Avesta ve Zerdüşt üzerine

22 Mayıs 2022

Gençlik yıllarımda okuduğum kitaplardan biri de Friedrich Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” isimli eseriydi. Daha önceki bir yazımda da belirtmeye çalıştığım gibi gerçekte ne söylemek istediğini anlamakta güçlük çekmiştim, daha sonraları aynı kitabı tekrar tekrar okudum ve hayatıma yön veren bazı düşüncelerin gerçekleşmesine faydası dokundu. Daha sonra Voltaire’in “Zadig” isimli hikâyesini okudum ve bunca kişinin ilgisini çeken Zerdüşt kimdir, diye merak ettim ve araştırmaya başladım.  

Zerdüşt ve onun cemaatini oluşturan Zerdüşiler çoğunlukla Mecusiler diye anılmakta olup, büyük bir kısmı İskender’in Asya seferi sırasında yok edilen “Avesta” isimli kitabın Zerdüşt Peygamber’e vahiy yoluyla tebliğ edildiğine inanan çok eski bir cemaattir.  

Hac Suresi’nin on yedinci ayetinde “Gerçek şu ki, Yahudi inancına bağlı olanlar ve Sâbîler, Hıristiyanlar ve Mecusîler ve bir de Allah’tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yakıştıranlar

Yazının Devamı

İran’ın kültür birikimi

21 Mayıs 2022

İran gerçekten gezilmesi, gezmeden önce bilgi sahibi olunması gereken bir ülke. Edebiyatçıları, şairleri, mimarları, hükümdarları ve elbette bütün bu kişilerin ortaya çıkmasını sağlayan yöneticileri ve kültür birikimiyle günümüz yaşamına ilham veriyor.

2005 yılı Mayıs ayı içinde sevgili dostum mimar Engin Yenal ile yirmi gün süren bir İran seyahati yapmıştık. Tebriz’den başlayarak, otomobille Zincan, Sultaniye ve Kazvin’i gezerek beş günde Tahran’a geldik, doğrusu Tahran bizi fazla cezbetmedi, oldukça yeni bir şehirdi ve fazlaca kalabalıktı. Ertesi gün Meşhed’e uçtuk, üç gün kalmayı düşündüğümüz bu şehir de bizi hayal kırıklığına uğrattı. Bir gece kaldık ve tekrar Tahran’a döndük. Geceyi havaalanında sohbet ederek geçirdik ve sabahın erken saatlerinde İsfahan’a uçtuk. Gençlik yıllarımdan beri görmeyi çok istediğim bu şehri altmış yaşımda görmek nasip oldu. 

Chehl Sütun, Farsça “Kırk Sütun” anlamına

Yazının Devamı

Isaac Asimov ve insanlığın geleceği

15 Mayıs 2022

Geçen haftaki yazımda Isaac Asimov ve onun bilim kurgu romanlarından bahsetmiştim. 

Nereden aklına gelir de insanlığın binlerce yıl uzaktaki bir gelecekte yaşadığı serüvenlerden oluşan bir roman dizisi kurgular. Çeşitli güneş sistemleri, çok sayıda gezegen, insanlığın dünyadan uzaya açılışı, birinci dalganın oluşturduğu büyük bir uygarlık, dört yüz yıla yakın süren bir insan ömrü. Sonrası erişilen refah seviyesinin ve uzun ömrün getirdiği olumsuzluklar. Atılımın durması, yeni şeylere karşı merakın azalması, uzun ve sağlıklı bir ömür yaşama imkânına sahip insanların ataleti. Bu ataletin insanlığı yok oluşa doğru götürdüğünü fark eden bir kişinin, dünyada mahsur kalan ve giderek içine kapanan insanlık için yeni bir atılım gerçekleştirme çabaları. 

İnsanlık var oluşundan beri bilinmezi bilmek, yeni şeyler keşfetmek, yaşamını zenginleştirmek için çaba sarf eder. Elbette bu serüvenci ruh onun ister istemez bazı riskler üstlenmesine, keşif yolunda hayatını kaybetmesine yol açacaktır.

Yazının Devamı

Kaşıkçı Elması’yla ilgili hikâyeler

14 Mayıs 2022

Hazine Dairesi içinde büyükçe bir ahşap vitrin içinde çok sayıdaki mücevher ile birlikte teşhir edilen Kaşıkçı Elması gerektiği kadar fark edilmiyor, onca mücevher neredeyse tuğla büyüklüğündeki zümrütler arasında kayboluyordu. İlban Ağabey ve çelebi davranışlarıyla herkesin gönlünü fetheden Erol Çığırgan ile baş başa verip yeni bir sergileme vitrini bulduk

Topkapı Sarayı Hazinesi’nin en değerli objelerinden biri olan 86 karatlık Kaşıkçı Elması’nın (TSM H2/7610; 7x6 cm) XVII. yüzyılda, Sultan IV. Mehmed döneminde saray hazinesine alındığı kabul edilir. Defterdar Sarı Mehmed Paşa’nın XVIII. yüzyıl başında kaleme aldığı “Zübde-i Vekaiyât”ta ayrıntıları ile aktarılan öyküye göre; İstanbul’un Eğrikapı semtindeki mezbelelikte yuvarlakça bir taş bulunur. Bulan kişi taşı üç kaşık karşılığı bir kaşıkçıya satar. Taşı gören bir kuyumcu ise on akçeye satın alır ve bir arkadaşına gösterir. Taşın elmas olduğu ortaya çıkınca paylaşma konusunda

