Fethullah Gülen, “Kırık Testi” başlıklı Mehtap TV’de yayınlanan son konuşmasında “Şubat Soğuğu” adlı diziden bahsetti.
Gülen, dizide Türkiye’de istikrardan, Müslümanların başarısından, huzurdan hoşlanmayanların bulunduğuna dikkat çekti! Bu dizinin kodları ilginç.
Ergenekon’dan önce bu dizi yayındaydı. Bu diziyle ilgili yazım 2005 yılında şöyleydi;
“Şubat Soğuğu” dizisinde “Cemiyet”in başkanının odasında baş köşede Mona Lisa tablosunun yer alması bir tesadüf mü? Bu eser Leonardo Da Vinci’ye ait. Dan Brown’ın “Da Vinci Şifresi” kitabına göre Da Vinci “Tapınak Şövalyeleri” tarikatına üye bir isim. Bu tarikat orta çağda büyük güce sahip olmuş, daha sonra kilise tarafından yasaklanmış. Bir iddiaya göre de “Tapınak Şövalyeleri” tarikatı gizliden gizliye bugün “Masonluk” adı altında yaşıyor.
Bu dizide “Cemiyet”in Türkiye’nin altını oyan bir örgüt olduğu vurgulanıyor. Mona Lisa, Da Vinci’nin en ünlü eseri. Da Vinci tarikat üyesi, bu tarikat günümüzün “Mason” örgütlenmesinde yaşıyor iddiası ve Türkiye’yi bölmeye çalışan bir “Cemiyet”, bu örgütün de Müslümanların aleyhine çalışan bir örgüt olması. Mona Lisa orada tesadüfen durmuyor yani!
Dizideki karakterler hayali!
“Bu dizide yer alanların gerçek hayatla ilgileri yoktur” ibaresi galiba Gülen açıklamasıyla çürümüş oluyor. Dizi çalışılmış, uğraşılmış bir yapımdı. Bugüne göndermeler yer alan ve karakterleri özenle (!) seçilmiş bir diziydi. Suzan Saygıner (Lale Oraloğlu) doğudaki çocuklara eğitim sağlamak için uğraşan bir kişi! Propaganda da diziye monte değilmiş!
Misyonerlik olayı ne tesadüf! Dizimizde Tahir Mutlu var. Kenan Bal oynuyordu. Tahir Mutlu öğretmenlikten istifa ediyor. Gülen de devletten emekli. Tahir Mutlu gazetelerde yazılar yazan, makale yazarı olan, kitapları olan biridir, Fethullah Gülen aynı şekilde dergilere yazı yazan, kitapları olan biridir.
Tahir Mutlu işadamı İhsan Sönmez ve Aydın Bolca ile okullar açıyor. Gerçek hayatta bu okullar bazı işadamlarının yardımıyla birçok ülkede açılmıştır. Gülen bu diziye tesadüf eseri gönderme yapmamıştır!
Bir yeraltı kanalı
Evet aynen öyle. Cine5 şimdi TMSF’nin kontrolünde. Eski Star binasının olduğu yerde. “Konuşarock” Umut Kuzey’in klasiği olmuş artık. Konser gibi. Bulutsuzluk Özlemi olarak ilk programında çaldık.
Gece korkunç bir görüntüsü var. Star Gazetesi taşınmış, koca bina sanki bir külçe. Kanalın girişi belli değil. Bir Doğu Berlin havası var. Birden içeri girince bir başka hayat başlıyor. Sanki o insanlar orada yıllardır yaşıyor ve hayatları orada geçiyor gibi.
O şatafatlı ışıklı günlerini hatırlıyorum. Şimdi sessiz. Bir bekçi var girişte. Bir iki araba. Dışarıdan bakınca tek tük ışık var. Orwell’in “1984” romanı gibi...