Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yunus’un öyküsünü hepimiz biliyoruz. Biyolojik ailesinden alınarak Hollandalı lezbiyen bir çifte verilen Yunus, bugün 9 yaşında. Türk ailesi onu geri almak istiyor.Yunus için Başbakan, bakanlar, STK’lar devrede.
Ya yanı başımızdaki “Yunus’lar. Onlar ne durumda? Örnek Balıkesir’den;
Sıla (8 yaşında kız), Ali (9 yaşında erkek, zihinsel engelli) Altı yıldır İlknur-Murat Demir çiftiyle birlikte yaşıyorlardı. Devlet; 15 Şubat 2013’te çocukları koruyucu ailenin yanından aldı. Birkaç gün önce de Bursa’ya göndererek ayrı ayrı yurtlara yerleştirdi.
Gerekçe; Balıkesir Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan mail ihbarı üzerine babanın işyerinde (bilgisayarcı) yapılan aramada (29 Mayıs 2012) bir bilgisayarda bulunan müstehcen görüntüler. (Bilgisayarın sahibi poliste ‘görüntüleri ben indirdim’ diye ifade vermiş.) Olayla ilgili herhangi bir gözaltı, tutuklama da olmamış. Açılan bir kamu davası var. Onun ilk duruşması da 4 Nisan’da Balıkesir Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Yani söz yargının. O nedenle baba suçlu ya da suçsuz diyemem. Ancak; 6 yıl boyunca kardeş olarak yaşayan iki çocuğu cezalandıran kafaya söyleyecek söz bulamıyorum. Polisle gelip çocukları götürmek istiyorsun,“Aile kaçırabilir” diye de eğitim döneminin ortasında başka bir İle gönderiyorsun. Üstelik Ali zihinsel engelli. Nerede kaldı sosyal hizmet uzmanlarının dillerinden düşürmediği “Çocuğun yüksek yararı, çocuk psikojisi, travma etkisi” öngörüsü...

Balıkesir’in ‘Yunus’larını kim kurtaracak

Haberin Devamı

‘Evden gitmeye hazırım’
Dün, Murat Demir ile konuştum, yetkililerin bir kez bile kendisini dinlemediğinden yakınarak şöyle dedi:
“Koruyucu aile statümüz iptal edildiği zaman il müdürümüze ‘Biyolojik aileler gibi bana uzaklaştırma verin, eğer olmazsa aklanana kadar eşimden anlaşmalı olarak boşanayım, farklı bir ile gidip mahkeme boyunca çocukları da görmem. Yeter ki çocukları evden almayın’ dedik. Ama kabul ettiremedik.
Kayınbabam ve kayınvalidem çocuklar zarar görmesin diye, mahkeme süreci geçene kadar çocukların koruyucu ailesi olmak istedi. Ayvalık Çocuk Yuvası’na başvurdular (3 ay bekleyeceksiniz) dediler.”

Cevapsız kalan dilekçeler
Demir ailesi, Başbakanlk İnsan Hakları Kurulu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da aralarında bulunduğu ilgililere 50’ye yakın dilekçe göndermiş. Hâlâ cevap yok. Gözden kaçabilir düşüncesiyle 5 Mart 2013 tarihli Bakan Fatma Şahin’e gönderilen dilekçeyi hatırlatmak istiyorum;
“Sayın Bakanım yaklaşık 20 gündür çocuklarımızı görmeyi bırakın sesini bile duymadık. Balıkesir İl Müdürümüz bizleri mafya olarak görerek çocuklarımızı bu konuda genelge olmasına rağmen okullar açıkken başka bir ile nakil ettirmiştir. 6 yıl boyunca örnek aile olarak baktığımız çocuklarımızı kaçırmak gibi uygunsuz bir davranışa girmemiz mümkün değildir. Biz ve çocuklarımız yaşananları hak etmedik. Kızım giderken (Anneciğim bize nazar değdi) demişti. Evimiz artık bizim için mezar oldu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.
Sayın Bakanım; bizler birer anne baba olarak çocuklarımızı çok özledik, görmek istiyoruz. Bu konuda sizlerin yardımına ihtiyacımız var.
Yüzde 50 oranında zihinsel engelli olan oğlumuz Ali’nin bizlerden başka kimsesi yoktur. Oğlumuzu nüfusumuza geçirebilmek için gerekli başvuruyu yaptık. Oğlumuz bizim aldığımızda 4 yaşındaydı kimsesi yoktu. Biz onun anne, baba, teyze, nine, dede tüm akrabaları olduk. Lütfen sayın bakanım bizi oğlumuzdan ayırmayın. Oğlumuzun zihinsel engelli olması bizim için bir engel değil. Biz oğlumuzu evlatlık olarak istiyoruz. Size bir anne baba olarak yalvarıyoruz.”
NOT: Türkiye’de yüzlerce çocuk dramı var. Maillerinizi bekliyorum.