Yazının Devamı

Isaac Asimov

8 Mayıs 2022

Her tür kitabı büyük bir zevk ve merakla okumama karşın, bilim kurgu roman ve hikâyelerine özel bir meyilim vardır. Okuduğum bilim kurgu kitapları içinde en beğendiğim ve zaman zaman tekrar okuduğum tek yazar Isaac Asimov’dur. Kendi hayat hikâyesini anlattığı “I, Asimov / Ben, Asimov” isimli kitabında; “Bilimsel çalışmalarda beni en çok heyecanlandıran şey ‘buldum’ kelimesi değil, ‘burada çok tuhaf bir şey görüyorum’ cümlesidir” demektedir. Bilimsel çalışma ve heyecan, olmazsa olmaz iki kelime… 

Vakıf dizisi 

“Vakıf”, Asimov’un 1942-1992 yılları arasında yazdığı yedi kitaptan oluşan bir roman dizisidir. “Vakıf” serisinin ilk üç kitabı Hugo Komitesince 1966 yılında bir kereye mahsus olarak verilen “Gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu üçlemesi” ödülüne layık görülür. 

2 Ocak 1920 günü Smolensk, Rusya doğumlu yazar ailesi ile üç yaşında Amerika’ya göç eder. New York şehrine yerleşen Asimov ilk

Yazının Devamı

Yüceltilen çiçek

7 Mayıs 2022

Osmanlı İmparatorluğu’nda lale bir kült hâline dönüşür. Kitap sayfalarından cilt kapaklarına, mezar taşlarından çeşme süslemelerine, çinilerden kalem işlerine, alemlerden şamdanlara, kumaşlardan deri işlerine kadar geniş bir uygulama alanı bulur.

“Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül,

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül.”

Yahya Kemal

Konunun uzmanlarına göre ilk lale cinsleri, Pamir Dağları’nın çalılarla kaplı yamaçlarında ortaya çıkmış, bu dağların eteklerinde ve Tanrı Dağları’nın vadilerinde gelişip çeşitlenmiştir. Türk göçleriyle birlikte Anadolu’ya getirildiği konusunda bazı söylentiler varsa da Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde çok sayıda yabani lale türünün bulunduğu da bilinmektedir. “Lale” isminin kökeni Farsça’dır. Zambakgiller familyasından, mızrak şeklinde uzun yaprakları olan, çok yıllık soğanlı bir süs bitkisidir. Turhan Baytop, ülkemizde on sekiz kadar yabani lale

Yazının Devamı

Geçmişe ait bir hikâye

1 Mayıs 2022

1977 yılı Eylül ayı içinde bir gün dönemin Kültür Bakanı Avni Akyol beni aradı. Kendisiyle uzun bir süredir dostane münasebetimiz vardı. “Sinan, Bakanlığımın bazı problemli konuları var. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu diye bir kurum varmış, ziyaret edip onları dinlemek istiyorum, bana yardımcı ol.” dedi. Çoğu, hocalarımdan oluşan, bazı üyeleri ile de tanışıklığım olan bu kurulun nasıl çalıştığını, kimlerden oluştuğunu anlattım ve kendisinden rica ettim; “Avni Abi, bakan olsan da sen fazla bir şey söyleme, daha çok dinle, bunlar bildiğin gibi insanlar değil, çok sert mukabelede  bulunurlar, üzülürsün.”  

O zamanlar Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, günümüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin girişindeki sübyan mektebinde bulunuyordu. İki katlı olan bu binanın alt katında arşiv, iki odadan oluşan üst katında ise raportörler çalışıyor, kurul toplantıları yapılıyordu. 

‘Başkan nerede?’ 

Sayın Bakan ile arabadan indik, birkaç

Yazının Devamı

Erguvan üzerine

30 Nisan 2022

İstanbul Boğazı bahar aylarında kendine has bir renge bürünür. Kimi yeni yeşillenen kimiyse yaz kış yeşil olan ve yeşilin yüzlerce tonunu yansıtan yamaçlarda birdenbire erguvani renkler ortaya çıkar. Bahar aylarında ortaya çıkan bu büyüleyici görüntü eski İstanbullular veya İstanbul yaşantısını merak edenler için mutlaka izlenmesi gereken bir tabiat şölenidir

“Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu, Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar.”

Ziyâ Osman Sabâ

Anavatanı Akdeniz havzası ve Balkanlar olan ve bazı bölgelerde “Işık ağacı” olarak da bilinen “Erguvan ağacı”, gerçekte bir ağaç olmayıp, tek gövdeli, geniş taçlı ve kışın yapraklarını döken, çoğunlukla çalı görünümlü bir ağaççıktır. Latince ismi “Cercis Siliquastrum” olan bu bitkinin sülalesi ise “Baklagillerdir”. Erguvan genellikle dört beş metre boyuna kadar uzar, ancak bir ağaççık olmasına rağmen yerini beğenirse on metreye kadar boy atabilir. Narin

Yazının Devamı