Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Anayasa Değişiklik Kanunu uyarınca, disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kaldırılacak. Ancak savaş halinde asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilecek. Aslında bu daha önceleri de sıkca tartışılan bir konuydu ve gerekçesi de yargıdaki çift başlılık ile farklı içtihatlar oluşmasıydı. Dolayısıyla, bu tartışma referandumdan da “evet” çıkması durumunda askeri mahkemelerin tarihe karışmasıyla artık son bulacak. Ancak bu bildik ve görünen gerekçe oysa bu kez asıl nedenin darbeci FETÖ’cülerin olası bir askeri mahkemede yargılanma talebi ya da savunmasının önünü kesmek olduğunu iddia edenler de var. Dayanakları da 14 Temmuz 2016, yani darbe girişiminden bir gün önce Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un içeriği. Çünkü o kanunun 12. maddesinde “Genel kolluk kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetini aşan durumlarda terörle mücadele için gerekli olması veya terör eylemlerinin kamu düzenini bozması halinde İçişleri Bakanlığı’nın teklifi üzerine TSK görevlendirilebilir” denildikten sonra görevin askeri silsile içerisinde nasıl ifa edileceğine dair detaylar sıralanıyor. Devamında ise şu satırlar yer alıyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin bu fıkra kapsamındaki faaliyetleri askerlik hizmet ve görevlerinden, bu faaliyet sebebiyle işlendiği iddia edilen suçlar ise askeri suç sayılır.”
Yani bu gibi durumlarda yargılama yeri askeri mahkemelerdir. Dolayısıyla da iddia o ki; FETÖ’cüler darbenin bir gün öncesinde yürürlüğe giren bu yasayı beklediler ve kendileri açısından ters bir gelişme olması halinde askeri mahkemelerde yargılanma (o mahkemelerdeki çok sayıda hâkim ve savcının FETÖ’cü olduğu ortaya çıktı ve yürütülen soruşturma kapsamında ordudan ihraç edildi) yolunu hesapladılar. Dahası, şimdilik hesapları tutmadı ama dava AİHM’ye taşındığında bu yasayı gerekçe göstererek “Yargılamada usul hatası yapıldı” diyebilirler. Ki FETÖ’cülerden bazılarının yapacakları savunmalarını da bunun üzerine kurma hazırlığında olduğu söyleniyor.
FETÖ’nün hesabı
Tabii bunlar olasılıklar ama FETÖ gibi TSK’nın ve devletin her kademesine sızmış bir örgütün yaptıkları dikkate alındığında, neler yapabileceğinin de asla göz ardı edilemeyecek bir durum olduğu çok net. Nitekim dün konuştuğum Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Mehmet Erkan Akkuş da buna dikkat çekerek, yasayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Terör bahane edilerek, Genelkurmay kulislerinde hazırlanıp, 14 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu yasa FETÖ’nün nasıl sinsi ve hain bir örgüt olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü bu yasayla komutanların soruşturulması, MİT personeli gibi katı izin prosedürüne bağlandı. Ve suça karışan komutanların yargılanması görevi askeri mahkemeye verildi. FETÖ’nün askeri yargıdaki bütününe ulaşan etkinliği göz önüne alındığında, bu yasanın gerekçesinde gizli niyet ortaya çıkıyor. Bu yasa komutanlara yasal zırh sunarken, emre itaatsizlik gibi askeri suçlara uygulanan erteleme hakkını ortadan kaldırmıştır. Böylelikle astlar, küçük rütbedeki askerler zapturapt altına alınmıştır. Esas duruşta başparmağın ayrı durmasının bile emre itaatsizlik olarak cezalandırıldığı garabet askeri yargı kararları ışığında, FETÖ’cü generaller bu yasadan aldığı yetkiyle tüm astlarını hapis cezası ve meslekten ihraçla tehdit etmiştir. Meclis’te kabul edilen anayasa değişikliği paketi içinde bulunan askeri mahkemelerin kapatılması maddesi, FETÖ’cülerin AİHM’de öne sürmesi muhtemel, ‘Kanunlar geçmişe yürümez, askeri mahkemede yargılanmadığımız için adil yargılanma hakkı ihlal edildi’ savunmasını bertaraf etmek için acilen yürürlüğe girmeli...”