Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gerçekten bu telefon bağlantılarının en çok yapıldığı ülke televizyonları sanırım bizde. Haber kanalları sabah akşam telefon bağlantısında. Yarışma programlarına telefon bağlanıyor. Kadın programlarına telefon bağlanıyor. Telefon bağlanmayan kanal yok gibi. Telefon bağlanmanın mecburiyetleri var tabii ki. BBC’nin muhabiri Kudüs’ten örneğin bağlanır. Adamın bir de görüntüsü vardır yan tarafta.
Ama bu bağlantılar doğum uzmanı, siyasetçi, kafası bozulan, siniri tepesine çıkan, “Söz hakkı istiyoruum laaan” diyen, kafa bulan şeklinde uzarsa ortaya bizdeki gibi garip bir durum çıkar.

Canlı bağlanan ile stüdyoda olan

Tartışma programlarındaki en büyük anlamsızlık budur. Üç konuk ekranda tartışırken bir dördüncü telefonla bağlanır. Öyle bir zaman gelir ki telefondaki konuk laf yetiştiremez olur.
Stüdyodaki üç konuğun, mesela telefondaki çok yakın tanıdıkları meslektaşı da olsa onu dinleyecek ne zamanları ne de saygıları vardır. Bu durumda dördüncü; görünmeyen ve sadece sesi duyulan telefon konuğu, oturduğu yerde çıldırmaya başlar. Evdekiler sakin sakin konuşan aile reisinin birden sesini yükselttiği hatta dalaşmaya başladığına şaşkınlıka şahit olur. Genelde bilimadamı modundaki ve saygın bir ismi olan kişi, bu sayede karizmayı da yerlere sermek durumunda kalır.
Benden tavsiye, sizleri bir televizyon kanalından arayıp, “Görüşlerinizi almak istiyoruz” dediklerinde çok önemli bir kişi olduğunuzu zannedip “tamam” demeyin. Sonra başınız fena halde belaya girebilir.

‘Cevap hakkı doğdu’ tuzağı!
Aaa, bir de tabii ki bu var. Daha çok futbol programlarında olur bunlar. Çünkü bu alem daha heyecanlıdır. Hemen başkan dayanamaz telefona sarılır. Mesela bir restoranda balık filan böyle muhabbet sırasında cep telefonu çalar; “Başkanım .... programda size saldırdılar” diye bir ses gelir.
Haydaaa. Başkanın yüzü kızarır, bozarır. “Bulun şu .....” diye bağırmaya başlar. Ve ondan sonra olan olur. Cevap hakkı aslında bir tuzaktır. Programın reytingini yükseltmek için atılmış bir oltadır. Ama buna da gelmeyen yoktur!

Mustafa yine çapkın!

Malum “Bir Bulut Olsam”da olay olmadan olmaz. Bu olaylar da Mustafa’nın “çapkınlığı”dır. Bu çapkınlık alan dar olduğu için Bahar ile sınırlıdır! Nitekim son bölümde Mustafa, cipinde yine şehvet dolu bakışlarla ve erotik bir hareketle (ayakkabısını Bahar’ın eteğinin altından hafifçe değdirerek!) ve de sonra koltuğu arkaya yaslayarak olaya girmiştir.
RTÜK’ten ağzı yandığı için dizimiz, sadece biz hafiften seslerini duyduk, kamera olay yerinden uzaklaştı...