibi bakıldı sanki... Normaldir. Bir köşeye oturdum. Ahmet Uğurlu geldi yanıma onunla sohbete başladık.
Ve işte aylardır süren çalışmaların ve tatsız olayların ardından, dizimiz ekranda. Yemekler bırakıldı, her arkadaş kendini görünce “Ay nasıl olmuş” şeklinde. Tabii kendini seyretmek olayı bende hep garip olmuştur. Kendi sahnelerinin dışındaki roller içinde yorum yapıyorlardır kesin. Çekememezlik vs. olayları mutlaka vardır. Başrol ile az rolü olanın arasında vardır; “Şuna bak ben bunun feriştahını oynarım, ama pazarlamasını bilmiyoruz” gibisinden mesela.
Tabii ben tarafsız bölge olarak diziyi izliyorum. Onlar diziden çok, kendi bölümleri nasıl olmuş onu takip ediyorlar gibime geldi. 60 dakika oynadı dizi. Sanırım haftaya 57’lere inecekmiş. Gayet de iyi oluyor yani. Az ve öz reklam da girdi. Kıvamında bitti... Bir alkış koptu. Millet memnun. Birbirlerini tebrik edenler falan. Ahmet Uğurlu’nun eşini oynayan Emel Müftüoğlu da partnerine sarıldı; kalanlar kaldı, gidenler mutlu mesut ayrıldılar.
Ama tabii şimdi ne olacak? Reyting durumu. TRT’nin sloganı “2’den şaşma”. Yüzde iki aldın mı ohhh, için rahat olsun. “Zoraki Başkan”ın da derdi bu yüzde iki yani.
Peki dizi nasıl?
İlk bölümde tanıtım faslı vardı. Her karakteri vermek istediklerini, bu nedenle ilk bölümde bunun olağan karşılanması gerektiğini, ilerleyen bölümlerde daha hareketli olacağını söylediler. Benim bir de üzerinde durduğum konu şu; Hani küçük roller var ya, öyle yan roller de değil. Orada oynayanların bile dizinin gidişatında önemli rolleri var. Bu dizide mesela başrollerin dışındaki sahnelerdeki oyuncuları, zayıf buldum ben.
Ama müzikler bir harika. Bir komedi dizisi için müzik böyle yapılır. “Yansımalar” farkı diyeyim.