Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından İstanbul’un atanmış tepe yönetiminde iki mülkiyeli var. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Aksaray Valisi’yken jet bir kararla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Selami Altınok. Bu uygulamanın son örneği 1978 yılında Hayri Kozakçıoğlu’ydu. O da Erzurum Valisi’yken sıradaşı bir atamayla İstanbul Emniyet Müdürü olmuştu...
Hatırlıyorum da o günlerde polis teşkilatı Pol- Der ve Pol- Bir diye iki ayrı kampa bölünmüştü. Solcu, sağcı polisler arasındaki bu ideolojik farklılaşma nedeniyle de karşılıklı güven sorunu yaşanıyordu. O nedenle 35 yıl önceki bu atama “Özellikle teşkilat dışından seçilmiş olabilir” diye yorumlanmıştı. Ya bugün?..
Polis yine karmakarışık ve bölünme görüntüsü var. Atamalar birbirini kovalıyor. Özllikle bakan çocuklarına operasyon düzenlenen İstanbul’da değişmeyen müdür kalmadı. Sonunda da 35 yıl önceki gibi hiç polislik yapmamış biri teşkilatın başına getirildi. İnsan ister istemez aynı gerekçeyle mi diye düşünüyor.
1980 öncesinin İçişleri bakanlarından Hasan Fehmi Güneş’e göre; yöntemleri benzese de iki atamayı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Çünkü o günkü “farklılışma” ile bugünkü “ayrışma” aynı şey değil. Öncekinin ideolojik bir anlamı olduğunu belirten Güneş, “Bugün gizli kapaklı bir örgüt devletin belli bölümlerinde mevzi kazanmaya çalışmış, ona da iktidar müsaade etmiştir. 35 yıl önceki atama tarafsızlığı sağlamak içindi. Şimdiki ise polisin içinde benden yana olanların üstünlüğünü sağlamaya yönelik” diyor.

‘Polis arada kaldı’
Bugünkü sorunun polis örgütünden değil, iktidardan ve onun “gizli ortağıyla” yaşadığı uyuşmazlıktan kaynaklandığını vurgulayan Güneş, “devletin polisinin iki yapı arasında kaldığını” öne sürerek şöyle devam ediyor:
“Gizli kapaklı örgütlerle koalisyon kurarak elde edilmiş başarılar o örgütlerin tutsağıdır. Laik demokratik cumhuriyetin kurumlarını ikimiz birlikte ele geçirelim diye yola çıkıp el ele beraber yürüyorlardı, ama yolun sonunda ‘hangimiz daha muktedir olacağız’ diye ihtilafa düşünce araları açıldı. O yüzden şimdiki atamalar ‘devletin polisi’ anlayışını egemen kılmak için değil, iktidarın yasalara uysa da uymasa da emirlerini yerine getirme konusunda tereddüt etmeyecek bir kadroyu yerleştirme çabasıdır.”
Güneş’in dikkat çektiği bir başka konu da yağmur gibi gelen bu atamaların operasyon sürerken yapılması. Atamalar-dan önce İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi gerektiğini savunan Güneş, “Bu yapılmadı ve güven sarsıldı. Bundan sonra olsa da toplum onları kendi vicdanında mahkûm eder. Bu da Yargıtay’la falan temizlenecek bir mahkûmiyet değildir” diyor.

Haberin Devamı

Gazetecilik aşkı

Haberin Devamı

Suriye’de kaçırılan Bünyamin Aygün, tanıdığımda Anadolu’da muhabirdi. O günlerdeki hayali mesleki kariyerini İstanbul’da devam ettirmekti. Sonra bunu gerçekleştirdi ve 2003 yılında Milliyet ailemize katıldı.
O günden bu yana birlikte sayısız işe gittik. Yol arkadaşlığımızda da, yönetici pozisyonlarımda da hep, ‘Bünyamin iyi ki bize gelmiş’ diye düşünmüşümdür. Çünkü Bünyamin’in gazetecilik mesleğine olan heyecanı ve tutkusu hiç sönmedi, aksine daha da alevlendi. Yoksa, bugün en çok gazetecinin öldürüldüğü ve kaçırıldığı Suriye bataklığında ne işi olabilirdi ki. Üstelik de o topraklarda yaşanan vahşete daha önce tanıklık etmiş ve çektiği fotoğraflarla ödül almışken...
İşte biz buna “gazetecilik aşkı” diyoruz. Ve bunu haykırmak, Bünyamin’e sesimizi duyurmak için de bugün saat 12.30’da İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Trabzon’da buluşuyoruz.
Bünyamin’in ve bir şekilde bir yerlerde esaret altında tutulan yerli yabancı tüm gazetecilerin en kısa sürede özgürlüklerine kavuşması temennisiyle...

Haberin Devamı


AKP lideri Samsun’da önemli açıklamalarda bulundu Görüntüleri gizli kamera ile çekilmiş ve internette yayınlanmış ayak ayak üstüne atan polisleri şiddetle eleştirdi..“Terbiyesizliğe bakın” dedi.. Belli ki, gizli
kamera ile çekilmiş ve internette yayınlanmış görüntülere itibar ediyor. Aynı konuşmada birçok televizyonda yayınlanan ayakkabı kutusu görüntülerine ise hiç değinmedi. Demek ki orada kayda değer bir durum yokmuş. Erkan Özyürekli