Miras kime kalacak? (2)

Dünkü yazımda çocuklu dul hanımla evlenen bir beyin mirasının kime kalacağını yanıtlamış, çeşitli ihtimalleri değerlendirmiştim. Ancak biz hukukçuların sıkıntı çektiğimiz bir husus vardır. Uzun vadeli işlerde bugün bir çözüm sunarsınız, zaman içinde mevzuat değişir, dolayısı ile çözümünüz sonuçsuz kalır, bunun kabahati size yüklenir. İşte dünkü yanıtımda sona bıraktığım ihtimal de mevzuat değişikliği.
Biliyorsunuz bugünlerde Medeni Kanun değişikliği komisyonda görüşülüyor. Dolayısı ile miras konusunda yapılacak bir değişiklik, benim dün verdiğim yanıtın sonucunu da değiştirebilir. Zira değişikliğin pek emin ellerde olmadığı kanaatindeyim. Bakın bir - iki gün önceki gazete haberine göre, komşuluk hukukunda değişiklik yapılmış. Bugünkü duruma göre gürültü yapmak, duman, is yayan işler yapmak yasak. Yeni değişikliğe göre ise, yerel adetlere uygun gürültü yapmak serbest. Düşünebiliyor musunuz yerel adete göre üç gün, üç gece davullu zurnalı düğün serbest. Komşunuz beş davulcu bulmuş, üç gün bahçede düğün yapacak, yasa da buna izin verecek. Böyle kanun olur mu? Yasalar vatandaşın huzurunu bozmayı engeller ama şimdi çıkacak olanlar huzur bozanları koruyor. İşte bu nedenle çıkacak yasaların ehil ellerde olmadığı kanaatindeyim. Aile hukuku ile ilgili düzenlemeler de böyle gerçeklere ters düzenleniyor. Peki, öyleyse miras konuları niye gerçeklere ters düzenlenmesin? İşte bu endişe ile diyorum ki, bugün miras konularında verdiğim bilgiler yarın yasanın değişmesi sonucu hiç akla gelmedik bir hale dönüşebilir. Uzun vadeli işler için bu açıklamayı yapma ihtiyacını duydum haberiniz olsun. Zira yapılan değişikliklerin çoğunlukla ülke gerçekleri ve hukuk mantığı ile pek ilişkisi olmuyor, zaten bir kısmı da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliyor.