Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Son nüfus sayımına göre İstanbul'daki 0 - 18 yaş arası çocuk ve genç sayısı 3.5 milyon... Bir başka deyişle 10 milyonluk megaköyün yüzde 35'ini çocuk ve gençler oluşturuyor. Ama hala yüzde 48'i okuyamıyor. Bu özellikle varoşlardaki yoksulluk, göç, kız - erkek ayırımı gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Çocukların büyük bölümü çocukluklarını yaşamadan hayata atılıyor. Hem de pis ve sağlıksız ortamlarda...
       Ve ne yazık ki; 3.5 milyon çocuk ve genç, yaşamlarının en hareketli dönemlerinde oyun alanı, park, spor tesisi bulamıyor. Zeka geliştirici oyunlardan, araçlardan mahrum kalıyor. Nedeni malum; planlarda yeşil alan olarak gösterilen yerlerin dahi betonlaştırılması... Para hırsı... Kentte nefes alacak yer kalmadı. Şimdi ise yeşil derdine düştük.
       Gençlik Spor İl Müdürlüğü'nce İstanbul'daki spor tesislerini artırmaya yönelik '100 Gönüllü 100 Tesis' adlı proje de bunlardan birisi. Buna göre; spor tesisi yaptırmak isteyen işadamı ve firmalar spor için ayrılmış kamu arsaları üzerinde tesis yaptırmak için teşvik ediliyor... Nisan 2000 tarihi itibariyle 11 spor tesisinin bu yollarla yapımına başlanmış... Halen İstanbul'da spor kulüplerive spor il müdürlüğüne ait 22 çim, 66 toprak saha mevcut... Yani kampanya tutarsa gençlerin yüzü gülecek. Tabii; pamuk eller cebe girerse...

Doktorun çaresizliği

       Meryem Yıldırım (38)... Diş hekimi, 2 çocuk annesi... Nisan ayında yakalandığı illetin pençesinde eriyor... En acısı da hipokrat yemini eden meslektaşları parasız - torpilsiz bakmıyor. Yattığı Ankara Numune Hastanesi'nden taburcu ediliş nedeni de muayenehaneye gitmemek!..
       Eşinden ayrı yaşayan doktor Meryem, 'Sevk alırken ya muayenehane ücreti ödeyeceksiniz ya da bir milletvekili telefon edecek' diyor. Ve sevkini para ile yaptırdığını belirtiyor. Ama bunu; şikayet için değil, umudu kalmadığı için söylüyor. Nisan ayından bu yana tam 20 kilo kaybetmiş. 45 kiloya düşen doktor Meryem, şöyle konuşuyor:
       "Artık süreyi nasıl uzatabiliriz noktasındayım. Meslektaşlarıma sesimi duyuramadım. Hastaneye yatmanın da anlamı kalmadı. Sonuçta ben hekimim, neyin ne olduğuun biliyorum. Numune'ye yatmak istememdeki neden de belki yurt dışına gönderirler umuduydu. Bunu beklerken, MR dahi çekmeden çıkardılar. Tek nedeni 40 milyon liralık muayenehane ücreti ödememem. Sonuçta sadece çok üzgünüm. Hayata bağlar diye çalışmak istiyorum ama; gücüm yok. Hastalığım o kadar hızlı seyrediyor ki; canım çıktı çıkacak..."
       İstanbul - Ankara arasında hastane hastane koşturan doktor Meryem, şimdi Ankara'da bir arkadaşının muayenehane yapmak amacıyla kiraladığı boş dairede kalıyor. Aylardır ayrı kaldığı kızlarını da yanına getirtmiş.
       Ve son söz doktor Meryem'15 yaşındaki Pınar ile 13 yaşındaki Dilara'nın:
       "Sizin anneniz hasta olsa. Sağlık sektöründe yaşadıkları bir televizyon kanalından haykırarak anlatılacak şeyler olsa. Bunu sadece bizler için ve diş hekimi olduğu için yapmasa ne yapardınız? Anneme nasıl yardım edelim?"

Servis mafyası

       Okullar kapandı ama; servis kavgası bitmedi. Daha şimdiden 2000 - 2001 öğretim yılında öğrenci taşımacılığını kim yapacak tartışması başladı. Sadece büro tutup, tek bir telefon - faksla milyarlar götüren şirketler olduğu öne sürülüyor. Mafya kanunlarının geçerli olduğu iddia ediliyor. Servis emekçileri adına mesaj yollayan bir okurumuz (adı bizde saklı) şöyle diyor:
       "Hizmet, ayakta kalmaya çalışan esnafın elinden alınıp, bu işi yapmaya vesikası olmayan kişi ve kurumlara ihale edilmeye çalışılıyor. Tek aracı dahi olmayan kişiler, araç başı en az yüzde 40 komisyon alarak ekmeğimize ortak ediliyor. Uygulama okul yönetimlerini zan altında kalmasını önlemek için yapılıyormuş gibi görünsede yapılan siyasi ve mafya baskıları ile okul yönetimleri daha zor durumda bırakılıyor. Ne yazık ki; milyonlarca veli de bu durumu bilmiyor..."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr