Yunanistan’ın mesajı hikâye hukuksuzluğu şahane!

14 Mayıs 2022

Yunanistan’ın hukukçu Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu Yunan devlet televizyonu ERT’ye verdiği son demecinde ne diyor? “Türkiye ile komşuyuz ve öyle kalacağız. Komşu komşuya muhtaçtır. İlişkilerimizin sakin olduğu çok uzun dönemler yaşadık. Buna karşı çok zor dönemler de oldu. Yunanistan diyalog istediğini söylemekle çok iyi ediyor.” Nerede söylüyor bunları? Ülkesinin 1947 Paris Antlaşması’na aykırı şekilde silahlandırdığı adalardaki gezisinde. Yani uluslararası hukuk gereği asla silahlandırılmaması gereken bir yerde. Dahası, bir de hiç utanmadan, sıkılmadan oradaki silahlı askerlerin arasında objektiflere, kameralara poz veriyor ve onlara övgü yağdırıyor. Üstelik bunu demecinin son bölümündeki şu sözlerle daha da pervasızlaştırıyor:

“Her çağdaş demokratik ülkede silahlı kuvvetlerin rolü gerekli savunmayı yapmaktır. Dilerim bu hiçbir zaman gerekmez. Son dönemlerde fazla önemli olmayan vesilelerle (2020 Oruç Reis krizi) silahlı kuvvetlerimizin hazırlılık durumunu gördük.

Yazının Devamı

Putin’den taktik mi süngüsü mü düştü?

12 Mayıs 2022

Rusya-Ukrayna savaşında gelinen durum anlamında Putin’in Ukrayna’yı işgale başlarken 21 Şubat 2022’de yaptığı Ulusa Sesleniş ile 9 Mayıs’taki son Zafer Günü konuşmaları arasındaki ince ayar ve özellikle ton farkı kritik önemde. Çünkü Putin,  Ulusa Sesleniş konuşmasında tarihte olup bitenlerden yola çıkarak, hatta tarihi çarpıtarak Ukrayna’yı işgal etmesine haklı gerekçeler ortaya koymaya çalışmıştı. Hem de oldukça saldırgan ve tehditkâr bir dille, tüm dünyaya meydan okuyarak. Son Zafer Günü konuşmasında ise farklı bir Putin görüntüsü ve söylem dozajı söz konusu. Şöyle ki Putin bu kez konuşmasında genellikle Rusya’yı, Rus halkını konsolide etmeye çalıştı. “Bizim topraklarımızı korumak için önleyici taarruz yaptık. Biz buna mecburduk” diyerek hem işgali ‘haklı savaş’ çerçevesine oturtmaya hem de verdikleri ağır kayıpların, zayiatın mantalitesini anlatmaya çalıştı halkına. Yine başta ABD ve NATO olmak üzere dışarıya dönük mesajlar da

Yazının Devamı

Zorunlu göç fay hattı olmasın

9 Mayıs 2022

Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi ya da gönderilmesi artık siyaseten çok makbul ve çekici konulardan biri oldu. Evet bu durum daha önceleri de dillendiriliyordu ama ülkede yaşanan ekonomik gelişmeler, güvenlik, sosyal-demografik sıkıntılar, özellikle de seçimlere dönük oy hesapları nedeniyle popülaritesi daha da arttı. Başta CHP lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet partileri bu noktadan sıklıkla iktidarı vuruyorlar, bu konudan kolay kolay vazgeçmeyecekleri de açık ve net. Dolayısıyla artık iktidar kanadı da Suriyelilere dönüş sinyali veriyor. Yani siyasette herkes göndereceğiz modunda, sadece yol, yöntem, tarz konusunda farklılıklar söz konusu. Çünkü ülkedeki göçmen sayısı, yoğunluğunun toplum üzerinde ağır bir yükü varsa, devlet bu yükü hissediyorsa, konu devletin hazmetme kapasitesini zorlayacak boyuta gelmişse bunun oy kaybettirme ve kazandırma olasılığı yüksek. O nedenle de bunun bir siyasal hesaplaşma alanı olması gayet anlaşılabilir bir durum. Bu bağlamda ülkedeki 4 milyon

Yazının Devamı

CHP’de Karadeniz fırtınası

7 Mayıs 2022

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’n çıkışı ya da DP Genel Başkanı Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın sözleri nedeniyle 6’lı masanın 5 veya 4 ayaklı hale gelme olasılığı tartışılırken, şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turuyla lokomotif CHP’de buhar sıkışması oldu. Dolayısıyla, siyaset dünyasında herkes makinistin, yani CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası tavrını merak ediyor ve sorguluyor. Özellikle de kazandaki genleşmeye nasıl çözüm bulacağını. Çünkü her ne kadar CHP kurmayları İmamoğlu’nun bu gezisini kendilerinin bilgisi dâhilinde gerçekleşen bir bayram gezisi havasına sokmaya çalışsa da bunun adaylık çıkışı olduğu açık. İmamoğlu’na bu gezide eşlik eden gazeteciler de yorumlarında bunu çok net ortaya koydular zaten. Ki bu konuda CHP içinden gelen sesler de farklı değil. Onlar da İmamoğlu’nun bu çıkışını böyle değerlendiriyor ve olası sonuçlarını merak edip konuşuyorlar. Yani uzunca bir süredir görüldüğü

