Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye hayali ihracat iddialarıyla sarsılıyor. Gaziantep'te paraşüt, İzmir'de balina operasyonları, güneyde ise (Mersin - İskenderun) akaryakıt vurgunu. Yine trilyonlar hortumlanmış, üç - beş uyanık köşeyi dönmüş. Olayın boyutunun kamuoyuna yansıyandan daha büyük olduğunu belirten gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, akaryakıt vurgununda 300 tankerle ilgili yasal işlemin sürdüğünü söylüyor. Mahkemeleri sonuçlanan 40'ına da devlet el koymuş...
Eskiden hayali ihracat denildi mi, iş gümrüklerde biterdi. Kırpıntı mallar, deri ya da tekstil ürünü gibi yurtdışına çıkarılırdı. Şimdi işin boyutu gelişti, sahtekarlar gümrüğe dahi gerek duymuyor. Sahte belge, mühürle işi bitiriyor. Öyle tezgah kurulmuş ki; devlet adına yetki kullanan yeminli mali müşavirlerden bazıları da zan altında.

Gözler gümrüklerde

İzmir'deki operasyonun mesajını çok önceden verdiklerini belirten Mehmet Keçeciler, 'Bizim de 15 milyon dolarlık başka bir operasyonumuz var. Konu hayali ihracat olunca ucu gümrüklere dokunuyor ama; iş o kadarla bitmiyor' diyor. Vergi iade ödemesi yapmadan önce gümrüklere sorulması gerektiğini vurgulayan Keçeciler, şunları söylüyor:
"Bu sefer sorulmamış. Bu da belgeyi düzenleyenin yeminli mali müşavir olmasından kaynaklanabilir. Çünkü yeminli mali müşavir devlet adına hareket ediyor. Sahteyi araştırmak mali müşavirin görevi ama sahtekarlığı yapan o olunca iş karışmış."
Gümrükçü masum mu? Keçeciler, gözaltına ya da açığa alınan gümrükçüler olduğunu vurgulayarak, şöyle diyor:
"Çıktı gibi göstermek gümrükçünün hatası. Yalnız çoğunun gümrükten geçtiğine dair belge yok. Örneğin; son olayda 11 ülkeye yapılan ihracatın 22 milyon dolar olduğu söyleniyor. Ama kayıtlarda 18 milyon dolar görünüyor. 4 milyon dolarlık bölüm tamamen sahte belgeli. Bir de gümrükçü neden bakmamış diyorlar. Türkiye'ye yılda 2 milyon TIR giriş - çıkışı var. Hepsini kontrol etmeye kalksak kuyruk Viyana'ya dayanır."
O halde bakılmıyor?
"Bakılmaz mı, risk analizine göre çalışılıyor. Örneğin ona bir, yediye bir gibi... Yedi araç geçiyor, biri aranıyor. Yoksa yedisini de ararsan yetişmez. İhracat - ithalat etkilenir. Ayrıca ihbar ve sakıncalı firmaların listesi var, onlar sürekli aranır. Paraşüt operasyonundan sonra her araç aranmaya başlayınca, işadamlarından gelen şikayetler ayyuka çıktı. Eskiden yarım saatte geçen TIR, şimdi 24 saatte geçiyor diyorlar."

TIR'lar takipte

Gümrüklerle ilgili ihbarların, soruşturmaların sürekli olduğunu da belirten Keçeciler, şöyle devam ediyor:
"Örneğin; Nahcıvan'a transit akaryakıt ihracatı yaptığını iddia eden 300 TIR'la ilgili yasal işlemler devam ediyor. 40'ının mahkemesini kazandık, 1918 sayılı Kaçakçılık Yasası uyarınca TIR'lar devletleştirildi. Aynı plakalı TIR, aynı şoför bir gün arayla hem Mersin'den hem de İskenderun'dan Nahcıvan'a akaryakıt götürmüş görünüyor. Elimizde böyle somut deliller var. Ve bu işi yapan 13 - 14 firma, hepsi de belli..."
TIR'lar takipte ama kaçak akaryakıt girişi sürüyor. Bu kez kara değil deniz yolu kullanılıyor. Bir de sınır ticareti adı altında girenler var. Sözüm ona yapıldığı ilin ihtiyacına yönelik ama; İstanbul - Ankara'da tüketiliyor. Ve bazı istasyonlar alenen ucuz mazot satıyor...
Özetle; daha işin başındayız. Dileriz sonu gelir!.. Çünkü biz yıllardır aynı yöntemle soyuluyoruz...

Bu seslere kulak ver

. "Her geçen gün yetkileri adeta tırpanlanırcasına azaltılan, kamu kurum ve kuruluşlarında görev - yetki ve sorumluluklardan yoksun, özel sektörde angarya işlerde görevlendirilen, vasıfsız eleman konumuna itilen teknikerler her platformda tepkilerini dile getirmekte, ancak yanıt verecek makam bulamamaktadır." Neşat KARACAİR

. "Sarp sınır kapısından turist olarak kabul edilen yabancılar, 15 kilometre uzaklıktaki turistik tesislerde konaklayınca suç oluyor. Yemek yiyenler dahi polis tarafından toplanıp sudan bahanelerle sınır dışı ediliyor. Türk vatandaşları da 'neden geldin' diye sorgulanıyor. Düşen kapasitemiz turizme darbe değil mi?" Osman TERZİ

. "1986 yılında Çevremiz gazetesiyle başlayan 1989'da kuruluşu kabul edilen derneğimizin ilke ve amaçları doğrultusunda tam yolla Marmara'nın incilerinin doğasını, ormanını, mimari yapısını, sanatını, sanatçısını, kültürünü baskı ve sindirmelere kulak asmadan, tüm ada severlerimizle korumaya, tanıtmaya devam edeceğiz." Perihan ERGUN



Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr