Koronavirüsün pik noktası yakın mı?

13 Nisan 2020

Koronavirüsün yayılma hızını kesmek amacıyla hafta sonu uygulanan 48 saatlik sokağa çıkma yasağı ve yasak öncesi iki saatlik zaman dilimindeki şok görüntülerin olumlu ya da olumsuz etkileri önümüzdeki günlerde anlaşılacak. Şu anki veriler ise vaka sayısının, test sayısındaki artışla birlikte öngörülebilir düzeyde arttığı yönünde. Hatta son 10 günlük istatistiklere göre günlük test ve vaka oranı yüzde 15 ile 20 arasında aşağı yukarı sabitlenmiş gibi. Aynı durum günlük ölüm oranı içinde geçerli. O da yüzde 2-2,15’lerde. Yani alınan tedbirlerle şu an itibarıyla iyi bir trend yakalanmış görünüyor ve verilerin böyle seyretmesi durumunda Türkiye’nin virüsle mücadelede önemli bir mesafe alması söz konusu ki bu konuda yapılan araştırmalar da var. Örneğin koronavirüsün mart ayındaki yayılım hızına ve alınan önlemlere bakarak ‘Ne olacak?’ sorusuna cevap niteliğinde 3 farklı senaryo hazırlayan ve nisan ayındaki gelişmelerle de bunu revize eden

Yazının Devamı

Kovid-19 sonrasında immun belgeli dönem

11 Nisan 2020

Dünyayı sarsan korona-virüs ile ilgili en çok merak edilen konu, salgının ne zaman biteceği ve hayatın ne zaman normale döneceği... Buna şu an itibarıyla kimsenin vereceği net bir yanıt yok. Aşı ve ilaç konularında umut verici haberler, gelişmeler var ama bunların da belli bir zaman alacağı açık. Yani koronavirüsün kökünü kazımak uzun sürecek dünyada da ülkemizde de... O nedenle de ülkeler salgınla uğraşırken bir yandan da hızla normal yaşama geçiş planlamaları yapıyorlar. Hatta virüs dünyada yayılmaya ve can almaya devam ederken şimdiye kadar aldıkları sıkı tedbirleri gevşeteceklerini açıklayan bazı ülkeler de var. Dolayısıyla, böyle bir sürece ilişkin de farklı öngörüler söz konusu. Özellikle de virüse bağışıklığı olanların dünyada ön plana çıkacağı üzerine. Örneğin dün konuştuğum bilim ve iş dünyasından birçok ismin kesiştiği ortak nokta şuydu:

“Mesela Londra Borsası, New York Borsası açılacak mı? Burada, kim nasıl işlem yapacak? Borsalar tıkış tıkıştır, buraya kimleri

Yazının Devamı

Bin bir suratlı koronavirüs

9 Nisan 2020

Tüm dünya koronavirüs salgınına karşı büyük bir mücadele yürütürken bilim insanları da virüsün RNA’sı ve yayılım özelliklerine odaklanmış durumda. Bu bağlamda da dedektif gibi iz sürerek hangi ülkelere nasıl yayıldı, ne kadar mutasyona uğradı, ülkeler arasında virüsün etkileri açısından farklılıklar var mı gibi birçok soruya yanıt arıyorlar. Çünkü bu konuda değişik örnekler söz konusu. Hem virüsün hedef kitlesi hem de semptomları ve sonuçları açısından. Nitekim Sağlık Bakanı da son açıklamasında “Çin’den gelen ilk veriler sadece daha çok yaşlıları tutan bir hastalık gibi izlenim bırakmıştı. Şu anda her yaşta olağanüstü bir hızla bulaşabilen bir virüsle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz” sözleriyle bu noktaya dikkat çekti. Dolayısıyla da salgının başladığı ilk günlerde koronavirüsle ırkların genleri arasındaki bağlantı tartışmaları gibi şimdilerde de virüsün yayıldığı ülkelere göre değişen formuna, çeşitlerine dönük

Yazının Devamı

DSÖ müdahalede neden geç kaldı?

6 Nisan 2020

Koronavirüsü salgınıyla mücadelede ABD ve AB ülkelerinin çöken sağlık sistemleri kadar Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün müdahalede neden geç kaldığı da tartışılıyor… Özellikle de Kovid-19 salgınının henüz dünyaya yayılmadığı 23 Ocak’ta hastalığın “küresel salgın” olarak ilan edilmesi çağrılarını reddetmesi nedeniyle… Bu bağlamda ürkütücü iddia da şu:

Çin’in üretimi ve ticareti etkilenmesin diye bilinçli olarak pandemi ilan edilmedi...

Yani tüm dünyanın sağlığından sorumluyum diyen DSÖ Çin’in ekonomik çıkarları için insanları feda etti. Dolayısıyla DSÖ’nün Etiyopyalı Başkanı’nın güvenilirliği de hedefte. Nitekim bu konuda Japonya Başbakan Yardımcısı’nın “DSÖ Dünya Sağlık Örgütü mü yoksa Çin Sağlık Örgütü müdür?” gibisinden eleştirileri de oldu. Yine birçok ülke ve kuruluştan da tepki geldi. Gerçekten olabilir mi? DSÖ böyle bir

Yazının Devamı

ABD ve Çin’in virüs savaşı

4 Nisan 2020

Koronavirüs salgını tüm dünyayı kasıp kavururken, bir yandan da ABD ile Çin arasında “Sen yaydın” kavgası, daha doğrusu savaşı sürüyor. ABD, virüsü Çin’in silah olarak ürettiğini, ancak zamanı gelmeden Vuhan’daki Viroloji Enstitüsü’nden sızdığını ve ölümlere yol açtığını iddia ediyor. Bu bağlamda da Amerikalı avukatlar Çin hükümeti, Çin ordusu, Vuhan Viroloji Enstitüsü ile enstitü direktörü Shi Zhengli ve Çin Genelkurmay Başkanı Chen Wei’ye 20 trilyon dolarlık tazminat davası açtı. Suçlama da “Üretilen virüsün terörist amaçlı bir silah olarak kullanılması ve Amerikan halkında ölümlere sebebiyet vermesi.” ABD’nin açtığı bu davadan sonra diğer ülkelerin de benzer davaları açmasının gündeme gelebileceği, hatta bazı Avrupa ülkelerinde hazırlıkların başladığı da ileri sürülüyor. Bunlara karşılık, Çin ise Dünya Askeri Oyunları için Ekim 2019’da Vuhan’ı ziyaret eden ABD ordusu

Yazının Devamı

Kovid-19 kâbusunda iki ayrı Amerika!

2 Nisan 2020

Koronavirüs salgını dünyadaki tüm insanların yaşamını etkiledi. Bütün ülkeler bu korkunç virüsü etkisiz hale getirmek için seferber olmuş durumda. Ama bu ortak bir mücadele, dayanışmadan daha çok gemisini kurtaran kaptan havasında. Bu bağlamda da koronalı günlerde uluslararası arenada şaşırtan gelişmeler de yaşanıyor. Örneğin İtalya ile İspanya’nın yardım taleplerine NATO ve AB kayıtsız kalınca, destek veren ülkeler “düşman” pozisyonundaki Rusya, Çin ve Küba oldu. Tabii bir de her hal ve şartta her kim olursa olsun yardıma koşan “dost” ülke Türkiye. Yani AB ve kurumları krizle mücadelede yetersiz kaldı. NATO ise henüz virüsle mücadeleye aktif olarak katılmış değil. NATO’nun patronu ABD’nin durumu ise ortada. Bu yüzyılın en büyük küresel krizi olarak nitelenen koronavirüs ile mücadelede bırakın “küresel bir liderlik” göstermeyi, kendi ülkesi için bile çaresiz kalmış durumda. Ama bu arada da aynı virüse karşı savaş veren İran’a

Yazının Devamı

Dünyanın virüs sınavı

30 Mart 2020

Koronavirüs salgını dünya çapında milyonlarca insanın yaşam şeklini önemli ölçüde değiştirirken gelişmelerin uluslararası jeopolitik ve tek tek ülkelerin siyasi istikrarları üzerinde kalıcı izler bırakma olasılığı giderek artıyor… Özellikle de Çin’de salgın başladığında olayı ciddiye almayan ABD ve Avrupa ülkeleri açısından. Çünkü tehdidi algılayamadılar, dolayısıyla da önlem almakta geciktiler. Hem de ABD istihbarat teşkilatı CIA’nın aylar öncesinden uyarılarına rağmen…

Gelinen an itibarıyla da dünya genelinde vaka sayısı en yüksek ülke olan ABD koronavirüsün merkez üssü durumunda. ise kâbus sürüyor. Koronavirüsü kaynaklı ölümlerin sayısı 10 bini aştı. İspanya’da da hayatını kaybedenlerin sayısında ürkütücü bir artış var…

Ve hepsinde de sağlık sistemleri çökmüş durumda…

O nedenle de küresel virüs korkusu kadar ülkesel önlemler açısından siyasilerin de sorgulandığı bir süreç içindeyiz.

Yazının Devamı

Koronavirüsün tedavisi iyileşmiş hastanın kanı mı?

28 Mart 2020

Tüm dünyada hızla yayılmaya devam eden korona virüse karşı aşı veya spesifik tedavi yöntemleri henüz yok. Hastalığa iyi geldiği söylenen üç ayrı ilaç var ve bizde de kullanılıyor ama bunlar kesin olarak korona virüsü tedavi eden ilaçlar değil. Henüz deneme aşamasındalar. Dolayısıyla, şimdilik tedavilerde temel prensipler uygulanıyor. Hastanın bağışıklık sistemi virüsle mücadelesini yenene kadar vücut fonksiyonlarının işler halde tutulması, nefes desteği sağlanması gibi. Koronavirüse karşı ABD’deki çalışmalar ise Çin’de de uygulanan, hastalara iyileşenlerin kanında bulunan antikorların verilmesine yoğunlaşmış durumda. Yani “pasif antikor tedavisi” olarak adlandırılan ve uzun süredir bilinen, kullanılan, tıbbi yöntemin koronavirüsten kurtuluşun anahtarı olma durumu söz konusu. O nedenle de bu yönteme, kimlere nasıl uygulanabileceğine, etkilerine ve Türkiye’de de olabilirliğine odaklanmakta yarar. Aşı ve kan hücreleri üzerine yıllar öncesine uzanan birçok çalışması, hatta serum

Yazının Devamı