Yazının Devamı

Ukrayna’nın ‘özel’ başarısının sırrı

5 Mayıs 2022

Ukrayna rüyası kâbusa dönen Putin’i en çok öfkelendiren nokta istihbarat anlamında duvara toslamak olmalı. Çünkü Sovyet gizli servisi KGB’nin eski bir ajanı olan Putin’in şimdilerde emrindeki Rus istihbarat birimleri süreci yönetemedi. Daha doğrusu, ABD gizli servisi CIA ve İngiliz gizli servisi MI6 karşısında çuvalladı. Mesela Putin, Ukrayna’nın direnme kararlılığı, imkân ve kabiliyetinden bihaberken, Rusya’nın nereden saldıracağı, hangi bölgelerden ve askerle gireceği, ilk hedefin nereler olacağına ilişkin günler öncesinden CIA’nın ayrıntılı raporları yayımlandı. Moskova’nın saldırı planı da genel hatlarıyla önceden duyurulan bu plana göre gerçekleşti. İngiliz Genelkurmay Başkanlığı İstihbaratı da saat saat, sahaya ilişkin bilgi, harita paylaştı. Gerek askeri gerek siyasi açıdan CIA ve MI6 Kremlin’in beynini okudular yani. Hâlâ da öyle. Dolayısıyla, bugün Ukrayra’nın dünyanın en güçlü ordularından denilen Rusya karşısındaki başarısından söz ediliyorsa bunda başta CIA ve MI6

Yazının Devamı

Siyaset de bayram tatilinde

2 Mayıs 2022

Bugün son 2 yıldır kâbus yaşatan Korona pandemisi öncesindeki gibi maskesiz, yasaksız bir bayram. Dolayısıyla Korona yasakları gerekçesiyle özlem duyulduğu söylenen büyüklerle buluşma, el öpme, kucaklaşma ve sarılmalara engel yok ama görüntü ondan ziyade yine daha çok sahil kasabalarında geçirilen tatil havasında. Bu arada herkes gibi siyaset de bayram tatilinde. Elbette bu siyasi temaslar, söylemler değil son dönemde siyaset dünyasında pik yapan kaba dil ve sert üslup anlamında. Yani kavga ortamına kısa bir ara söz konusu, sonrasında ise maalesef yine devam ve ivmenin yükseleceği de kesin. Niyesi malum; Liderler sert, kaba söz kullanımını bir siyaset malzemesi haline getirdiler. Hem iktidar hem muhalefet açısından. Herkes kendi taraftarını tatmin edebilmek için her seferinde dozajını artırarak kaba söz kullanıyor. Kendi politika ve projelerini anlatmak yerine rakibini “sözle döverek” tabanına mesaj göndermekle yetiniyor. Ancak bunun artık eskisi gibi prim getirmediğinin farkında değiller. Çevrelerindekiler bunu

Yazının Devamı

İstihbaratta taşeron dönemi

30 Nisan 2022

Gün geçtikçe önemi daha da artan istihbarat genellikle sadece dar kapsamlı güvenlik yaklaşımları içerisinde değerlendirilir. Casuslar arası savaş, operasyonlar ve terör, yıkıcı faaliyetlere karşı güvenlik eksenli bakışla, bir Hollywood filminin görüntüsü içerisinde meselelere yaklaşılır. Halbuki istihbarat, yani devlet istihbaratı esasında o devletin, o toplumun temel güvenliğinin korunması ekonomiden sağlığa, iç politikadan dış politikaya kadar, ondan sonra sosyal hayattaki ortaya çıkan risklere kadar her alanı ilgilendiren, her alandaki zafiyetleri önceden haber alarak, değerlendirerek politikacıya politika üretiminde yardımcı olan vazgeçilmez bir unsurdur. Ama günümüzde bu işlev her ülke için çok farklı, hatta küresel güçler açısından istihbarat teşkilatları daha çok manipülatif ve provokasyon odaklı faaliyetleriyle ön planda. Bu bağlamda da terör örgütleri başta olmak üzere her türlü yasa dışı yapıyla ilişkileri var ve onları bu kirli oyunlarında taşeron olarak

Yazının Devamı

Biden’ın soykırım ikiyüzlülüğü

28 Nisan 2022

ABD Başkanı Biden’ın 1915 olaylarıyla ilgili açıklamasında bir kez daha “soykırım” ifadesini kullanması bunun gerçeklik değil bir siyasi algı operasyonu ve kararı olduğunun itirafı aslında. Çünkü aynı Biden daha iki hafta önce Rusya’nın Ukrayna’da yaptıklarını da “soykırım” olarak tanımlarken ne dedi? “Bu olayları uluslararası açıdan da benim gördüğüm gibi olup olmadığına hukukçular karar verecek.” Yani bu yaftalama benim ya da bir başka ülke devlet başkanının, siyasetçinin lafıyla değil, ancak hukukçuların vereceği bir kararla olabilir. Dolayısıyla, Ermenilerle olan tarihi bilmeden ya da bilmesine rağmen sadece asılsız iddialarla gaza gelen veya belli hesaplar çerçevesinde 1915 olayları için soykırım saçmalığında ısrar eden Biden’ın en azından BM’nin 1948 tarihli sözleşmesinden haberdar olduğu açık. Zira orada da diyor ki:

Bir olayın soykırım olup olmadığını veya kimin bundan sorumlu olduğunu tayin edecek olan ya o olayın cereyan ettiği ülkelerin mahkemeleri veya yetkili kılınmış

Yazının Devamı